Kadıköy acil müdahale merkezi kazanacak

Prof. Dr. Hamit Okur’un İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü olarak atanmasından sonra Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’ne getirilen Doç. Dr. Ali Rıza Odabaş, İstanbul’un...

19 Nisan 2011 - 14:34

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’ne atanan Doç. Dr. Ali Rıza Odabaş, Anadolu Yakası’nda acil vakalara yönelik hizmet verecek tedavi merkezleri eksikliğinden yola çıkarak başlattıkları çalışma sonunda Ekim ayında Kadıköy’ün, modern bir acil kliniğine kavuşacağını müjdeledi. “Biz bu konuya da önem verdik ve bakanlığımızın onayıyla deprem güçlendirmesi yapılmış olan bir binamızın, acil ünitesi olarak hizmet vermesi için çalışmalara başladık. 5500 metrekare kapalı alan üzerinde, 2 katlı çok modern, geniş, çocuk acil kliniği de bulunan bir üniteye kavuşmuş olacağız. Tam teşekküllü bir yoğun bakım ünitesi de olacak. İstanbul’un belki de en iyi acil kliniği olacak. Ekim ayı gibi bitmiş olacak. Bunun müjdesini Kadıköylülere vermek istiyorum” dedi.
Orta ve uzun vadede ise 12 şiddetinde depreme dayanıklı, 800 yataklı, içinde çok modern acil servisi, yüzde 80’i tek, yüzde 20’si çift yataklı hasta odaları, 2500 araçlık otoparkı olan hastane projesinin de hızla devam ettiğini söyleyen Doç. Dr. Ali Rıza Odabaş, yeni hastanenin 2015-16 yılında teslim edilmiş olacağını, böylece Kadıköylülerin belki de dünyanın en iyi hastanelerinden birine kavuşmuş olacağını belirtti. İnşaat sürecinde fiziki mekanları geliştirmeyi sürdüreceklerini ifade eden Doç. Dr. Odabaş, “Yeni hastanemiz, kadın hastalıkları ve çocuk kliniği ağırlıklı olarak düşünülüyor ve çocuk kliniğinin 200 yataklı olması planlanıyor” şeklinde konuştu.


ODABAŞ: “KUYRUK BEKLEMENİN SIKINTISINI BİLİRİM”
40 yıllık geçmişiyle pek çok ünlü tıp adamı yetiştiren Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin köklü bir kurum olduğunu, Kadıköy’de modern sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde verilmesi için yoğun çaba sarfettiklerini söyleyen Odabaş, geçmişe göre günümüz sağlık hizmetini anılarından yola çıkarak değerlendirdi. “Küçüklüğüm hastanelerde rahmetli babamın hastalığını kovalarken geçti. Hastanelerde çok kuyruk bekledim. Babam sigortalıydı. Hastaneye 4 kişi gelirdik. Birimiz ilaç kuyruğuna, birimiz fiyatlandırma kuyruğuna, birimiz de muayene kuyruğuna girer ancak işi bitirirdik. Ama şimdi çok şükür yeni gelişmeler sayesinde artık insanlar tek kişi gelip çok rahatlıkla işlerini halledebiliyor. Bu hastane çok mesafe kat etmiş. Bu mutluluğu görmek bizim için gerçekten güzel bir olay” diyen Odabaş, hastanenin altyapısının çok iyi olduğunu, hastaların güvenle gelip tedavi olabileceğini, çok yakın bir zamanda organ nakline de başladıklarını ve 9. organ naklini de gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, “Kadıköylü hemşehrilerimize duyurmak isterim. Bir hastanede organ naklinin yapılması demek o hastanenin A sınıfı statüye yükseldiğinin göstergesidir” şeklinde açıklamada bulundu.


HASTA İYİLEŞİNCE TÜM YORGUNLUKLAR UNUTULUR
Doç. Dr. Ali Rıza Odabaş evli ve biri 7, diğeri 5 yaşında iki çocuk sahibi. Eşi de kendisi gibi doktor ve Medikal Onkoloji uzmanı. Ordu’nun Mesudiye ilçesinde dünyaya gelen Odabaş’ın çocukluğu İstanbul’da geçmiş. 2005 yılında Ankara Numune Hastanesi’nde Nefroloji Klinik Şefi olarak çalışmaya başladıktan sonra 2009 yılı Mart ayında Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne tayin oldu. Yaklaşık 3 ay önce Prof. Dr. Hamit Okur’un İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ne Rektör olarak atanmasından sonra Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’ne atandı. Köklü bir kuruma başhekim olmaktan dolayı çok gurur duyduğunu her fırsatta ifade eden Odabaş, mesleğin çok yorucu ama çok kutsal olduğunu vurgularken, “Bir daha dünyaya gelsem yine doktorluğu seçerim” diyor. Hekimin 24 saat teyakkuzda olduğunu, kendisinin de hem Nefroloji Klinik Şefi hem de Başhekim olarak, birkaç saat dışında, hafta sonları da dahil olmak üzere çok yoğun çalıştığını söyleyen Odabaş, “Eve gidişim genellikle 21:00’i buluyor. Gittiğimde de ertesi gün okula gidecekleri için çocuklar uyumuş oluyorlar. Sabah da erken kalktığımız için uyuyor oluyorlar. Çocukları zor görüyoruz yani. Cumartesi pazarları da hastanede geçiyor. Ama olsun hastalarımıza hizmet vermek bize gurur veriyor. Bu kadar yoğun olduğunu bilseydim tabii ki yine hekim olurdum. Çünkü çok kutsal bir meslek. Çok ciddi sıkıntılarla gelen bir insanın gülerek hastaneden ayrılması, güler yüzle teşekkür etmesi hayatta karşılığı olmayan bir şey. Çok mutluyum. Tekrar dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerdim” şeklinde düşüncelerini paylaşıyor.

MUSTAFA SÜRMELİ



 


ARŞİV