“İnsanlar virüsün masum olmadığını bilmeliler”
Salgınla mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanlarının en büyük korkusu virüsün taşıyıcısı olmak. İstanbul Sultan 2.Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kalite Destek Hizmetleri ve Basın Sorumlusu hemşire Ayşegül Göktaş, deneyimlerini ve düşüncelerini Gazete Kadıköy ile paylaştı
Çin’in Wuhan kentinde başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsü hiç şüphesiz en çok sağlık çalışanlarını etkiledi. Canları pahasına verdikleri mücadeleyle sağlık çalışanları, en büyük risk grubunu oluşturuyor. İstanbul Sultan 2.Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Kalite Destek Hizmetleri ve Basın Sorumlusu hemşire Ayşegül Göktaş, deneyimlerini ve düşüncelerini Gazete Kadıköy ile paylaştı.
Yaklaşık 22 yıldır sağlık sektöründe çalışan Ayşegül Aksu Göktaş, bunun 17 yılını çeşitli kliniklerde ve yoğun bakımlarda geçirdiğini dile getirdi. 5 yıldır yönetim ekibinde olan Göktaş, “Sağlık çalışanlarının bu kadar el üstünde tutulduğu bir döneme hiç şahit olmamıştım” dedi. Hastane olarak ilk pozitif vakaları alan kamu kurumlarından biri olduklarını dile getiren Göktaş, “Vaka sayıları artarken biz sistemi ve işleyişi oturtmuş durumdaydık. Yani bu konuda pek zorlandığımızı söyleyemem. Fakat son zamanlarda çalışan personellerde pozitif vaka sayılarının artması bizi hem üzdü hem de kriz yaşamamış olmakla birlikte çalışan sayısında azalmalar oldu” ifadelerini kullandı.
“EN BÜYÜK KORKUMUZ VİRÜSÜ EVE TAŞIMAK”
Hastalarla yakın temasta olan sağlık çalışanları şüphesiz büyük risk grubunu oluşturuyor. Ayşegül Aksu Göktaş, “Kendimde ve tüm sağlık çalışanlarında şunu gözlemliyorum ki hiçbirimizin hastalığa yakalanma endişesi yok. En büyük korkumuz virüsü evimize ve sevdiklerime taşıma korkusu. Bu konuda sanırım biraz obsesif olduk. Örneğin ben eve girer girmez banyoya girip tüm kıyafetlerimi her gün yıkıyorum, kapı kolları ve yerleri her gün çamaşır suyu ile siliyorum, eşimle aynı odada bulunmuyorum” şeklinde konuştu.
“HASTALIĞA YAKALANMA RİSKİ ÇOK YÜKSEK”
Ayşegül Aksu Göktaş, hastane personelinin korunma yöntemlerine de değindi. Koruyucu maske ve ekipmanlar kullanarak, sosyal mesafeyi koruyarak, el hijyenine dikkat ederek korunmaya çalıştıklarını dile getiren Göktaş, yoğun bakım ve klinikte görev yapan personelin koruyucu ekipman konusunda daha donanımlı ve dikkatli davrandıklarını söyledi. Göktaş, “Ne kadar önlem alınırsa alınsın hastalığa yakalanma riski çok yüksek ve bu anlamda sahada çalışan sağlık personelimizin hakkını ödeyemeyiz” dedi. Hastalığın belirtilerine değinen Göktaş, “Ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük ve baş ağrısı hastalığın bilinen semptomları arasında. Fakat bazı hastalarımızda bu belirtilerin hiçbiri olmadan da testin pozitif olabildiğini gördük. Bu nedenle kesin tanı boğazdan ve burundan alınan pcr sonucu ve tomografi sonucuyla konuluyor. İnsanlar şu an yaşadığımız durumun ciddiyetini kavramalı ve virüsün masum olmadığını bilmeliler. Bu süreçte sağlık çalışanlarının evlerine gidebilmeleri adına herkes hijyen kurallarına uyarak evinde kalmalı” ifadelerini kullandı.