Diyabet, 21. yüzyılın en büyük sağlık sorunlarından biri ve tüm dünyada 415 milyon olan diyabetli sayısının 2040 yılında 640 milyona ulaşması bekleniyor
Türk Diyabet Cemiyeti, “14 Kasım Dünya Diyabet Günü” vesilesiyle; kentleşme ile birlikte yaşam ve beslenme tarzındaki değişiklikler ve diğer faktörlerin de etkisiyle diyabetin hızlı artışına dikkat çekti.
Hareketsiz yaşam, sağlıksız ve yanlış beslenme, genetik yatkınlık, fazla kilolu olmak Tip 2 diyabete zemin hazırlıyor. Toplam diyabetli nüfusun yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan Tip 2 diyabet, doğru beslenme ve hareketsiz yaşamdan kaçınarak yüzde 70 oranında önlenebilir veya geciktirilebilir. Yaşam tarzındaki değişiklikler, çocuklar ve gençlerdeki Tip 2 diyabet vakalarını da arttırıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) bu yıl dünya diyabet günü için verdiği mesajlarda dikkatleri Tip 2 diyabetin erken teşhisi ile komplikasyonlarının önlenmesi üzerinde yoğunlaştırıyor.
ERKEN TANI ÖNEMLİ
Çok sayıda tip 2 diyabetli birey diyabetli olduğunu bilmeden uzun yıllar yaşıyor ve tanı konduğunda ise diyabetin yol açtığı sorunların çok önceden başlamış olduğu görülüyor. Oysa, sağlık tarama ve kontrollerinin düzenli olarak yapılması, tüm diyabet türlerinin yol açacağı komplikasyonların azaltılması, tedavinin düzenlenmesi ve etkili diyabet yönetiminin sağlanması açısından çok önemli. Geç konulan tanı ile birlikte, diyabetin tedavi ve yönetiminin etkin olarak yapılamaması; böbrekler, kalp-damar sistemi ve gözlerde ciddi sorunlara yol açıyor, organ kayıplarına sebep oluyor. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travmaya bağlı olmayan amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabet. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet, görme kaybı ve körlüğün de en önemli nedenlerinden birini oluşturuyor. 2013 yılında tüm dünyada 5,1 milyon insanın diyabet ve komplikasyonları nedeniyle hayatını kaybettiği rapor ediliyor.
OBEZİTE FAKTÖRÜ
Ülkemizde diyabetin artış hızı yüzde 6,7 ve bu durum diyabetli popülâsyonun 10-11 yılda ikiye katlanması anlamına geliyor. Avrupa’da 20-79 yaş arası en fazla diyabetli bireyin bulunduğu ülkeler sıralamasında ülkemiz 7 milyonu aşkın kişiyle Rusya ve Almanya’dan sonra 3. sırada yer alıyor. Kentleşme ile birlikte yaşam ve beslenme tarzındaki değişikliler ve diğer faktörlerin de etkisiyle 2035 itibarı ile ülkemizdeki diyabetli sayısının 12 milyona yükselmesi bekleniyor.
Diyabete zemin hazırlayan en önemli faktörlerden biri olan obezitenin ülkemizde özellikle son yıllarda artış göstermesi bu sonucun ortaya çıkmasında önemli bir rol oynuyor. SGK tarafından yapılan toplam sağlık harcamaları arasında diyabet 2008 yılında yüzde 16,4 gibi bir orana sahipken 2012 yılında bu oran yüzde 23’e çıkmıştı.