HASTALIK ETKENLERİ VE ANTİBİYOTİK KULLANIMI-1

Kadıköy Belediyesi Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği'nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mik. Uzmanı Dr. Z.Nüket Ceylan, gündemde olan antibiyotik kullanımına ilişkin yazdı

17 Şubat 2017 - 15:32

Mikroplar, bulaşıcı hastalık meydana getiren, gözle görülmeyen ancak mikroskop denilen aletle görülebilen çok küçük canlılardır. İnsanda hastalık yapan mikroplar arasında bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler sayılabilir.

Bakteriler, normal mikroskopla görülebilen, çoğunlukla antibiyotiklerle öldürülebilen, virüslere göre daha büyük olan canlılardır. Virüsler; normal mikroskopla görülmeyen, antibiyotik denilen ilaçlarla öldürülemeyen canlı ortamlarda üreyebilen, diğer mikroplardan çok daha küçük olan canlılardır. Parazitler ise mikrop kadar küçük tek hücreli canlılar olabildiği gibi (sıtma etkeni), bağırsak solucanı, kıl kurdu ve tenya (abdest bozan) gibi gözle de görülebilen canlılardır.

Mikroplar uygun ısı, nem ve besin ortamı gibi koşulların varlığında çoğalarak, sayıları hızla artar, bir kısmı insanlarda bir kısmı ise hem insan hem de hayvanlarda hastalık oluşturabilirler. Bazı mikroplar giriş yerinde yerel enfeksiyon oluştururken, bazıları genel hastalık oluşturabilirler ve vücuda girdikten sonra bazı organ ve dokuları tercih edebilirler. Örneğin hepatit virüsleri karaciğere, meningokok bakterileri beyin zarına yerleşirler.

Hastalık etkenleri temel olarak su ve besinler, hava yolu, cinsel yolla ve deri teması ile sağlam kişilere bulaşır. Bazen de hasta hayvanlardan doğrudan ya da kene, sinek gibi aracılarla bulaşır.

Her bir hastalık etkeninde kullanılacak ilaç grubu farklıdır.

Antibiyotikler; bazı bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılan bakterileri öldüren ve/veya üremesini durduran ilaçlardır.

Enfeksiyon varlığında kullanılan uygun antibiyotik tedavisi; hastalığın şifa ile düzelmesi, yaşam kalite ve süresinin artırılması, hastalığa bağlı gelişen istenmeyen durumların önlenmesi, hastalığın müzminleşmesinin önlenmesi, şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir.

Antibiyotikler ateş düşürmez, sadece uygun doz ve şekillerde kullanılan antibiyotik, hastalığın kaynağı olan enfeksiyonu ortadan kaldırdığı için ateş düşer. Soğuk algınlığı ve grip çoğunlukla kendi kendine iyileşebilen hastalıklardır ve antibiyotik alımı gerektirmez. İyi bir bağışıklık sistemi bu tür hastalıkları yenebilir. Antibiyotikler, grip ve soğuk algınlığını atlatmanıza yardımcı olmaz, ağrıyı dindirmez, burun akıntısını ve öksürüğü hafifletmez ve grip ve soğuk algınlığının başkalarına geçişine engel olmaz.

Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz. Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki ilaç tedavilerine karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Antibiyotiklere karşı direnç geliştiğinde ise bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde bu antibiyotikler artık etkili olamaz. Bu durum, yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike oluşturmaktadır.

DEVAMI HAFTAYA


ARŞİV