Gözlere, cilde ve saça rengini veren pigment, melanin olarak adlandırılıyor. Bir bölgede normalden daha fazla melanin üretildiğinde ciltte koyu lekeler ve hiperpigmentasyon ortaya çıkıyor. Medikal Estetik Hekimi Dr. Sevgi Ekiyor, cilt lekelerinin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Ciltte leke oluşumundan bahseden Dr. Ekiyor, “Cilt lekeleri en yaygın olarak güneşe maruz kalan bölgelerde görülür. Bu nedenle yüzümüz başta olmak üzere omuzlar ve eller gibi çeşitli bölgelerde de güneş kaynaklı oluşan cilt lekeleri görülebilmektedir. Hormonlar hem östrojen hem de progesteron- melanin seviyesini artırabilir. Hamile kadınlar bu nedenle doğumdan sonra cilt lekeleriyle karşılaşabilirler. Orta yaşla beraber ciltte melanin üretimi tetiklenir ve leke görülme sıklığı artar. Erken yaşlarda cildinizi güneşin zararlı ışınlarına maruz bırakmış ve koruma kullanmamışsanız, yaşlılık döneminde yaşayacağınız lekelenme problemi daha şiddetli olacaktır” dedi. Dr. Ekiyor şöyle devam etti: “Egzama, sedef hastalığı, cilt yaralanmaları ve akne problemi, bazı ilaçların yan etkileri ve diyabet hastalığı cilt lekelerine neden olan diğer etkenler arasında yer almaktadır.”
“TEDAVİ HER ZAMAN UYGULANABİLİR”
Cilt lekelerinin tedavi yöntemlerinden de bahseden Dr. Ekiyor, “Cilt tedavileri mevsime göre değişiklik gösterebilmektedir. Ancak toplumda ‘Leke tedavisi yazın yapılmaz’ diye yanlış bir algı var. Doğru tedavi yöntemleri, mevsimden bağımsız şekilde her zaman uygulanabilmektedir. Yazın artan cilt lekelerinizin önüne de doğru uygulanmış tedavi yöntemleriyle geçmek mümkün. Bir başka doğru bilinen yanlış ise gebelerle ilgili. Gebelik ve emzirme döneminde de birçok farklı tedavi yöntemini uygulayabilmekteyiz.” şeklinde konuştu.
Vücudun bir hafızası olduğuna dikkat çeken Ekiyor, “Cildimizde tekrar etmiş reaksiyonlar ya da yüzeysel uygulanmış tedaviler sonucu başarı alınamamış sonuçlar görebiliriz. Bu nedenle cilt lekelerini tedavi ederken, lekenin bulunduğu bölgenin yeniden kodlanması gerekmektedir. Cilde özel hazırlanmış ya da problemin çözümüne yönelik halihazırda var olan bileşen kokteylleri uygulanır. Bu kokteyller cilde; parlaklık, nem, lekelerde sönme ve canlılık gibi birçok fayda sağlar. Lazer uygulamaları lekelenme problemini artırabileceğinden yazın tercih edilmemelidir. Ancak vakti kısa olan ve hemen sonuç görmek isteyen hastalarımız lazer yöntemlerinden faydalanmak istemekte. Yaz tatiline gitmeme ve öğlen güneşinde vakit geçirmeme şartıyla bu hastalarımıza da lazer tedavileri uygulayabiliyoruz. Ameliyat ve yaralanma sonucu kalan ‘scar’ izleri için de birçok farklı tedavi türünden yararlanılabilir. Scar/iz ya da leke tedavilerinde ek tedavi olarak lazer tercih edilebilir. Öncelikli tedaviler hem ağızdan tüketilen hem de cilde enjekte edilen protokollerdir. Böylece ciltte yenilenme kökten dışa doğru sağlanır” dedi.