Son günlerde oldukça sık duyduğumuz domuz gribi mevsimsel grip ile benzer belirtiler gösteriyor. Özellikle iki yaş altı çocuklar için oldukça riskli olan domuz gribi kronik hastalığı olanlar için de risk taşıyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Servet Öztürk domuz gribi ve soğuk algınlığı arasındaki farkları anlattı.
İnfluenza gribinin ortaya çıkmasına, influenza A ve influenza B virüsleri neden olur. Bu iki virüs de insanlar için bulaşıcıdır ancak domuz gribi dediğimiz oldukça bulaşıcı seyreden grip türüne neden olan influenza A (H1N1) virüsüdür. Bu virüs insan, domuz, kuş, at gibi hayvanlarda solunum yolu hastalığına neden olur. Hastalık ilk kez Nisan 2009'da Meksika’da sonra ABD’de görülmüş ve daha sonra birçok ülkeye yayılmıştır.
İnfluenza A (H1N1) virüsüne maruz kalmış kişilerde 1-2 günlük bir kuluçka döneminden sonra aniden belirtiler görülmeye başlar. Domuz gribine işaret eden bu belirtileri şöyle sıralayabiliriz;
Domuz gribinde görülen yüksek ateş 5 güne kadar sürebilir. Herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilerde doğru tedavi ve sağlıklı bir beslenme ile bu belirtiler genellikle bir hafta içinde yok olur. İyileştikten sonra hasta bir süre daha kendini halsiz hissetmeye devam edebilir. Hastanın kronik bir rahatsızlığı varsa veya yaşlıysa yaşamı tehdit eden komplikasyonlar görülebilir, bu komplikasyonlara en çok akciğerde rastlanır. Virüsün veya hastalık sırasındaki bakterilerin etkisiyle zatürre görülebilir.
EN ÖNEMLİ FARK ATEŞ
Birbiri ile benzer belirtiler gösteren influenza ve soğuk algınlığı genellikle birbirine karıştırılır. Her iki hastalığın temelinde viral bir enfeksiyon olsa da farklı virüsler tarafından meydana gelir.
Bu iki viral hastalığın arasındaki en önemli fark domuz gribinde ateş olması; soğuk algınlığındaysa olmamasıdır. Ayrıca soğuk algınlığı esnasında kişiler genellikle günlük rutinlerine devam edebilirken domuz gribi aşırı derecede eklem ağrısı ve halsizliğe yol açabilir bu nedenle kişiler dinlenme ihtiyacı duyar. Her iki hastalıkta da burun akıntısı veya tıkanıklığı, boğaz ağrısı ve öksürük olabilir.
Domuz gribi, kişiden kişiye genellikle öksürme, aksırma esnasında ortama yayılan ve virüs içeren damlacıklarla bulaşır. Bu damlacıklar birkaç saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle kalabalık ortamlarda bulunan kişilerin maske kullanımı ve el hijyenine dikkat etmesi gerekmektedir. COVID-19 salgını sırasında oluşan sosyal mesafe, maske ve dezenfektan kullanımı gibi alışkanlıkların devam ettirilmesi kişileri influenza A virüsüne karşı koruyacaktır.
İnfluenza semptomları başladıktan sonraki 48 saat içerisinde başlanacak antiviral tedavinin etkinliği oldukça yüksektir. 48 saatten sonra başlanan tedavinin etkisi oldukça düşüktür. Bu nedenle erken teşhis için özellikle influenza tanılı kimseyle temas eden, ateş, baş ve yaygın vücut ağrısı olan hastaların test yaptırmaları erken tedavi için uygun olacaktır.
Doktor tarafından reçete edilen antiviral ilaçların yanında; ağrı kesici ve ateş düşürücü gibi ilaçlar, dengeli beslenme, bol sıvı alımı ve yatak istirahatı bu hastalığın tedavisine önemlidir. Sanılanın aksine bu hastalıkta antibiyotik etkili değildir. Antibiyotik tedavisi ancak domuz gribine ek olarak gelişen bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlarda, doktor tarafından önerildiğinde kullanılabilir.
Domuz gribinden korunmak için yapılması gerekenler