Pre-diyabet olarak bilinen gizli şeker, kişinin kan şekeri düzeyinin normalden yüksek, diyabet tanısı için gerekli sınırdan düşük olması olarak tanımlanıyor. Pre-diyabet, diyabet öncesi ilk safha olarak kabul ediliyor. Araştırmalara göre, çoğu gizli şeker hastalarına 10 yıl sonra Tip 2 diyabet tanısı konuyor.
Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli şekerin ne olduğu, belirtileri ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
DİYABETE DÖNÜŞME RİSKİ YÜKSEK
Hastalığın toplumda sık görüldüğünü ve şeker hastalığında olduğu gibi önem vermenin şart olduğu uyarısında bulunan Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, gizli şeker hastalarının damar sağlığı yüksek risk grubunda yer aldığını ve pre-diyabetin diyabete dönüşme riskinin çok yüksek olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Aydın, “İnsülin direnci dediğimiz bozuklukla başlayan önce tokluk sonra açlık kan şekerinin yüksekliğiyle seyredip diyabete neden olan bir hastalık tablosudur. Ve diyabetin yol açtığı tüm hastalık risklerini taşır. Diyabet tanısı koyduğumuz hastaların yüzde 20’sinde organ hasarı ortaya çıkıyor. Hastalar görmede bozukluk, kalp krizi riski, böbrek yetmezliği gibi sorunlarla karşımıza geliyor. Bunlar pre-diyabet döneminde ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Aydın, “Diyabet, her 7 kişiden 1’inde olmak üzere çok sık görülen bir hastalık. Bunun öncülü olan pre-diyabet ise her 3 kişiden 1’inde görülüyor. Türkiye de görülme sıklığı yüzde 36’dır. Pre-diyabetin uzun dönemde diyabete yol açtığını düşünürsek önemli bir hastalıktır, önlem alınması gerekir.” dedi.
DİYABET ÖNLENEBİLİR
Kilo vermenin ve egzersizin hastalığı önlemede önemli bir faktör olduğunu vurgulayan Aydın, “Pre-diyabet, diyabetin başladığı yerdir. Buna neden olan en önemli faktör vücuttaki yağın fazla olmasıdır. Buna bağlı gelişen toksinlerdir. Dolayısıyla kilo vermek, sağlıklı beslenmek, egzersiz bu bozuklukların giderilmesini sağlayacaktır. Böylece, uzun dönemde diyabete olan gidişat geriliyor. Bu konuda yapılan çalışmalar da bize, insanların yaşam tarzını değiştirerek, kilo verip, egzersiz yaparak bu bozuklukların yüzde 58 oranında geriletildiğini gösteriyor. İlaç tedavisiyle de yüzde 27 oranında düzelme sağlandığını biliyoruz.” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARDA DA SIK GÖRÜLÜYOR
Pre-diyabetin bir belirtisi olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Hasan Aydın, “Dünyadaki obezite çocukluk çağına indiği için pre-diyabeti de çocukluk çağında sık görülen bir hastalık olarak biliyoruz. Pre-diyabetin bir belirtisi yok. Belirtiler diyabete dönüştüğünde ortaya çıkıyor. Ağız kuruluğu, çok su içme, idrara sık çıkma gibi şikâyetler ancak o evreden sonra görülüyor.” dedi.
RİSKİ NE ARTIRIYOR?
Yılda bir kez mutlaka kan şekeri ölçümü yapılmasını öneren Prof. Dr. Aydın, “Aileden gelen genetik bir zemin oluyor, hipertansiyon, gebelikte şeker hastası olanlar, kötü beslenme, hareketsiz yaşam, kilo fazlalığı gibi faktörler birbirinden bağımsız olarak hastalık riskini ortaya çıkarıyor. Böyle şikâyetleri olan kişilerin düzenli şeker takibinden geçmeleri lazım. Yılda bir kez mutlaka kan şekerlerini ölçtürsünler.” diye konuştu.
HASTALIKTAN KORUNMAK MÜMKÜN
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın, hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Hastalıktan korunmak için vücut ağırlığının yüzde 10’unun kaybetmek gerekli. Bunun için iyi beslenmek ve kilo kontrolü şart. Haftada minimum 150 dakika olacak şekilde egzersiz yapmalıyız. Bunlar aerobik egzersizlerden oluşmalıdır. Şekeri ve unu hayatımızdan tamamen çıkarmalı ve öğün düzeni olmalı. Yani hiçbir öğün atlanmamalı. 3 öğün mutlaka tüketilmelidir. Özellikle ailesinde diyabet öyküsü olan kişilerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Yaşam tarzı değişiklikleri yaparak hayat boyu sürdürmeliler.”