Son yıllarda gıda fiyatlarının artması, enflasyon ve üretimde oluşan sorunlar nedeniyle birçok gıda ürününe ulaşmak gittikçe zorlaşıyor. Yetersiz ve kötü beslenme ise en çok çocukları etkiliyor. “Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nın (BAYETAV) hazırladığı “Gizli Açlık- Çocuklara Okulda Ücretsiz Bir Öğün Raporu”da bu konuda veriler sunuyor. Gıda Mühendisi Bülent Şık’ın yazdığı raporda Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Araştırma Birimi’nin (KAMUAR) verileri paylaşıldı. Buna göre Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatlarında yüzde 402 oranında artış yaşandı. 2023 yılının ilk yedi aylık döneminde gıda fiyatlarında gözlenen artış ise yüzde 50 civarında.
Bülent Şık
“EN FAZLA ÇOCUKLARA ZARAR VERİR”
Raporda son birkaç yıl içinde gıda fiyatlarında gerçekleşen dört kat civarındaki artışın toplumun güvencesiz kesimlerinde açlığa, yetersiz ve kötü beslenmeye bağlı sağlık sorunlarında yol açacağı vurgulanırken, “Ülkemizde son iki yıla damgasını vuran gıda krizi bir çocuk sağlığı krizi olarak da değerlendirilebilir. Bir toplumun gıda hakkının sağlanması konusundaki ihmali, yetersizliği ya da umursamazlığı en fazla çocuklara zarar verir. Kötü ya da yetersiz beslenmenin doğuracağı sorunlar çocukların bütün hayatına damga vurur.” ifadelerine yer verildi.
“SÖZLER TUTULMADI”
Raporda, çocukların ilk 1000 gününde büyüme ve gelişme için ihtiyaç duydukları beslenme desteğini sağlamanın çok önemli olduğu kaydedildi. Peki Türkiye’de çocuklara beslenme desteği sağlanıyor mu? Raporda, bu sorunun cevabı şu şekilde verildi: “Resmî okullarda okuyan öğrencilere çok sınırlı bir beslenme desteği sağlanabiliyor. Özel okullarda okuyan öğrencilere ailelerden alınan paralarla yemek desteği sunuluyor. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 2022 yılı sonunda yapılan bir açıklamada, taşımalı eğitimden yararlanan yaklaşık 1 milyon öğrenciye ücretsiz öğle yemeği verildiği, belirtilmişti. Açıklamada ücretsiz yemek desteğini özellikle okul öncesi eğitim kademesinde yaygınlaştırmanın hedeflendiği ve bu çerçevede 400 bin okul öncesi çocuğun ücretsiz yemek imkânından faydalandırıldığı belirtilmişti. Bakanlık 2023 yılında ücretsiz yemek imkânından faydalanan öğrenci sayısını 2,5 milyona çıkaracaklarını ve okul öncesine ağırlık vereceklerini de açıklamıştı. Ancak verilen sözler tutulmadı. Bakanlığa bağlı Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından kurumlara gönderilen bir yazıda şu ifadeler yer alıyor: 2023/2024 eğitim öğretim yılı içerisinde ana sınıfları beslenmesi için bakanlığımızın herhangi bir tasarrufu yoktur. Ana sınıfı öğretmenlerimizin bilgilendirilmesi hususunu rica ederim. An itibari ile Aileler beslenmelerini kendileri hazırlayacaklardır.”
“ÜCRETSİZ YEMEK ACİL İHTİYAÇ”
Raporda, çocuklar arasında yetersiz beslenmeye dayalı sorunların yaygın olabileceği ve okul öncesi dönemindeki çocuklar ve okul çağındaki çocuklar için en az bir öğün ücretsiz yemek desteği verilmesinin acil bir ihtiyaç olduğu da vurgulandı.
NELER YAPILMALI?
Raporda şu önerilere yer verildi:
-İlk ders saatinde beslenme yapılmalı. Beden eğitimi dersi her gün olmalı.
- Okullardaki öğrenci kantinlerinin özel işletme statüsünden çıkarılıp birer mutfak birimine dönüştürülmeli. Mevcut haliyle kantinlerin öğrencilerin sağlıklı beslenmesine olan katkısı son derece sınırlı; aksine besin öğesi içeriği zayıf, obezite sorununa yol açan çeşitli gıdaların sunulduğu birer mekân olarak sağlığa zararlı yönleri olduğu dikkate alınmalı.
-Fiziki imkânı yeterli olan okullarda yemekhaneler yeniden işler kılınmalı. Fiziki imkânları yetersiz olan okullarda ise Milli Eğitim İl ve ilçe müdürlüklerine bağlı yemekhaneler oluşturulmalı ve bu merkezi yemekhaneler vasıtasıyla okullara beslenme desteği sunulmalı.
-İlköğretim, ortaöğretim ve lise müfredatında sağlıklı beslenme, ekoloji ve gıda güvenliği dersleri yer almalı.
-Okullarda ebeveynlere yönelik sağlıklı beslenme ve gıda güvenliği eğitimleri verilmeli.
Çocukların sağlıklı büyüme ve gelişimleri aile sağlığı merkezleri ile okul idaresinin koordinasyonunda takip edilmeli.
-Halkın beslenme rehberi yazılmalı. Okullarda mutfak laboratuvarları kurulmalı.
GİZLİ AÇLIK NEDİR?
Raporda “Gizli açlık” şu şekilde ifade edildi: “Gizli açlık, enerji açısından yoğun ancak besin öğeleri açısından fakir bir diyetin tüketilmesinin bir sonucu olarak enerji alımında bir eksiklik olmaksızın ortaya çıkabilen mikro besin öğesi (özellikle de vitamin ve minerallerin) eksikliklerinin varlığıdır. Gizli açlık et, yumurta, balık, baklagiller ve sebzeler gibi besin değeri yüksek gıdaları yeterli miktarda ve çeşitlilikte tüketmemekle bağlantılı bir sorundur. Eksikliği en çok gözlenen mikro besin öğeleri demir, çinko, iyot, folat, B12 ve A vitaminidir."
“Gizli açlık sadece zayıflık değil aşırı kilo alma ya da obezite sorunu ile de gözlenebilir. Bu meselenin temelinde büyüme, gelişme, sağlıklı bir yaşam sürdürme için çok önem taşıyan bazı besin öğelerinin günlük diyetle vücuda yetersiz miktarda alımı söz konusudur ve bu yetersiz alım obezite sorunu yaşayan kişilerde de sıklıkla görülür. Obezite kalori içeriği yüksek, besin öğesi içeriği zayıf ve ucuz gıdalarla beslenmeye dayanır ve toplumun yoksul kesimlerinde daha sık görülen bir sorundur. Yoksulluktan kaynaklanan yetersiz-kötü beslenmenin görünümlerinden biri zayıflık, diğeri ise aşırı kilolu olma halidir.”