“Deprem bölgesinde kalacağız”
6 Şubat depreminin birinci yılına ilişkin açıklama yapan Dünya Doktorları Derneği Başkanı Hakan Bilgin “Yerel sağlık altyapısı sürdürülebilir olana kadar deprem bölgesinde kalarak, uzun vadeli tıbbi destek ve eğitim sağlayacağız” dedi
6 Şubat depreminin ilk günlerinden itibaren sahada görev yapan Dünya Doktorları Derneği, depremin birinci yıl dönümü nedeniyle açıklama yaptı.
Açıklamada deprem sonrasında Hatay’da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Dünya Doktorları Derneği Başkanı Hakan Bilgin, “Bir yıl önce tarifi zor, büyük bir acı yaşandı. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyoruz. Biz, bu afetin haberini alır almaz hemen harekete geçtik. Hatay’da kurduğumuz mobil sağlık birimleri ile kadın ve çocuk dostu güvenli alanlarımızda depremden etkilenen 27 bin kişiye 32 bin tıbbi danışmanlık, 600 kişiye bireysel psikolojik sağlık hizmeti, 5 bin kişiye cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmeti sağladık. 7 bin 100 kişinin katılımıyla psikososyal destek grup oturumları gerçekleştirdik. Ayrıca Suriye'nin Afrin (Halep) ve İdlib bölgelerinde bulunan sağlık merkezleri ve mobil ekiplerimiz aracılığıyla deprem sonrası yaklaşık 165 bin yerinden edilmiş kişiye 245 binden fazla sağlık hizmeti sağladık. Mobil sağlık birimlerimiz, hijyen kaynaklı hastalıkların yayılımını azaltmak amacıyla bölgede 30 bin kit dağıttı” dedi.
Derneklerinin uzun süreli ve kalıcı sorunlar üzerine odaklanarak sürdürülebilir, etkin sağlık hizmetleri için çözümler oluşturduğunu vurgulayan Hakan Bilgin şunları ifade etti: “Bizim çalışmalarımızın temelinde “Dayanışma Yaşatır” anlayışı bulunuyor. Dünya Doktorları olarak, her türlü afetten etkilenen insanlara yerel sağlık altyapısı sürdürülebilir olana kadar destek vermeye devam ediyoruz. Yerel sağlık altyapısı sürdürülebilir olana kadar deprem bölgesinde kalarak, uzun vadeli tıbbi destek ve eğitim sağlayacağız. Hatay ve Afrin’deki çalışmalarımızı da bu anlayış çerçevesinde sürdürüyoruz. İnsanlığın bir daha böyle büyük felaketler yaşamaması en büyük dileğimiz.”