"Devasa şehir hastaneleri var ama personel yok"

Ülkenin sağlık sistemini, Kadıköy özelinde konuştuğumuz Sağlık Hizmetleri Sendikası Genel Başkanı Özlem Akarken, Göztepe’deki Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’nde hastaların randevu bulabilmek için mücadele ettiklerini belirterek, “Şehir hastaneleri, müteahhitler ve finans kuruluşlarının çıkarlarını garanti altına alan bir imtiyaz sistemi olarak kurgulanmış” diyor

16 Şubat 2024 - 08:43

Merkezi Kadıköy’de bulunan Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) geçtiğimiz günlerde yazılı bir açıklama yaparak, ülkenin genel sağlık gündemini değerlendirdi. Biz de bu vesileyle, Sendika Genel Başkanı Özlem Akarken ile Kadıköy’ün sağlık gündemi özelinde bir söyleşi yaptık. 

  • Kış ayları ile beraber hastanelerin acil servisleri dolup taştığını söylüyorsunuz.  Acaba yeniden ama bu sefer 'adı konulmamış' bir pandemi yaşıyor olabilir miyiz?

Evet, adı konulmamış bir pandemiyle karşı karşıyayız. Sosyal medyada ve görsel medyada değerli hocalarımız açıklamalarda bulunuyor. Bu açıklamalarda son aylarda çok sayıda hasta, hastane başvurularında da artış olduğunu, özellikle çocuklarda hastalıkların nispeten fazla olduğu vurgulanıyor. Bu tabloda üç ana faktör etkili; biri solunum yollarını saran bir virüs RSV, diğeri influenza (yani grip), diğeri de koronavirüs. Koronavirus hafife alınmamalı. 

“HEKİMLER HASTALARA YETİŞEMİYOR”

  • Peki hastaneler, bu artan hasta sayısını karşılayabiliyor mu?

Aynı pandemi dönemindeki gibi aciller, poliklinikler, Aile Sağlığı Merkezleri dolup taşıyor. Bu doluluk oranlarında hem hastanelerin fiziki koşulları yetmiyor hem de hekimler hastalara yetişemiyor. Hastalara istenilen süre ayrılamıyor. On dakikalık randevular da hastalara çözüm olamıyor Maalesef yeterli uzman hekim, pratisyen hekim, hemşire, tekniker, teknisyen istihdamı yok. Asistanlar iyi eğitim alamıyorlar.  Personel azlığından tetkikler yavaş ilerliyor, randevular geç tarihe veriliyor.  Devasa şehir hastaneleri açılıyor ama il içi görevlendirmelerle personel açığı kapatılmaya çalışılıyor.

  • Kadıköy’de durum ne? Burada, sendikanız verilerine göre toplam kaç hastane var? Ve kaç sağlık çalışanı görev yapıyor?

Kadıköy, İstanbul’un büyük ilçelerinden.  Lakin Üsküdar ilçesiyle komşu olması nedeniyle aslında Kadıköy’de olup Üsküdar’da hizmet veren hastaneler daha fazla. Kadıköy’de  Göztepe Prof.Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi, Erenköy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi ve bunların ek binaları semt poliklinikleri mevcut. Ayrıca özel tıp merkezleri, poliklinikler ve 10’nun üzerinde tam teşekkülü özel hastane var.  Muayeneler tekrar açılmaya başladı. Çoğu hekim muayenehanelerinde de vatandaşımıza hizmet veriyor. Kadıköy’de hizmet veren devlet hastaneleri eğitim araştırma hastanesi statüsünde. Bu kurumlarda, 4-A 4-B 4-C 4-D statüsünde çalışan 1000’in üzerinde personel mevcut. 

YILDA 8 MUAYENE

  • Kadıköy’ün sağlık çalışanları, günde ortalama kaç Kadıköylü hastaya hizmet veriyor?

Kadıköy, öğrencinin, memurun, emeklinin yoğun olduğu büyük bir ilçe. Türkiye, kişi     başına düşen sağlık kurumu çalışanı sayısında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) hayli gerisinde kalıyor. Dolayısıyla büyük ilçe olan Kadıköy’de ikamet edeni bırakın diğer ilçelerden de MHRS ile randevu alıp gelenleri de dikkate alırsak sağlık kurum çalışanı sayısından fazla vatandaşımıza hizmet veriliyor. Vatandaşlarımız senede ortalama 8 defa muayene olmak için sağlık kurumuna gidiyor. Ülkemiz bu alanda Avrupa ülkeleri içinde üst sıralarda. Ülkedeki toplam hekim sayısı açısından Türkiye, yine üst sıralarda yer almasına rağmen nüfus dikkate alındığında durum tam tersi. Kişi başına düşen hekim ve hemşire başta olmak üzere sağlık kurumu çalışan sayısı açısından Türkiye Avrupa’da son sırada yer alıyor. Sağlık kurum çalışanları ülkemizde en çok çalışan emekçi grubu.

  • Yerel sağlık hizmetini de sorayım. Kadıköy'de kaç aile hekimliği var? 

40’a yakın Aile Sağlığı Merkezi (ASM) var. Aile hekimi ile birlikte hizmet veren, sözleşmeli olarak çalıştırılan veya Türkiye Halk Sağlığı Kurumu veya eğitim kurumunca görevlendirilen hemşire, ebe, sağlık memuru (toplum sağlığı) ve acil tıp teknisyeni bu kurumlarda görev yapıyor. 

“ASM’LER DE YOĞUN”

  • ASM’ler ile hastanelerin yoğunluğunu kıyas etseniz. Salgına yakalandığını düşünen hastanın ilk tercihi hastane-acil mi yoksa aile hekimi mi oluyor?

ASM’ler, en az hastaneler kadar yoğun. Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden hastanelere randevu bulamayanlar ya da İstanbul gibi metropol bir şehirde ulaşımda fazla zaman harcamak istemeyenler ASM’leri ve acilleri tercih ediyor. Çünkü MHRS’de aynı güne, ertesi güne randevu bulmak maalesef imkansız. 

  • Basın açıklamanızda şehir hastanelerine dikkat çekiyorsunuz. Kadıköy'de  1 tane (Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi) şehir hastanesi var. Bu hastanenin durumu nasıl?

Bilindiği gibi yıllardır hizmet veren Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi, şehir hastanesi olarak yapılandırılmıştı. Poliklinik müracaatı akabinde muayene sonrası, -her hastanede olduğu gibi-  tetkikler için randevu tarihleriyle vatandaşımızın mücadele ettiği bir hastane. Bu hastanede çalışan sağlık kurum çalışanları büyük fedakarlıkla hizmet vermeye çalışıyor. Lakin şehir hastaneleri sözleşmeleri nitelik itibariyle birer imtiyaz sözleşmesi maalesef. Borç üstlenimi, doluluk  garantisi, kur riskinin devlette  oluşu, vergi  muafiyet  ve  istisnaları ve  bütün  bunlar  için TBMM’den  çok sayıda  kanun  çıkarıldığını düşünürsek; şehir hastaneleri sözleşmesi, genç  cumhuriyetin bir asır önce kıyasıya müzakere edip sınırlandırdığı ayrıcalıklardan birinin güncel formudur. Devletin özel şirketler ile 25 yıllık ticari sözleşmeler imzalaması maalesef birçok hakka aykırıdır. Sözleşmeleri gizli tutmaya, gizli sözleşmeler ile girdiği taahhütler sonucu, devlet bütçesini her bir şirket açısından ayrı ayrı 25’er yıl yük altına sokmaya hakkı yoktur. Şehir hastaneleri devasa hastaneler fakat müteahhitler ile finans kuruluşlarının çıkarlarını garanti altına alan, bir imtiyaz sistemi olarak kurgulanmış. KÖİ (kamu özel işbirliği) düzenini, bütçe yükünü düşürecek, toplumsal refaha en yüksek katkıyı sağlayacak biçimde sona erdirmek zorunlu.

  • Özel hastanelerde örgütlü müsünüz? Devlette randevu bulamayan özele (maddi imkanı var mı?) gidiyor mu acaba?

4688 sayılı Kamu Sendikaları Kanunu’na tabi olarak sağlık ve sosyal hizmet kolunda örgütlü bir sendikayız. Bu nedenle özel hastanelerde çalışan sağlık kurum çalışanları bize üye olamıyor. Lakin onların hakları konusunda da mücadele veriyoruz. Devlette randevu bulamayan vatandaş özel hastanelere yöneliyor ama ileri ve tetkik tedavilerde ücretlerin yükselmesi nedeniyle vatandaşlarımız maddi imkansızlıklarla mücadele ediyor. Muayenesini olduktan sonra ileri tetkiklerde ameliyatlarda ya da tedavide bütçesine uygun sağlık merkezleri arayışına giriyorlar. 

  • Sizce sağlık sistemindeki tüm sorunların çözümü için genel hatlarıyla nasıl bir yol izlenmeli?

Bir ülkenin en önemli etkeni sağlık ve eğitimdir. Sağlık sistemi çöküşe geçmeden sağlık ve sosyal hizmet kolunda hizmet veren dernekler, sendikalar, meslek örgütleriyle Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışmalı. Bizlerin önerileri bilimsel veriler ışığında dikkate alınarak  çözümler üretmeli.

  • Acaba sağlık sistemi problemleri yerel odaklı çözümlenebilir mi? Mesela Kadıköy gündüz yoğun genç bir ziyaretçi nüfus sahip olsa da yerleşik olarak ileri yaşlı profilin ikamet ettiği bir ilçe. Bu profile uygun bir sağlık planlaması yapılabilir mi?

Elbette. Öncelikle her ilin İl Sağlık Müdürlüğü’nün liyakatla göreve gelen yöneticileriyle,  Kamu Hastaneler Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı ayağıyla çok iyi bir sağlık planlaması yapılabilir.

  • İstanbul'da kaç sağlık kuruluşunda örgütlüsünüz? Ne kadar üyeniz var?

Sendikamızın Genel Merkezi İstanbul’da. Buradaki çoğu sağlık kurumunda üyelerimiz var.  Kurulduğumuz 2016 yılından beri üye sayımız hep arttı. Lakin ülkemizde gerçek bir sendikacılık yapılamıyor. Sendikal barajlar getirilerek örgütlenmemiz engelleniyor. Toplu sözleşme ikramiyesi adı altında devletin kasasından yetimin hakkı olan miktarlar dağıtılmakta. Soralım size;  hangi derneğe, hangi sivil toplum kuruluşuna üye olduğunuzda  üye aidatı ödeyip, sonra da bu ödediğiniz miktarın üzerinde miktarları devletten geri alıyorsunuz ? Cevabınız ‘Almıyoruz’ olacaktır. Yetkili sendika üyeleri ödedikleri üye aidatları üzerinden ücret alıyor, baraja takılan sendika üyeleri de yine devletin kasasından ödemeler alıyor. Bu da örgütlenmenin önüne geçiyor. Türkiye’de sendikacılık artık devlet kasasından çıkan miktarlar ve yetkili sendika ve ortaklarının kasasına giren paradan ibaret. Hak mücadelesi, hak mücadelesinden çıkmış durumda. Ancak bunlar bizi yıldırmıyor. Hak, hukuk, adalet, liyakat isteyerek, 150 üyeyle kurulduğumuz günlerden, 5-10 binler olarak yolumuza  devam ediyoruz. Promosyonlarla değil hak mücadelesinde kazanımlar alarak büyümeyi hedefliyoruz. 

  • Sendika olarak bu konuda yaptığınız çalışmalar, öneriler, raporlar vb. var mı?

TBMM’ye sunduğumuz kanun taslakları , birçok projede katkımız ve bilimsel veriler ışığında yarınımıza umutla bakacağımız gençlerimize örnek olacak çalışmamız var. Özlük haklarının düzenlenmesi ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Bizler, Türkiye’ye yeni bir ses olarak yola çıkan, yönetim kurulunda kadın üyenin fazla olduğu bir sendikayız. 

 


 


ARŞİV