Boşanma Nedir?
Boşanma çiftlerin genel olarak yaşamlarında bir tatminsizlik duygusuyla başlayarak birbirlerine giderek yabancılaşarak aradaki duygusal, sosyal ve yasal bağın sona erdirilmesine denir. Boşanma süreci ebeveynler için ne kadar zorlayıcı ise çocuklar için de oldukça stresli geçen bir dönem ve acı veren bir deneyim olur. Yapılan bazı araştırmalar ise, çocukların gergin ve huzursuz bir ortamda yaşamak yerine anne-babalarının boşanmalarını tercih ettiğini göstermektedir.
Boşanma Çocukları Nasıl Etkiler?
Eğer boşanma kaçınılmaz ise, çocukların minimum zararla bunu atlatmaya çalışmaları hedef alınmalı, ebeveynlerin kendi duygularını çocuğa yansıtmamaya çalışmaları önerilir. Her çocuğun yaşına göre boşanmaya vereceği tepki değişkenlik gösterir. Örneğin, okul öncesi yaş grubundaki çocuklarda stresle baş etmeyi henüz tam olarak bilemedikleri için genelde inkâr etme veya saldırganlık davranışları görülebilir. Boşanma durumlarında çocuklar genel olarak kendilerini sorumlu ve suçlu hissetme eğilimindedirler, o yüzden boşanmayı açık, sade ve yaşına uygun cümlelerle çocuklara anlatmak hayati bir önem taşır. Bu durum gizlendiği ve geçiştirildiği zaman çocuğun yaşadığı ruhsal problemler giderek artış gösterir. Boşanmayla birlikte çocukta bir takım duygu durum değişiklikleri görülebilir, bunlardan en sık görülenleri korku, yalnız hissetme, terk edilme kaygısı, yakınlarını kaybetme korkusu, suçluluk, ebeveynlerini barıştırma arzusu, üzüntü, gerileme, okula adaptasyonda zorluklar ve inkârdır.
Boşanma haberini almak her çocuk için sarsıcı bir deneyim olur. Öncelikle çocuk bunun anlamını algılamaya çalışır, neden kendi başına geldiğini sorgulayabilir, hissettiği üzüntü ve kızgınlıkla isyan etmeye başlayabilir. Yetişkinler için belirsizlik katlanması ne kadar zor bir deneyimse çocuk için de öyledir. Anne-babanın ayrılığını kendine mal ederek kendini suçlamaya başlayabilir. İçinden “Acaba çok yaramazlık yaptım diye mi ayrılıyorlar?” gibi düşünceler geçebilir. Çocukların doğumundan itibaren en güvenli alanlarının sarsılması hali, hayatının nasıl olacağını ve onu nelerin beklediğini bilememesi bu deneyimi korkutucu ve kaygı verici kılar. Böyle durumlarda çocukları en çok sakinleştirebilecek şeyler, onların yanında olarak onları güvende hissettirmek, ebeveynlerin boşandığı ve çocuktan boşanılmadığı gerçeğini hatırlatmak ve mümkün olduğunca çocukların düzenlerinin bozulmamasını sağlamaktır. Ne kadar az değişiklik olursa adaptasyonları da o kadar hızlı ve kolay olur. Evden ayrılan ebeveynle yeterince iletişim kurulmaması, evi aniden terk eden bir ebeveyn, maddi sıkıntılar, okul ve ev değişiklikleri bu süreçteki yaşanan stres faktörlerini arttırır.
Boşanma Çocuklara Nasıl Söylenmeli?
İdeal olan bu kararın anne baba tarafından, çocuğun kendini güvende hissettiği bir yerde söylenmesidir. Bazen ebeveynler psikologların söylemelerinin daha uygun olacağı yanılgısına kapılabilirler ama çocuğun en güvendiği kişilerden bu durumu öğrenmesi daha uygundur. Böylece çocuk durumu daha kolay kabul etmeye başlar. Durumu sadece ebeveynlerden birinin söylemesi çocuğun o kişiye dair öfkesini arttırabilir. Evde çocuk sayısı birden fazla ise bütün ailenin bir araya gelerek söylemesi uygun olur. Kardeşin varlığı, çocuğa yalnız olmadığını hissettirecek ve güven duygusunu pekiştirecektir.
Boşanmanın çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ebeveynlerin bu durumla nasıl baş ettiğiyle paralel gelişen bir durumdur. Ebeveynlerin kendi eşlerine yönelik olumsuz duygularını çocuğa aktarmadan, arkadaşça bir ilişkiyi sürdürebilmeleri beklenir. Çiftlerin boşanma kararı, durum kesinlik ve netlik kazandıktan sonra çocuklara söylenmelidir. Çocuğun boşanmayla ilgili aklına gelen soruları ebeveynlerine sorabilmesi, durumu kabullenebilmesi için zamanı olması ve gidecek olan ebeveynle duygularını rahatça konuşabilmesi için ebeveynlerin bu durumu evleri ayırmadan en az bir hafta öncesinden paylaşması gerekir.
Ne Söylenmeli?
-Alınan kararın ortak bir karar olduğu, eğer evde çok sık kavga ediliyorsa artık bu kavgaları çözemedikleri ve ebeveynlerin anlaşamadıkları vurgulanmalı,
- Ebeveyn olarak birbirlerinin eşi olamayacakları ama bir ömür çocuklarının anne-babası olarak kalacakları ve onları hep sevip koruyacakları,
-Herhangi bir problem durumunda yanlarında olacakları,
-Çocuğun kendini suçlu hissetmemesi için bu karara çocuğun neden olmadığı söylenmeli,
-Bundan sonra ayrı yaşanacağı ve çocukların hayatında ne gibi değişiklikler olacağıyla ilgili (nerede kalacağı, haftanın kaç günü anneyle kaç günü babayla olacağı, okulunun değişip değişmediği gibi) detaylar mutlaka paylaşılmalı,
-Çocukların yaşı küçük ise çok detaya girmeden sade, basit ve yalın dille açıklama yapılmalı, yaşı büyük ise daha detaylı bilgi verilmelidir.
Boşanma Sonrası Neler Yapılmalı?
Eşler boşandıktan sonra kaçınılması gereken nokta ayrılığı telafi etmek için ebeveynlerden birinin çocuğa aşırı hoşgörülü davranmasıdır. Bu durum çocukta farklı davranış problemlerinin gelişmesini sağlayabilir. Anne- baba tutum olarak dengeyi korumaya çalışmalı, aşırı hoşgörülü ve toleranslı davranarak çocukta sınır problemlerinin gelişmesine izin vermemelidir. Ayrılık sonrası, ebeveynler çocuğun yanında birbirleriyle ilgili olumsuz konuşmalarda bulunmamalı ve yaşadıkları problemlere çocuğu dâhil etmemelidir. Ayrıca çocuğun ayrı yaşadığı ebeveynle düzenli görüşmesi sağlanmalı ve aksatılmamalıdır. Çocuğun var ise, güvenilir akrabalarıyla vakit geçirmesi onun eksik kalan duygusal ihtiyaçlarını gidermesi önerilir. Örneğin, babasını çok sık göremeyen bir çocuğun dayısıyla veya dedesiyle yakın ilişki kurması onun duygusal dünyası için onarıcı olacaktır.
Boşanma süreci tek başına çocuklar için çok yaralayıcı olmayabilir; burada anne babanın nasıl bir tutum izlediği, bu durumu çocuklara nasıl aktardığı ve kendi duygu durumunu kontrol edebilmesi önemlidir. Çocuklar yanlarında çökkün, ağlayan ebeveyn görünce korkar ve kötü bir şeylerin olacağı izlenimine kapılabilir. Boşanma sonrasında esas olan aile biriminin devam ettiğini çocuklarla vakit geçirerek ve onlarla ilgilenerek hissettirmek ve düzenlerini minimum değişiklikle sürdürmeye çalışmaktır. Eğer kökten değişiklikler oldu ise var olan yeni durumun değişmemesine ve çocukların alışmasına özen gösterilmelidir.