İdrar kaçırma kader değildir!

Medipoint Tıp Merkezi'nden Prof. Dr. Cengiz Bahadır, özellikle kadınlarda yaşanan "idrar kaçırma" problemiyle ilgili aydınlatıcı bilgiler verdi

10 Mart 2017 - 13:05

İdrar kaçırma tıptaki adıyla üriner inkontinans özellikle yaşlı popülasyonda ve kadınlarda çok sık karşılaşılan bir şikayettir. Kadınlarda ileri yaş, mesanenin enfeksiyonları (sistit), çok sayıda doğum ya da zor doğumlarda kas yırtılmaları, menopoz sonrası rahim sarkmaları, rahim ve diğer genital organlardan geçirilen operasyonlar idrar kaçırmanın en sık nedenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Erkeklerde ise geçirilen prostat ve mesane operasyonları idrar kaçırma şikâyetine sebep olabilmektedir. Ayrıca beyin, omurilik felçleri, Alzheimer ve demans, şeker hastalığı, obezite, KOAH, sinir sitemine etkili ilaçlar, tansiyon ilaçları her iki cinste idrar kaçırmaya sebep olabilmektedir.

İdrar kaçırmak birkaç farklı şekilde olabilmektedir. En sık stres inkontinansı (öksürmekle, hapşırmakla ağır kaldırmak ile idrar kaçırma) ve urge inkontinansı (sıkıştığında tuvalete yetişmeyip idrar kaçırma) görülmektedir. Özellikle nörolojik hastalıklarda ortaya çıkan karışık tipte idrar kaçırma vakaları olsa da ilk iki grup, vakaların yüzde 90’ından fazlasını oluşturmaktadır.

İdrar kaçırma bu kadar sık karşılaşılan bir şikayet olmakla beraber ülkemizde özellikle kadın hastalar psikolojik (utanma, çekinme vb) sebeplerle doktora başvurmamakta ya da idrar kaçırma artık sosyal hayatlarını zorlayacak derecelere geldikten sonra mecburen doktora başvurmaktadırlar. Halbuki idrar kaçırma özellikle çok geç kalınmadığı sürece çoğunlukla tedavi edilebilmekte ya da hastanın hayatını etkilemeyecek kadar azaltılabilmektedir.

İdrar kaçırma tedavisi özellikle nedenin ortaya konmasıyla başlar. Çoğu zaman hastayı dinlemek bile idrar kaçırma şikâyetinin nedenini ve kaçırma tipini anlamamıza yeterli olmaktadır. Tetkik olarak genellikle idrar tahlili ve kültürü mesane enfeksiyonlarını tespit etmek açısından gereklidir. Hastanın ayrıca ilaçları sorgulanmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Komplike idrar kaçırma vakalarında altta yatan olası nörolojik hastalıkların tespiti için görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Bu tip vakalarda mesane ve mesane kaslarının çalışmalarındaki bozukluğu en net şekilde ortaya koyabilen ürodinami, üroflovmetri gibi testler gerekebilir. Ama bu tip hastalar çok az oranda olduğundan bu testlere nadiren gerek duyulmaktadır.

İdrar kaçırma özellikle kadınlarda hemen daima pelvik taban kaslarını yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.  Bu hastalarda manyetik pelvik taban uyarımı, pelvik tabanın elektriksel uyarımı ve EMG biyofeedback kullanılmaktadır.  Tedaviye genellikle pelvik taban stimulasyonu ile başlanır. Bu tedavide hasta özel olarak tasarlanmış bir koltuğa kıyafetleri ile oturur. Ve sandalyenin tabanında bulunan manyetik bir kol ile hastanın pelvik taban kasları çalıştırılır. Uygulama sırasında hasta herhangi bir rahatsızlık hissetmez. Bu uygulama mutlaka fizyoterapist tarafından yaptırılan ve hastaya öğretilen pelvik taban egzersizleri ile kombine edilir. Gerek görülen hastalarda yüzeysel elektrotlar ya da vaginal prob ile elektriksel stimulasyon yapılır. Uygun olan hastalarda egzersizler biofeedback olarak adlandırılan bilgisayar kontrollü yardımcı cihazlar ile desteklenir. Bu uygulamada egzersizler sırasında kişi bilgisayar ekranında idrar tutmasını sağlayan kaslarını ne kadar çalıştırdığını görerek egzersiz yapabilmektedir.  Hastanın klinik durumuna göre 10-20 seanslık tedavi yeterli olmaktadır. Bu tedaviler seansların arası açılarak daha uzun süreler de uygulanabilir.

Bu tedaviler ile istenilen sonuç alınamayan vakalarda ilaç desteği gerekebilir. Genellikle mesanenin kasılmasını azaltan ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların ağız kuruluğu kabızlık gibi yan etkileri olsa da bahsedilen yöntemler ile kombine kullanıldıklarında tedavinin etkisini arttırmaktadırlar.

Sonuç olarak idrar kaçırma kader değildir ve modern tıbbın sunduğu imkânlar ile tamamen ya da büyük oranda önlenebilir bir şikayettir. Önemli olan hastaları bunu bir rahatsızlık olarak kabul edip utanmadan, sıkılmadan ve en önemlisi geç kalmadan doktora başvurmalarıdır.


ARŞİV