Çocukluk çağında kalp sağlığına dikkat!

Çocuklarda görülen kalp hastalıklarını konuştuğumuz Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, göğüs ağrısı, çabuk yorulma, kalp atışlarının çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz olması durumunda uzmana gidilmesi gerektiği uyarısını yaptı. Küçükosmanoğlu, çocukluk çağında yapılacak kalp kontrollerinin ileri yaşlarda sağlıklı bir yaşam için önem taşıdığının altını çizdi

27 Haziran 2024 - 10:41

Çevrenizde kalp ile ilgili hastalık yaşayan kişiler mutlaka olmuştur. Kalp hastalığı sadece yetişkinlerde olur gibi bir algı da söz konusu. Çocuklarda görülen kalp hastalıklarının doğru tanısı ve zamanında tedavisi çok önemli ve hayat kurtarıcı. Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ile çocuklarda görülen kalp hastalıklarını ve nedenlerini konuştuk.       

  

Çocuklarda kalp sağlığı kontrolünün anne karnında başladığını belirten Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu: “İleri anne yaşı, annede kronik hastalık bulunması, annenin bebeğe zarar verme potansiyeli olan ilaç kullanım öyküsü, çoğul gebelik, tüp bebek, önceden doğuştan kalp hastalığı olan bebek öyküsü gibi riskli gebelik durumunda fetüs (anne karnındaki bebek) kalp sağlığı yönünden öncelikle kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilir. Gerek duyulması halinde perinataloji ve çocuk kardiyolojisi uzmanı da değerlendirir. Anne karnında doğumdan sonra acil müdahale gerektiren kalp hastalığı saptanırsa doğumun uygun bir merkezde gerçekleştirilmesi gerekir. Gebeliği sorunsuz seyredenlerde doğum sonrası bebeğin genel muayenesi sırasında kalp hastalığına ait bulgu saptanır veya şüphesi oluşursa çocuk kardiyolojisi uzmanına yönlendirilir. Daha sonra bebeğin rutin takibi sırasında her fiziki muayenenin ayrılmaz bir parçası olarak kalp muayenesi yapılır. Kalp hastalığından şüphe edilirse çocuk kardiyolojisi uzmanına yönlendirilir.” bilgilerini paylaştı.

“AİLESEL YATKINLIK, ÇEVRESEL FAKTÖRLER”

“Doğumsal kalp hastalıkları her 1000 canlı doğumda 8 bebekte görülür.” diyen Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, şöyle devam etti: “Hastalıklar sıklık sırasına göre yapısal hastalıklar, kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları, sistemik hastalıkların kalp tutulumu ve tümörler olarak sıralanabilir. Bu hastalıklar çok büyük oranda multifaktöriyel (çevresel faktörler, ailesel yatkınlık, genetik faktörler gibi pek çok değişkene bağlı) nedenlerle oluşuyor. Yapısal hastalıkların bir kısmı kendiliğinden düzelebilir. Örneğin, en sık görülen yapısal doğuştan kalp hastalığı olan "ventriküler septal defekt- karıncıklar arasında delik" (VSD)’lerin bir kısmı doğuştan sonraki ilk yıllarda kendiliğinden küçülebilir ya da kapanabilir. Bunun yanında kapak hastalıkları gibi bazı hastalıkların zamanla daha ciddi hale geldiğini biliyoruz.” 

Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, çocuklar ve ergenlerde doğumdan sonraki dönemlerde ortaya çıkan (edinsel) kalp hastalıkları hakkında da şunları söyledi: “Kalp kası hastalıkları, ritim bozuklukları, kalp damar sistemi enfeksiyonları, akut eklem romatizması (akut romatizmal ateş), bazı kapak hastalıkları, koroner arter hastalığı, tümörler ve bazı sistemik hastalıkların kalp tutulumu. Bu hastalıkların bazıları doğuştan da olabilir. Edinsel kalp hastalıklarının çoğu da multifaktöriyel (çevresel faktörler, ailesel yatkınlık, genetik faktörler gibi pek çok değişkene bağlı) nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Çevresel faktörlerden önemli kısmı ortadan kaldırılırsa buna bağlı hastalık riski de azalır. Örneğin beta hemolitik streptokok'a bağlı boğaz enfeksiyonu uygun şekilde tedavi edilirse akut romatizmal ateş hastalığı engellenir.”

“ÇARPINTI, ÇABUK YORULMA…”

Prof. Dr. Küçükosmanoğlu, “Çocuklarda kalp hastalığını düşündüren öykü (örneğin aile öyküsü), semptom (göğüs ağrısı, çabuk yorulma, çarpıntı gibi) veya muayene bulgusu (üfürüm duyulması, anormal kalp sesi, kalp atışlarının çok hızlı, çok yavaş veya düzensiz olması gibi) durumunda çocuk doktoru veya aile hekiminin yönlendirmesi ile çocuk kardiyolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmeli. Çocuklarda kalp hastalığı tanısı için öncelikle fizik muayene yapılır. Elektrokardiyografi (EKG) ve ekokardiyografi (EKO) en sık kullanılan noninvaziv (zarar verici olmayan) tanı araçlarıdır. Gerek görülmesi durumunda efor testi, 24 saatlik EKG kaydı (ritim holter), daha ileri tetkik olarak bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans (MR) görüntüleme veya kalp kateterizasyonu ve anjiografi yapılabilir. Her hastalık tedavi gerektirmez. Tedavi gerektiren bir hastalık saptanırsa hastanın durumuna ve ihtiyacına göre ilaç tedavisi, girişimsel tedavi veya cerrahi tedavi uygulanır. Bazen yenidoğan döneminde acil girişim veya cerrahi gerekirken bazen sadece izlemek yeterli olabilir. Çocukluk çağında yapılacak kalp kontrolleri ileri yaşlarda daha sağlıklı bir yaşam için önem taşır.” ifadelerini kullandı.

 

ARŞİV