Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerini açıkladı. Verilere göre ölüm nedenleri arasında ilk sırada iskemik kalp hastalıkları yer alıyor. Bu bilgiden hareketle İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi, Kardiyoloji UzmanıDr. Yasemin Demirci ile ölüm nedenleri arasında birinci sırada gösterilen kalp hastalıklarının nedenlerini ve hastalıklardan korunma yollarını konuştuk.
TÜİK’in 2024 yılına ait ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerinde en yaygın ölüm nedeni olarak kalp hastalıkları gösterildi. Bu veriler bize ne söylüyor?
TÜİK'i önce tebrik ediyorum. Bazı konularda yaptığı çalışmaların ve sonuçların gerçekçi olması sevindirici. TÜİK, 2009 yılından itibaren Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) veri tabanında yer alan ölüm verisi ile Sağlık Bakanlığı, Ölüm Bildirim Sistemi'nden elde edilen ölüm nedeni verisini kullanarak Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri'ni yayımlamakta. Bu verileri Türk Tabipler Birliği (TTB) ile paylaşıyor olsaydı, emin olun ki meslek örgütümüz de bu verilerle halkın sağlığına yönelik projeksiyonlar oluşturabilecek pek çok çalışma yapardı ve bu ham veriyi çok faydalı sonuçlarla nihayetlendirirdi. Maalesef bu yol tercih edilmiyor.
Evet sadece ülkemizde değil, dünyada en sık ölüm nedeni; dolaşım sistemi kaynaklı olan iskemik kalp hastalıkları ve inmelerdir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nden edindilen bu bilgiye 2021 yılında COVID de eklendi. Artık tüm dünyada en sık ölüm nedenleri; iskemik kalp hastalıkları, COVID-19 ve inmelerdir.
“YAŞAM KALİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR”
Kalp hastalıkları neleri kapsar?
Kalp hastalıkları dersek derya deniz bir yelpazeden söz etmiş oluruz. İçinde doğuştan gelen kalp hastalıkları, ritim bozuklukları, kalp yetmezliği, miyokardit (kalp kası iltihabı) ve perikardit (kalp zarı iltihabı) gibi pek çok hastalık grubu vardır. Ama kalp damar hastalığı olarak tanımladığımız koroner arter hastalıklarının nedenlerinden kısaca bahsedebiliriz. Koroner arter hastalığı, ateroskleroz, hipertansiyon ve kalp yetmezliği dahil olmak üzere bir dizi ilişkili hastalık olarak tanımlanan kardiyovasküler hastalıklardır (KVH). Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, mortalite (ölüm) ve morbitenin (sakatlık) en yaygın nedenidir. KVH’lar yüksek ölüm oranlarından sorumlu olmanın yanında neden oldukları çeşitli semptom ve komplikasyonlarla hastaların yaşam kalitesini düşürmekte, orta yaş ve erken yaşlılık dönemlerinde üretkenliği kısıtlamaktadır. KVH ortaya çıktığında uygulanan tedaviler; optimal medikal tedavi ile birlikte girişimsel yöntemler dediğimiz balon stent tedavileri ve/veya cerrahi by-pass tedavileridir.
- Risk faktörleri neler? Kimler risk grubunda yer alıyor?
Risk faktörleri önemli ve bu risk faktörleri ile mücadele için hastalıktan korunmak için şart. Risk faktörleri kolesterol, kan basıncı, sigara, diyabet ve obezite olarak özetlenebilir. SCORE2 dediğimiz, kişinin 10 yıllık kardiyovasküler riskini öngördüren bir skorlama sistemi ile hastalarımızı düşük riskten, çok yüksek riskliye uzanan bir yelpazede sınıflıyoruz. Bunun sonucunda risk faktörü modifikasyonunu yapıyoruz ve kontrol zaman aralıklarını planlıyoruz. Herhangi bir kardiyovasküler hastalık risk faktörü olmayan 40 yaş altı erkekler ile 50 yaş altı kadınlarda sistematik kardiyovasküler hastalık risk değerlendirmesi yapılması önerilmemektedir. Yani az önce bahsettiğim risk faktörlerinden herhangi birine sahip değilseniz erkeklerde 40 yaşından, kadınlarda 50 yaşından önce doktor kontrolüne genellikle gerek yoktur.
“BİLİM DIŞI ÖNERİLER DİKKATE ALINMAMALI”
İskemik kalp hastalıkları nedir? Nedenleri nelerdir?
İskemik kalp hastalığı koroner arter hastalığıdır. Yani kalbi besleyen atardamarlarda darlık olması durumudur. Koroner arter hastalığı stabil veya unstabil (stabil olmayan) olabilir. Yani kalp krizi gibi ani başlangıçlı bir göğüs ağrısı ile de kendini belli edebilir. Ya da kardiyoloji veya check-up kontrolleri sırasında koroner anjiyografi gerekli görülerek, anjiyografi sayesinde de tespit edilebilir.
Kan tahlili verip, sonuçlarını değerlendirdiğimizde, sonuçların hemen yan satırında genel popülasyon için belirlenmiş referans aralıkları mevcuttur. Ama biz hekimler, özellikle kardiyoloji uzmanları, kişilerin risk faktörlerine uygun olarak hedeflenen referans değerlerini çok iyi bilirler ve bu referans değerleri sizin tahlil sonuçlarınızda yazmaz. Örneğin laboratuvar test sonuçlarının yanında kötü kolesterol olan LDL için hedef değeri olarak <130 mg/dl yazar. Ancak bir kişinin sadece diyabeti varsa bu hedef <70 mg/dl, geçirilmiş kalp krizi ya da inme gibi hastalık öyküsü varsa <55 mg/dl’dir. Dolayısıyla hekiminizin önerisi çok kıymetlidir. Yine bu konuda yani kolesterol yüksekliği ve hedef değerler konusunda televizyonlarda sıkça gördüğümüz ve bilim dışı hekimlerin önerilerinden, adının başında profesör yazsa dahi kaçınılmalıdır.
Halk arasında pandemi döneminde yapılan aşıların da kalp krizine neden olduğuna dair yaygın bir kanı var. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Yaşadığımız pandemi sürecinde özellikle yoğun bakım ünitesinde yatış ve ölüm gibi kötü sonlanım noktalarının genel popülasyonda aşılanma sonrası azalma gördük. Ancak her ilaç gibi, COVID aşıları da piyasaya sürüldükten sonra elimize ulaşan daha geniş çaplı çalışmalar sonucunda bugün COVID aşılarının kalp krizi (Miyokard İnfaktüsü) değil de miyokardit ve perikardit riskini bir miktar arttırdığını görüyoruz.
Ama her koşulda COVID enfeksiyonunu geçirmek, aşılanmaya kıyasla 1.8-5.6 kez daha fazla miyokardit ve perikardit gibi kötü kardiyak sonlanımlarla ilişkilidir.
Genç yaşta ölümler duyduğumuzda şaşırıyoruz. Kalp hastalıklarında yaş faktörünün etkisi nedir?
Halk arasında damar sertliği olarak bilinen ateroskleroz, kalp krizi (MI) için zemin hazırlayan ana mekanizmadır. MI öncelikle 45 yaş üstü bireyleri etkilese de genç erkeklerde ve kadınlarda da görülebilir. Neyse ki 45 yaş altındaki genç popülasyonda görülme sıklığı daha düşüktür. Tabii daha genç yaşlarda meydana geldiğinde hasta ve yakınları için ciddi morbidite, psikolojik yan etkiler ve maddi yükleri de beraberinde getirebilir. MI'nin birincil mekanizması, tipik olarak ateromatöz bir plağın kırılmasıyla oluşan bir damarın tamamen tıkanmasıdır. Yüksek kan basıncı, sigara içme, diyabet, obezite, yüksek kolesterol, hareketsizlik, dengesiz beslenme, aşırı alkol tüketimi, madde kullanımı diğer risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinden psikolojik stres ve erkek cinsiyet, gençlerde en önde gelen risk faktörleridir. Sigara içmek genç bireylerde en sık risk faktörü iken yaşlı popülasyonda hipertansiyon, diyabet ve yüksek kolesterol seviyeleri daha yaygın risk faktörleridir. Sigara içmek ayrıca tamamen değiştirilebilir tek risk faktörüdür. Tütün doku oksijenizasyonunu azaltarak, vasküler endotele zarar verir. Vasküler endotel dokusu dediğimiz damarların iç yüzeyinde hasarlanmaya yol açar ve sempatik sinir sistemini aktive ederek aterosklerozu hızlandırır. Gençler için özellikle önerimiz sigara gibi değiştirilebilir ve önemli risk faktörlerinden uzak durmalarıdır. Ayrıca madde kullanımı ve sentetik bir takım keyif verici maddeler, yoğun enerji içeceği tüketimi de miyokart enfarktüsünü tetikleyebilir. Yine ailesinde kardiyovasküler hastalık, erken yaşta MI ve ani ölüm öyküsü olanların en geç 45 yaşında olmak üzere bir kez kardiyoloji muayenesi olmaları gerekir.
“SİGARA BIRAKILMALI”
Kalp hastalıklarından korunmak için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli?
Sigarayı bırakmak, kolesterol, kan şekeri ve kan basıncı seviyelerini doktor kontrolünde hedef değerlere ulaştırmak. Akdeniz tipi ya da vejeteryan tip beslenme ile diyete dikkat etmek, yani mevsiminde sebze ve meyve tüketmek, hayvansal yağlardan uzak durmak önemlidir. Yemekleri pişirme biçimimiz de son derece önemli. Daha çok kısık ateşte yağı yakmadan (zeytinyağı başta olmak üzere tüm bitkisel yağlar önerilir), tencere yemeği yapmanızı öneririm. İkinci sırada ise fırında seramik veya borcamda pişirmenizi öneririm. Haftalık 150-300 dakika düşük-orta yoğunluklu fiziksel egzersiz herkes için kardiyovasküler hastalıklardan korunmak adına önerilir. Düşük-orta yoğunluklu fiziksel egzersizi 4.7-67.5 km/sa hızla yürümek veya 15 km/sa hızla bisiklet kullanmak olarak tanımlayabiliriz. Tabii ki yüzmek, tenis oynamak, salon dansları da önerilir. Stresten uzak durmak yine çok önemli bir ayrıntı olmakla beraber, ülkemizde bunu yapmayı başarabilenleri içtenlikle kutlamak isterim. Herkese sağlıklı günler dilerim.