Özellikle Koronavirüs salgını sonrası aşı karşıtlığı hem dünyada hem de Türkiye’de artmaya başladı. Sağlık Bakanlığı da aşı reddinin aile sağlığı merkezleri tarafından dijital yolla değil, ıslak imza ile gönderilmesi kararını çıkardı. Aşı reddinin raporlanmasında sorun çıkacağı düşünülen bu yöntem sağlıkçılar tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Konuya ilişkin İstanbul Tabip Odası (İTO) 6 Haziran Perşembe günü Cağaloğlu’nda ‘Aşı Candır Hayat Kurtarır’ başlıklı basın toplantısı düzenledi. Sağlık Bakanlığı’nın aşı reddi için dijital bildirimden vazgeçerek, kağıtla ve ıslak imzayla bildirilmesi kararı hakkında konuşulan toplantıda ayrıca, aşıyla önlenebilecek hastalıkların endişe verici boyutlara ulaştığı aktarıldı. Basın toplantısında; İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şube’den Hatice Yayla, Birlik ve Dayanışma Sendikası Marmara Şube Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, Türk Tabipler Birliği (TTB) Aile Hekimleri Kolu ve İTO Aile Hekimliği Komisyonu üyesi Dr. Recep Yılmaz Koç ve İTO Aile Hekimliği Komisyonu üyesi Dr. Turan Karakaş yer aldı.
AŞI REDDİ BİLDİRİMLERİNDE DEĞİŞİKLİK
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı, Sağlık Bakanlığı kararının Türkiye’de aşı reddinin artmasıyla ilgili olduğunu düşündüklerini söyleyen Kırımlı, “Sağlık Bakanlığı bu sorunu aile hekimliği çalışanlarına yıkarak, ceza keserek çözmeye çalışıyor. Aynı Sağlık Bakanlık daha önce onaylı randevu meselesinde, Covid-19’da vaka, hastalık tanımlarında yaptığı gibi konunun özünü saptırıp başka bir konuyu tartışmamızı istiyor” şeklinde konuştu. Türkiye’de aşıyla önlenebilir hastalıklardan dolayı hastanelerde yatan çocukların, hayatını kaybeden yurttaşların olduğunu belirten Kırımlı, “Sağlık Bakanlığı’nın aşı tereddüdüne ve toplumsal bağışıklamanın kaybolmasına karşı sessizliğini ifşa etmek, buna karşı toplumu korumak için bir arada olacağız” dedi.
AŞI YAPTIRMAYAN 100 BİNLER VAR
TTB Aile Hekimleri Kolu ve İTO Aile Hekimliği Komisyonu üyesi Dr. Recep Yılmaz Koç, “Aşılanmanın yararlı olabilmesi için, toplumda yüzde 95 oranında bir bağışıklığın olması gerekiyor. Eğer biz bu oranı toplumda sağlayamazsak, ne kadar uğraşırsak uğraşalım salgın hastalıkları, aşıyla önlenebilir hastalıkları görmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 2023 yılında Türkiye’de beş bine yakın kızamık vakası görüldüğünü hatırlatan Koç, “2017-2018 yıllarında ‘17 bin aşı reddi’ var derken, bugün ülkemizde aşı yaptırmayan 100 binlerden bahsediyoruz. Şu an ülkemizde ‘kaç çocuk aşısız’, ‘kaç aile aşı reddi yapmış’ bunların kamuoyuna ve halkımıza Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanması gerekir” dedi. Aşılamanın aksamasının bir halk sağlığı sorunu olduğunun altını çizen Koç, “Aşısız nesiller çoğalınca oluşacak bulaşıcı hastalıklar, aşılı çocukları bile etkileyecek duruma gelecektir. TTB olarak bir an önce Hıfzıssıhha Kanunu’nun değiştirilmesi ve Türk Ceza Kanunu’na madde konularak bebek ve çocuklara bazı aşıların zorunlu olarak yapılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
“SAĞLIĞINIZI KORUMAK İÇİN ÇALIŞAN BİZLERE GÜVENİN”
Sağlıkçıların aşı reddi ile yaşanabilecek olumsuzluklara dikkat çektiği toplantıda
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Emrah Kırımlı’nın okuduğu ortak basın açıklamasında şu sözlere yer verildi: “Yurttaşlarımızdan bize güvenmeye devam etmelerini talep ediyoruz. Sizlerin en değerlisi olan çocuklarınızın sağlığını korumanın bizim de en önemli önceliğimiz olduğunu hatırlatmak istiyoruz. 2024 yılında hiçbir çocuğumuz kızamıktan, boğmacadan ölmesin istiyoruz. Biliyoruz para verip televizyonlara çıkan, sosyal medyada paralı kampanyalar yapan isimlerinin önünde akademik unvanlar koyan kimi isimler zihninizi karıştırıyor. Sizlerin kapı komşunuz mesafesindeki hekimler onlar değil, onlar kendilerinin de çocuklarının da aşılarını eksik bırakmıyorlar. Sizleri kaygılandırıp bundan kazanç elde ediyorlar. Güvenmeniz gereken hemen yanı başınızdaki ebe, hekim ve hemşirenizdir. Uğradığımız tüm baskı ve yıldırmalarına karşı sizin sağlığınızı korumak için çalışan bizlere güvenin. Sağlık Bakanlığı sizin sağlığınızla değil, hastalığınızla ilgileniyor. Bizi de sizin sağlığınızı korumaktan vazgeçirmek için bürokrasiye ve cezaya boğmaya çalışıyor. Ancak biz aile hekimliği çalışanları buna izin vermeyeceğiz. ‘Aşı bizim işimiz’ demeye devam edeceğiz, toplumun ve çocuklarımızın sağlığını korumak için mücadele etmemiz gerekiyorsa bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz”.
SAĞLIK BAKANI’NA VE BAKANLIĞI’NA SESLENİŞ
Açıklamada Sağlık Bakanlığı’na ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya yönelik şu ifadeler yer aldı:“Aile Sağlığı Merkezleri’nde bizi aşı ret formları ve ceza tehdidi ile baskı altına almaya çalıştığınızı, ticarileştirdiğiniz sağlık politikalarınızı sürdürmek için bizi hastalarımızla karşı karşıya getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. Ancak sağlığını koruduğumuz her hastamız, her bebeğimiz bizim işimizin ve bu işi yapmamızın ana gerekçesidir. Baskılarınız bizi yıldırmayacak. Toplumu bilgilendirmeye ve korumaya devam edeceğiz. İşimizi şimdiye kadar olduğu gibi hakkıyla yapmaya devam edeceğiz. Kendisi de bir çocuk hekimi olan Sağlık Bakanı’na sesleniyoruz: Aşı ile önlenebilir hastalıkların neler olduğunu ve sonuçlarını en iyi o bilir. Hekimlik andını hatırlamasını ve işini yapmasını istiyoruz. Aile Sağlığı Merkezlerine aşıların eksiksiz temin edilmesini istiyoruz. Burada çalışan bizlerin güvenli çalışma ortamını sağlamasını, daha çok hasta bakmaya teşvik değil, koruyucu sağlığın ve sağlığı koruyan biz sağlık emekçilerinin desteklenmesini istiyoruz. Aşı kararsızlığını önlemeye yönelik gerekenleri yapılmasını istiyoruz. Aşı ret formlarına boğulmak değil, aşı tereddüdü olan hastalarımızın doğru bilgilendirilmesini istiyoruz.”.