GLOKOM

Glokom halk arasında “Karasu Hastalığı” veya “Göz Tansiyonu” olarak da bilinir.

28 Temmuz 2016 - 14:32
Glokom halk arasında  “Karasu Hastalığı” veya “Göz Tansiyonu” olarak da bilinir.
Dünyada milyonlarca kişide görülen ve her insanda ortaya çıkabilecek bir hastalıktır. 40 yaş üstünde yüzde 2, 60 yaş üstünde yüzde 10 oranlarında olmakla birlikte her yaşta görülebilmektedir. Günümüzde Glokom hastalığı denilince görme sinirinde üzerinde tahribat yapılarak ilk dönemlerde hastanın çevre görmesini etkileyen son dönemlerde ise körlüğe yol açabilen bir görme siniri hastalığı anlaşılmaktadır. Glokom hastalığının nedeni genellikle göz içi basıncının artmasıdır. Normal göz içi basıncı optik sinirde harabiyete ve görme alanında kayba yol açmayacak basınç seviyedir. Bu seviye bireyler arasında farklılık göstermekle birlikte 10-21 mmHg arası normal kabul edilmektedir, 21mmHg üstü ise yüksek basınç olarak değerlendirilir.
Glokom hastalığında çoğu zaman hastanın herhangi bir şikayeti yoktur. Hastalık genellikle sinsi seyretmektedir ve oluşan hasarı da geri döndürmek mümkün değildir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi önemlidir.
Her muayenede göz içi basıncı mutlaka ölçülmeli oftalmoskopik muayene ile görme siniri değerlendirilmelidir.
Göz içi basıncı 21mmHg üstünde olan, görme sinirinde hasar şüphesi olan olgularda ileri tetkikler yapılır. Bunlar Görme Alanı, Görme Siniri Analizi ve Kornea Kalınlığı ölçümüdür. Bu tetkikler görme sinirindeki hasarı ve hasarın derecesini göstermektedir. Bu hastalıkta erken tanı önemlidir.
40 yaş üstünde görülme oranı arttığı için bu yaştan sonra düzenli muayene önemlidir.
Ailesinde glokom olanlarda, şeker hastalığı, hipertansiyon, damar hastalığı yüksek miyoplarda, kortizon kullananlarda, göz travmalarından sonra glokom daha sık görülmektedir. Bu özelliklere sahip kişilerin düzenli muayene yaptırması önemlidir. Glokom tedavisi olan bir hastalıktır, erken tanı ve tedavi ile görme kaybı önlenebilmektedir.
Tedavide amaç göz içi basıncını düşürerek görme siniri üzerindeki basıncı azaltarak hasarı önlemektir. Tedavi, ilaç tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavi şeklindedir.
 
 DR. Bahriye DEMİRDİZEN
GÖZ HASTALIKLARI UZMANI


ARŞİV