Yakın zamanda hissedilen deprem geçmiş acıları hatırlatırken olası görülen daha büyük bir depreme dair kaygılarımızı tetikledi. Travmatik olaylar kişilerin kontrolleri dışında gelişen, yoğun korku yaratan olaylardır. Deprem gibi doğal afetler de kişilerde uzun süreli psikolojik etkiler yaratır. 99 Marmara depreminden 14 ay sonra hayatta kalan kişilerle yapılmış bir araştırmaya göre merkez üssü bölgede yaşayanların %23’ü, İstanbul’da yaşayanların %14’ünde travma sonrası stres bozukluğu ile depresyon eş zamanlı olarak gözlenmiştir.
Travma sonrası kişiler aynı olayın tekrar olacağına dair korku, tahmin ve kontrol edilemezliğine karşı çaresiz ve savunmasız hissedebilir. Travmatik olaya karşı verilen duygusal tepkilerin doğru ya da yanlış bir yolu yoktur. Hepimiz farklıyız, bu yüzden kendinize (veya başkasına) ne düşünmeniz, hissetmeniz veya yapmanız gerektiğini söylemeyin. Son hissedilen depremden sonra yoğun tedirginlik haliniz devam ediyor hatta bedensel tepkiler yaşıyor olabilirsiniz (uykusuzluk, kalp çarpıntısı gibi). Doğal afetleri kontrol edemeyiz ancak yarattığı tedirginlik ile baş edebilmek sizin elinizde.
Sizi tedirgin eden ürkütücü senaryoları düşünmekten kaçının. Kendinizi bu düşüncelerin içinde bulduğunuzda zihninizi meşgul edecek başka aktiviteler yapın. Örneğin bu düşüncelerden uzaklaşamıyor ve uyuyamıyorsanız o hafta içinde yapacağınız size keyif verecek bir etkinlik planını kafanızda tasarlayın ya da yataktan çıkın, çok uykulu hissedene kadar size keyif veren bir aktivite ile uğraşın.
Ancak düşünmemek depreme karşı tedbir almamak ile aynı şey değil. Olası bir deprem anında sizi ve sevdiklerinizi güvende tutabilecek önlemleri araştırın. Sadece kendi zihninizde bunları tasarlamayın. Çevrenizdeki kişilerle, ailenizle birlikte bu durumları paylaşın. Ailecek deprem çantası hazırlamak, ortak buluşma noktaları belirlemek gibi planlamalar yapın. Bunlar stres arttırıcı değil aksine baş etmeyi güçlendirici sağlıklı adımlardır.
Bilinmeyen şey insan için daha ürkütücü oluyor bu nedenle güvenilir bilimsel kaynaklardan araştırma yapın. Sosyal medyada yayılan kaynağı belirsiz ya da şüpheli haberlere itibar etmeyin. Unutmayın ki önceden depremin gününü ve saatini bilmenin mümkün olmadığı birçok uzman tarafından söyleniyor. Hayvanların depremi önceden hissettiği ve farklı davranışlar ile belli ettiğine dair henüz kanıtlanmış bilimsel bir çalışma yok. Böyle durumları belirteç gibi görerek kendinizi ve çevrenizi tedirgin etmeyin. Medyada yer alan deprem içerikli tartışmalar kimi kişiler üzerinde duruma dair kontrol hissi sağlarken, bazı kişiler için ise hatırlatıcı ve daha da travmatize edici olabiliyor. Özellikle yatmadan hemen önce haberleri izlemeyin veya sosyal medyayı kontrol etmeyin ve rahatsız edici görüntüleri tekrar tekrar izlemekten kaçının.
Alınabilecek önlemleri ve olası deprem anında ve sonrasında yapılacaklara dair planlarınızı yaptınız. Şimdi sırada hayatın normal akışına dönmek var. Hareket edin, sosyalleşin ve sakinleşin. Egzersiz yapmak vücudun endorfin salgısını arttırarak kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlar. Hem bedensel hem de zihinsel olarak travmanın stresinden kurtulmaya yardımcı olur. Vücudun ritmik hareketine, nefesinize ve yarattığı hisse odaklanarak dikkatinizi olumsuz düşüncelerden uzaklaştırabilirsiniz. Ayaklarınızın yer ile temasına veya cildinizdeki rüzgâr hissinin farkına varın. Herhangi bir durumda hızlıca sakinleşmek için, dikkatinizi nefesinize odaklayarak, sadece 60 nefes alın. Nefesinizi 3 adımda yavaş ve burnunuzdan alın, yine 3 adımda ağızdan yavaşça verin. Travmatik bir olayın ardından arkadaşlardan ve sosyal aktivitelerden kendinizi çekmek isteyebilirsiniz. Ancak yüz yüze diğer insanlarla bağlantı kurmak iyileştirici etkiye sahiptir.