Hastanelere renk, hasta çocuklara neşe!

Kronik hastalığı olan çocuklara moral vermek için hastanelerde eğlenceli etkinlikler düzenleyen Hayata Renk Ver Derneği Başkanı Başak Bayraktar, ‘’Umarım ki hep birlikte daha çok çocuğun hayatına renk verebiliriz...’’

01 Şubat 2017 - 14:32

Bir hastane düşünün, gri, soğuk. Odalarda kimi kısa süreli misafirler, kimi uzun yatışlı hastalar. Bir de çocuklar, kronik rahatsızlıkları nedeniyle uzunca bir süre hastane odalarında yaşamak zorunda kalan çocuklar. Bir yandan hastalıkla bir yandan hastane ortamıyla mücadele eden çocuklar. O çocukları düşünen birileri de var elbet; Hayata Renk Ver Derneği (Harev) gönüllüleri. Uzun süreli tedavi gören tüm çocuklara psiko-sosyal destek sağlamak amacıyla projeler üretip hayata geçiriyorlar.

4 Şubat Dünya Kanser Günü vesilesiyle, Harev Başkanı Başak Bayraktar’a derneğin hasta çocukları gülümseten projelerini sorduk. 

Harev ne zaman, nasıl kuruldu?

2012 yılında bir proje fikriyle sivil insiyatif olarak kuruldu. Renkli Umutlar projesi, maske takmak zorunda olan çocukları ve gençleri hastalık imgesinden uzaklaşmalarını, maskeleri severek, isteyerek kullanmalarını sağlamak ve konu ile ilgili insanları bilinçlendirmek amacıyla başladı. Bilinçlendirmek dışında hayata geçirilmesi gereken başka fikirlerin ve projelerin de olduğu farkedildiğinde dernekleşme kararı alındı ve Dernek Kurucu Başkanımız, Eğitimci Melek Okur İleri’nin önderliğinde 2013’ün Mart’ında resmi olarak sağlık alanında çalışmalarına başladı.

Bu çalışmaları hangi hastalığı olan çocuklara, hangi hastanelerde uyguluyorsunuz?

Uzun süredir tedavi gören çocukların olduğu servislerde etkinliklerimizi yapıyoruz. Alerjik olan, bağışıklık sistemi rahatsızlığı, şeker hastalığı olan çocuklar için Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Genetik Hastalıkları servisinde SOSDES (Psiko-Sosyal Destek) projemize başladık. Anadolu Yakası’nda çalışmalarımıza ilk başladığımız hastane ise Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi oldu. Bu hastanedeki çocuklar kalp ve damar rahatsızlığı olan, kalp nakli bekleyen çocuklar... Anadolu yakasındaki bir diğer hastanemiz, hematoloji servisindeki çocuklarla etkinlik yaptığımız Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Hematoloji-onkoloji servisinde tedavi gören çocuklarla çalıştığımız bir diğer hastane ise; Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. İstanbul dışında da Çukurova Üniversitesi Adana Balcalı Hastanesi’nde, Belgin Sarı Atasever koordinatörlüğünde çalışmalarımızı uyguluyoruz.

Maskeleri renklendirmek, kitaplık kurmak, örgü oyuncaklar gibi projeleriniz var. Anlatır mısınız?

Projelerimiz şöyle; Renkli Umutlar, Sosdes, Düşlerimi Boyar Mısın?, Düşlüyorum Oynuyorum  ve  Koridor Kütüphanesi. Bir de geçen yılbaşında geçen sene yılbaşında çocuklara el emeği bebekler hediye etmek; hem de faydalı bir şeyler yapmak isteyen ama bunun için imkanı olmayan kişiler için Gülümseten Örgüler Projesi yaptık. Nilay Tütüncü organizatörlüğünde 100 adet amigurumi bebek yapıldı ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi hematoloji servisine gönderildi.

Renkli Umutlar Projesi ilk projemiz ama sponsor bulamadığımız için hayata geçiremediğimiz bir proje... Medikal maskeler ülkemizde genellikle beyaz veya açık yeşil olarak tek renk üretiliyor. Bu noktada derneğimizin amacı, maske kullanımı ile ilgili farkındalık oluşturarak; maskeleri renkli ve desenli hale getirip bu çocukların hayatına renk vermek. Bu projeyle ilgili farkındalık kazandırmak amacıyla, medikal maskeler renklendirilip, sosyal medyada #maskemdenkorkma etiketiyle videolar, fotoğraflar paylaşılıyor.

Sosdes, çocuk servislerinde bize tahsis edilen odalarda, yaptırdığımız sosyal mekan alanlarında her hafta düzenlenen programlarla (yaratıcı okuma, sanat, oyun, ritm çalışmaları) Sema Alevcan koordinatörlüğünde uzman liderlerimiz ve gönüllülerimiz tarafından çocukların psiko-sosyal açıdan desteklenmesine yönelik yürütülen bir proje.

 Koridor Kütüphanesi projemiz ile doğrudan temas edemediğimiz çocuklara ve ebeveynlere ulaşmaya, onların hayatına dokunmaya çalışıyoruz. Kitaplar, yazar ve Araştırma Görevlisi Dr. Nilay Yılmaz tarafından öneriliyor, bağışçılar tarafından alınıyor ve yine bağışçıların çocuk servisinde yaptırdığı koridor kütüphanelerine yerleştiriliyor.

 Düşlerimi Boyar Mısın? projesi kapsamında, iç mimar Duygu Doğan koordinatörlüğünde,  hastanelerin çocuk servislerinin çocuk acil üniteleri, çocuk poliklinikleri, yatan hasta servislerinin gri ortamlarını değiştirmek,  daha renkli, hem de çizgileri ile yaşayan, nefes alan, umut dolu çocuk dostu mekanlar haline gelmesi için gönüllü çizerlerimizle duvarları renklendiriyoruz. Çapa’da Nihal Harmanlı ve Artölye farklı katlarda çizimler yaptı; Göztepe Eğitim Araştırma ve Kartal Eğitim Araştırma Hastaneleri’nde Gamze Yalçın duvarları renklendirdi. 

Düşlüyorum Oynuyorum Projesi kapsamında ise; bize tahsis edilen odaları sponsorların desteğiyle, çocuklarla etkinlik yapabileceğimiz, renkli, hijyenik sosyal mekanlara dönüştürüyoruz.

Bugüne dek hangi hastanelerde çalıştınız-çalışmaktasınız?
 Sosdes projesi kapsamında Çapa Tıp Fakültesi hastanesinde çalıştık ilk senemizde. Şu anda çalıştığımız hastaneler; Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Bu hastanelerin dışında sadece koridor kütüphanesi yaptığımız hastaneler ile duvar boyama etkinliği yaptığımız hastaneler de var... Sinop Atatürk Devlet Hastanesi, Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, Mersin Devlet Hastanesi, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde koridor kütüphanesi ve Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi’nde de duvar boyama etkinliği yapıldı.

Bir yandan da hastalıklara, dolayısıyla da korunma yollarına dikkat çekmiş oluyorsunuz, değil mi?
Elimizden geldiğince hastalıklarla ilgili, korunma yollarıyla ilgili farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Sosyal medya hesaplarımızda kronik hastalıklarla ilgili paylaşımlarımız oluyor. Medikal maske kullanımı ile ilgili farkındalık yaratmak adına Instagram üzerinden yürütülmekte olan bir maske tasarım yarışması, gönüllülerimizle gerçekleştirdiğimiz çocuk şenlikleri ve Seksenler Dizisinin oyuncularının bizlere destek vererek yer aldığı bir kamu spotu oluşturuldu.

İşin içinde ‘’çocuk’’ ve ‘’hastalık’’ olunca acıma, duygu sömürüsü, hasiyet gibi duygular da hasıl olabilir. Dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Ekibimizin birçoğu eğitmenlerden oluşuyor ve bu bizim en önemli avantajımız. Ayrıca hastanelerdeki çocuklarla etkinlik yapmadan önce eğitimlerimiz oluyor. Psikolog Duygu Başak Gürtekin, hastanedeki  çocuklarla nasıl iletişim içerisinde olunması gerektiğiyle ilgili bir eğitim düzenliyor gönüllülerimiz için. Çocukların hasta olmaları dışında çocuk olmalarıyla ilgileniyoruz. Serum takılması için açılan damar yollarından, yanlarında taşımak zorunda oldukları serumlardan elbette etkileniyoruz ama biz orada, çocuklarla mutlu olmak için ve o anın tadını çıkarmak için bulunuyoruz. Orada bulunduğumuz iki saatin nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile...

Çalışma biçiminizi adım adım anlatır mısınız? Diyelim bir hastanede farklı odalarda yatan farklı hastalığı olan çocuklar var… Ve siz neler yapıyorsunuz?
Bir liderimiz ve en fazla üç gönüllümüz hastaneye gidebiliyor. Servise girmeden önce hijyen konusuna özellikle çok dikkat ediyoruz, ellerimizi yıkıyoruz ve dezenfektanla tekrar temizliyoruz. Servise girdiğimizde, o günkü sorumlu hemşire ile görüşüp geldiğimizi haber veriyoruz ve hangi odalardaki çocuklarla etkinlik yapabileceğimizi, hangileriyle yapamayacağımızı öğrendikten sonra sosyal mekanımızı açıp marakaslarımızı alıyoruz ve çocukları odalarında tek tek ziyaret edip etkinliğimizin başlayacağını haber veriyoruz. Etkinliğe katılan çocuklarla mekanımızda kitap okuyoruz, oyun oynuyoruz, resim yapıyoruz, ebru yapıyoruz, kimi zaman ritm çalışmalarımız oluyor. Farklı yaş grupları olduğunda aynı anda iki farklı etkinlik yapabiliyoruz. Odasından çıkmayı tercih etmeyen veya çıkamayan çocuklara da isterlerse malzeme götürüyoruz.

Kaç çocuğun hayatına bi şekilde dokunmuşsunuzdur?
Sosdes projemizle doğrudan etkilediğimiz ve hayatlarına dokunduğumuz çocuk sayısı 2000 civarıdır. Diğer projelerimizle hayatlarına dokunduğumuz, dolaylı olarak etkilediğimiz çocuk sayısı ise çok çok daha fazladır. Biz orada olmasak da çocukların hayatına dokunmamızı sağlayan ve onları hastane ortamı algısından uzaklaştıran hastane koridorlarındaki çizimler, renkler; koridor kütüphaneleri, sosyal mekanlarımız sayesinde 10 bin civarında çocuğun hayatına dokunmuşuzdur...

Yaptığınız şeyin çocuklar için gerekliliğini/önemini nasıl anlatırsınız?
Prof. Dr. Yaşar Özbay ve Doç. Dr. Tahsin İlhan’a göre, hasta çocukların bulundukları durumu olumlu yönde algılamalarına yardımcı olabilecek ve onların yaşam kalitelerini destekleyecek/geliştirecek etkinlik programları, hem hastalar hem de aileleri için önem taşıyor. Uzun süre hastanede kalan çocuklar, eğitim hayatından ve sosyal hayatlarından  uzaklaşıyorlar. Böyle bir ortamda sosyalleşmeleri, farklı etkinlikler sayesinde olumlu bilişsel-duyusal değişimlerinin sağlanması için çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz.

Bu röportajı 4 Şubat Dünya Kanser günü bağlamında yapıyorum. Kanser zaten yetişkin için bile oldukça zor bir süreç iken çocuklara nasıl tezahür ediyor?
 Her hastalığın zorlukları var. Özellikle uzun süreli tedavi gören her kişinin yaşadığı süreç zor geçmekte... Yapılması gereken diyetler, gidilmesi gereken kontroller veya yatılması gereken hastane odaları... Çocuklar, küçük yaşta aileden ve arkadaşlardan uzun süreli ayrılık ve sosyal dışlanma gibi durumlarla karşılaşıyorlar. Ayrıca kanser gibi zorlu tedavi sürecine maruz kalan çocuk ve ergenler, uzun süre okula devam edememekte ve bu yüzden psikolojik açıdan etkilenmektedirler.

Ülkemizdeki (devlet) hastanelerin durumu malum! Peki hastanelerdeki çocuk bölümleri hakkında gözlemlerin neler?
Evet, ne yazık ki hastanelerin durumu pek iç açıcı değil. Çünkü binalar eski, şartlar elverişli değil... Bazı devlet hastanelerindeki çocuk servislerinin duvarlarında küçücük bir resim görsek bile çok mutlu oluyoruz. Bizim gibi dernekler ve bağışçılar sayesinde çocuk bölümleri renkleniyor ve çocuklara uygun, hijyenik ortamlar haline dönüşüyor, yönetimden izin alınabildiği müddetçe...

Dernekteki herkes gönüllü değil mi? Peki ya giderler nasıl karşılanıyor, bağış mı?
Dernekte yönetim kurulundan gönüllülerimize kadar herkes gönüllü. Hepimiz farklı mesleklerden, farklı alanlardanız... Giderler aidatlarla ve bağışlarla karşılanıyor.

Siz gönüllüler de, çocuklara nasıl davranmanız gerektiği konusunda eğitim alıyorsunuz değil mi?
Evet, her yıl Eylül-Ekim ayında gönüllülerimiz için bir eğitimimiz oluyor. Bu eğitimi, eğitmen Sema Alevcan ve psikolog Duygu Başak Gürtekin veriyor.

Projelerinizde sizin yanınızda olmak isteyenler nasıl destek olabilir?
Hastenelerde yürüttüğümüz Sosdes projemiz için gönüllü olabilirler, bir yerden başka bir yere oyuncak, kitap götürmemiz gerektiğinde araç desteği verebilirler, sponsorluk gerektiren projelerimiz için bizi sponsorlarla buluşturabilirler. Aslında farklı farklı alanlarda herkesin yapabileceği bir şeyler oluyor. Bazen özel gün organizasyonlarımızda müzisyen ve fotoğrafçı ihtiyacımız oluyor, bazen büyük toplantı salonlarına ihtiyacımız oluyor. Tüm bunlar için arayış içerisinde oluyoruz dönem dönem ve sosyal medyada duyuru yapıyoruz bununla ilgili...

Dernek merkezi Beşiktaş’ta. Ama Siyami Ersek, Göztepe gibi Kadıköy hastanelerinde çalışıyorsunuz daha ziyade. Neden acaba?
Aslında biz dernek merkezimizde durmuyoruz. Hep sahadayız. Gönüllülerimizle toplantı yapacağımız zaman ya da kolilerimizi muhafaza etmemiz gerektiğinde kullandığımız bir alan orası. GS-EM ajans bizim ofis sponsorumuz ve gerektiğinde onlarla birlikte kullanıyoruz ofisi.

Sonraya dair yapmayı düşündüğünüz başka bir proje var mı?
Çocuk servislerinde devlet tarafından ataması yapılan öğretmenlerle çocukların eğitim hayatının devam etmesini istiyoruz. Bununla ilgili bir proje hazırlığı içerisindeyiz.

www.hayatarenkver.org

twitter.com/HayataRenkVer

www.facebook.com/HayataRenkVerDernegi

instagram.com/hayatarenkver


ARŞİV