"Hiçbir çocuk kanserden ölmemeli"

Çocukluk çağı lösemilerinin nedeninin tam olarak bilinemediğini söyleyen Prof. Dr Fatih Erbey, “Kanserli hastaların tedavi sürecinde kan bağışına ve kemik iliği nakli için bir vericiye ihtiyaç duyduğu unutulmamalı” diyor

06 Kasım 2025 - 09:59

Halk arasında “kan kanseri” olarak adlandırılan lösemi, çocukluk çağında en yaygın görülen kanser türlerinden biri. Lösemiye dikkat çekmek ve toplumsal bilinç oluşturmak için 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’nda farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. Hafta vesilesiyle Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr Fatih Erbey ile lösemiyi konuştuk. 

Tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen çocukluk çağı kanserlerinin lösemiler olduğunu ifade eden Prof. Dr Fatih Erbey, ülkemizde son verilere göre yılda 800-900 yeni vaka saptandığını söyledi ve şöyle devam etti: “Lösemi, blast adı verilen lösemi hücresinin kontrolsüz çoğalması sonucu başta kemik iliği olmak üzere çeşitli organ ve dokuları tutması sonucu gelişen kötü huylu bir hastalıktır. Halk arasında ‘ilik kanseri’ veya ‘kan kanseri’ olarak da adlandırılır. Çocukluk çağı lösemi vakalarının çoğunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Yapılan çalışmalar lösemili çocukların çok azında genetik bir yatkınlık olduğunu göstermektedir. Bunun dışında çevresel faktörlerin de etkili olabileceği düşünülmekte ve araştırılmaktadır. Çevresel nedenler arasında, radyasyon, kimyasal maddeler, bazı ilaçlar, elektromanyetik alanlar ve virüsler sayılabilir. Ailevi yatkınlık, doğumsal anomaliler, gen bozuklukları, bağışıklık sistemi hastalıkları gibi durumlar ise yapısal nedenleri oluşturur.” 

“ÇABUK YORULMA, HALSİZLİK…”

Lösemilerin  akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrıldığını, kronik lösemilerin çocuklarda çok nadir olarak görüldüğünü dile getiren Prof. Dr. Erbey, “Akut lösemiler, Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) ve Akut Myeloid Lösemi (AML) olarak iki gruba ayrılır. Çocuklarda en çok rastlanan lösemi türü ALL’dir. Çocuklarda lösemi en sık 2 ile 5 yaş arasında görülür. Hastalar sıklıkla düşmeyen ve tekrarlayan ateş, enfeksiyonlar, kanamalar ve kansızlığa (anemi) bağlı solukluk, çabuk yorulma ve halsizlik yakınmalarıyla başvurur. Bunun yanı sıra karında şişlik, lenf bezelerinde büyüme, kemik ve eklem ağrıları, daha nadiren baş ağrısı, karın ağrısı, iştahsızlık, kusma, solunum sıkıntısı gibi yakınmalar da olabilir.” diye konuştu. 

Hastaların muayenesinde karaciğer dalak büyüklüğü, lenf bezlerinde büyüme, kanamaya ait bulguların saptanabiliceğini, bu bulguların olduğu bir hastanın kan sayımında anormallikler olması durumunda lösemiden şüphe edilebileceğini dile getiren Erbey, tedavi yöntemlerini de şöyle anlattı: “Lösemilerde temel tedavi yöntemi kemoterapidir. Kemoterapi kötü huylu lösemi hücrelerinin ortadan kaldırılmasını hedefler. Kemoterapide birden fazla ilaç seanslar şeklinde uygulanır. Tedavinin yoğunluğu, ilaçların seçimi ve süresi hastadan hastaya değişebilir. Bazı hastalarda tedavi amacıyla veya koruyucu amaçla santral sinir sistemine (beyin) radyoterapi uygulanabilir. Lösemi çok yüksek riskli ise ya da tedavi ile kontrol altına alındıktan sonra tekrarlarsa kök hücre nakli (kemik iliği nakli) uygulanabilir.” 

“TEKRAR RİSKİNİ AZALTMAK HEDEFLENİYOR”

Löseminin tam tedavi edildikten sonra tekrar edebileceğini, modern tedavilerin tekrar riskini azaltmayı hedeflediğini söyleyen Erbey, “Her lösemi tipinde tekrarlama riski aynı değildir. Lösemi tekrar ettiğinde yeniden kemoterapi ile kontrol altına alınıp sonrasında kemik iliği nakli yapılması gerekir. Tüm bu tedavi ve destek bakımları ile lösemili bir çocuğun tamamen sağlığına kavuşma oranı, löseminin tipi ve risk grubuna göre yüzde 60 ile yüzde 90 arasında değişmektedir.” dedi. Günümüzde tıbbın ilerlemesi ile bulaşıcı hastalıklardan ölümün azaldığını, kanser, trafik kazaları ve kalp-damar hastalıklarından ölümlerin ise ön plana çıktığını belirten  Prof. Dr. Erbey, sağlıklı beslenmenin, spor yapmanın ve sigara başta olmak üzere kimyasallardan uzak durmanın önem kazandığının altını çizdi. 

KONGRE 2028’DE İSTANBUL’DA

Kanserli hastaların sık sık kan transfüzyonuna ve kemik iliği nakli için bir vericiye ihtiyaç duyduğununun unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr Fatih Erbey, bir çocuğun lösemiden kurtarıldığında önünde 50-70 yıl gibi bir ömrün olduğuna ve bunun unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı. Erbey, konuşmasını şu bilgiyi vererek bitirdi: “Dünya Çocuk Onkoloji Kongresi (SIOP 2028) 2028 yılında İstanbul’da yapılacak. Dünyanın her yerinden gelen bilim insanları, ‘Hiçbir çocuk kanserden ölmemeli’ sloganını bir kez daha İstanbul’dan tüm dünyaya haykıracak.” 

“PSİKOLOGLARDAN DA DESTEK ALINMALI”

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Uzman Psikolog Aslıhan Özcan Morey de lösemi tedavi sürecinin hem çocuklar hem de aileler için zorlayıcı bir süreç olduğunu belirterek bu sürecin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair bilgiler verdi. Lösemi tedavisi gören bir çocuğa sahip olmanın her aile için çok zorlayıcı, bunaltıcı ve derinden sarsıcı olabileceğini ifade eden Psikolog Aslıhan Özcan Morey, “Hastalık teşhisi tüm aile bireyleri için duygusal ve psikolojik bir kriz durumudur. Tanı sonrası mümkün olduğu kadar erken zamanda bu gerçeğin kabullenilmesi, kabullenme sonrası ise tedavi ekibinin bir parçası olunması çok çok önemlidir. Ebeveynler önce ailelerine ve arkadaşlarına, onlara değer veren insanlara döner, hislerine ve yaşadıklarına anlam vermeye çalışır. Bu zamanlarda çevrelerinden gördükleri destek önemli. Ebeveynler her zaman tedavi ekibi ile endişelerini konuşmalı, çocuklarının ihtiyaçları için yardım talep etmelidir.” dedi.   

Tedavi sürecinde anne ve babalara düşen görevlerden birinin de çocukların psikolojik olarak sürece hazırlanması olduğunu söyleyen Aslıhan Özcan Morey şöyle devam etti: “Bazı çocuklar lösemi bir şekilde onların suçuymuş gibi suçlu hissedebilir. Eğer böyle bir durum olmuş ise bu algı düzeltilmelidir. Ebeveynler konuşmakta zorlandıkları konular hakkında doktorlarından, tedavi ekibindeki uzmanlardan veya psikologlardan destek alabilir. Psikologlar veya kanser tedavi ekibinin diğer üyeleri çocuklara güven vermek ve duygularıyla baş etmelerine yardımcı olmak konusunda çok yardımcı olabilir.  ”

 

 

 

ARŞİV