Kadıköy Belediyesi sağlıklı bir Kadıköy için sosyal belediyecilik ilkesi ile hizmetlerini sürdürüyor. Çatısı altındaki sağlık merkezleri, Kadıköylülere kaliteli ve ücretsiz koruyucu sağlık hizmeti vermeye devam ediyor. Bu merkezlerden biri de Kadıköy Belediyesi Zehra-Mustafa Yüksel Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi. Ekim ayının meme kanseri farkındalık ayı olması vesilesiyle merkezi bu hafta sayfamıza taşıdık. Merkezin idari sorumlusu Mine Akın, merkezdeki çalışmalar hakkında bilgi verirken, merkezde Radyololji uzmanı olarak görev yapan Doktor Hikmet Karagüllü de meme kanseri, kanserin nedenleri hakkında yol gösterici bilgiler paylaştı.
“DENEYİMLİ SAĞLIK EKİBİ HİZMET VERİYOR”
Kadıköy Belediyesi Zehra-Mustafa Yüksel Mamografi ve Kadın Sağlığı Merkezi'nin 2011 yılında koruyucu sağlık ilkesi ile yola çıktığının altını çizen Mine Akın, merkezin alanında uzman, deneyimli sağlık ekibi ve son teknolojik cihazlar ile Kadıköy ilçesinde yaşayan, çalışan tüm kadınlara meme ve jinekolojik kanserler konusunda erken tanı ve doğru tedaviye yönlendirme hizmetleri sunduğunu vurguladı. Mine Akın, merkezde verilen hizmetler hakkında şu bilgileri verdi: “Merkezimize başvuran her hastaya meme muayenesi yapılmaktadır. Muayene bulgularına göre hastalar ileri tetkiklere yönlendirilmektedir. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından hastamızın jinekolojik muayeneleri ve ultrasonları yapılıyor, uygun koşulları taşıyanlardan smear ve HPV DNA testi alınıyor. Merkezimizde Dünya Sağlık Örgütü'nün normları ve klinik bulgulara göre meme ultrasonu ve mamografi ile meme kanserini erken teşhis amacı ile inceleme yapılmaktadır.”
MERKEZDEN 86 BİN 640 KİŞİ HİZMET ALDI
“Merkezimiz, hafta sonları hariç 09.00 ile 16.30 saatleri arasında hizmet vermektedir. Verilen bütün hizmetler ücretsizdir.” diyen Akın, bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Merkezimizden 86 bin 640 kişi hizmet aldı. 155 bin 860 işlem yapıldı. 64 bin 460 mamografi ile 50 bin 025 ultrason çekimi yapıldı. Bin 963 biyopsi istendi. Biyopsilerin sonucuna göre 605 (kötü huylu), 620 (iyi huylu) kanser tespiti yapılmıştır.”
Merkezden erkek hastaların da hizmet aldığına değinen, onların da muayene bulgularına göre ileri tetkikler için yönlendirildiğini belirten Akın, sözlerine şu bilgileri ekledi: “Merkezimizdeki hizmetlerden faydalanmak isteyenler, merkeze gelerek ya da hattımızı arayarak randevu alabilirler. Randevu için (0216) 565 66 16 numaralı telefondan ulaşabilirler. Adresimiz ise şöyle: Dumlupınar Mahallesi, Dr Erkin Caddesi, No: 44 Fikirtepe, 34720 Kadıköy/İstanbul.”
Merkezin idari sorumlusu Mine Akın'ın verdiği bilgilerin ardından Radyoloj uzmanı Doktor Hikmet Karagüllü, meme kanseri hakkındaki sorularımıza aydınlatıcı ve yol gösterici cevaplar verdi.
Meme kanserinin tanımını yapabilir misiniz?
Meme dokusu; meme lobları, yağ dokusu, bağlar, salgı bezleri ve süt kanallarından oluşur. Meme kanseri meme dokusunu oluşturan süt bezleri ve süt kanallarını döşeyen hücrelerin kontrolsüz, düzensiz şekilde çoğalmasına bağlı olarak gelişir. Bu bölgelerde çoğalmaya başlayan kanser hücreleri, tümör denen kütleyi oluşturur. Meme kanseri vakalarının yüzde 80'i süt kanallarındaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasına bağlı oluşurken, geriye kalan yüzde 20'lik kesim ise süt bezelerinde gelişir. Meme kanseri varlığında kanser hücreleri, zaman içinde çoğalarak kitle oluşturur. Diğer kanser türlerine kıyasla daha yavaş gerçekleşen bu durumun ardından kanser hücreleri, lenf nodlarına ve ardından kan dolaşımı aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine sıçrayabilir.
“EN KORKULU SAĞLIK SORUNU”
Kırk yıl önce yirmi kadından birinde meme kanseri görülürken, günümüzde yedi-sekiz kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Meme kanseri dünyada kadınların en korkulu sağlık sorunu olma özelliğini taşımaktadır. Meme kanseri, kadın kanserleri arasında en yaygın görülen ve akciğer kanserinden sonra en sık ölüm nedeni olan kanserdir. Tüm kadın kanserlerinin yüzde 24'ünü ve kanserden ölümlerin yüzde 14’ünü oluşturmaktadır. Nadir olarak erkeklerde de meme kanseri görülmektedir. Her 100 kadına karşılık 1 erkek meme kanseri tanısı almaktadır.
“ERKEN TANI ÖLÜMLERİ AZALTIYOR”
Me kanseri görülme sıklığının her yıl arttığı saptanmıştır. Meme kanserinin görülme oranı artmasına rağmen son yıllarda meme kanserine bağlı ölümlerde azalma da dikkati çekmektedir. Bunun en önemli nedeni teknolojik gelişmeler, tarama mamografilerinin yaygınlığı, erken tanı olanaklarının artması ve bilgi birikimidir. Bunun sonucu meme kanserinden ölümlerdeki azalmanın nedenleri arasında üçte iki oranında erken tanıyı, üçte bir oranında tedavi olanaklarındaki gelişmeleri gösterebiliriz. Kısacası meme kanseri görülme oranı artmakla birlikte, meme kanserine bağlı ölüm oranı da azalmaktadır.
Meme kanseri belirtileri nelerdir?
Meme başında çekinti, çökme, kanlı akıntı. Memede düzleşme, sertleşme. Memenin portakal görünümünü alması. Memede cilt kalınlaşması ve ödem. Memede veya koltukaltında ele gelen kitle. Memede renk değişimi, şekil bozukluğu...
Meme kanseri nedenleri /risk faktörleri nelerdir?
Meme kanserinin belli bir nedeni yoktur. Meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10-15'lik bir bölümü genetik sebeplerle ortaya çıkmasına rağmen büyük çoğunluğunda bir neden bulunmamaktadır. Bazı özellikleri taşıyan (risk faktörleri) kadınlarda, meme kanserine yakalanma oranı, risk faktörleri daha az olan kadınlara göre sık olmakla birlikte, bu risk faktörlerini taşıyan kadınların mutlak meme kanseri olacağı anlamına gelmez. Bu faktörleri taşımayan kişiler de meme kanserine yakalanabilirler. Meme kanserine yakalanan kadınların yarısı, bu risk faktörlerini hiç taşımamaktadır. Bu nedenle, risk faktörleri taşıyan /taşımayan tüm kadınların kontrollerini düzenli yaptırmaları önemlidir.
“BİRİNCİ DERECE AKRABA RİSK FAKTÖRÜ”
Birinci derece akraba meme kanseri için en önemli risk faktörüdür. Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, ömür boyu meme kanserine yakalanma riski iki kat daha fazladır. İleri yaş önemli bir risk faktörüdür. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların yüzde 70'i, 50 yaş üzerindedir. Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kanser gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. İlk çocuğunu otuz yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı genç yaşlarda doğuranlara göre iki kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir. Östrojen hormonu tedavisi görenler, ilk adetin başlangıç yaşı, geç menopoz, doğum kontrol hapı kullanılması, alkol kullanılması, şişmanlık ve yağlı beslenme, yoğun meme dokusu, geçmişte göğüs duvarının radyasyona maruz kalması ve çevresel koşullar da nedenler ve risk faktörleri arasında yer alıyor.
Erken tanı çok önemli değil mi?
Meme kanseri ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi o kadar kolaylaşır ve başarıya ulaşır. Tarama yöntemleri ile meme kanserlerinin yüzde 61'nin tanısı erken dönemde konulmaktadır. Erken tanıda en önemli faktör kişinin meme kanseri farkındalığını bilmesi ve bu bilinç ile hareket etmesidir. Yapılması gereken 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi, yıllık doktor kontrolü ve 40 yaşından sonra yılda bir mamografi çekimi. Erken tanının amacı, sağlıklı ve uzun bir yaşam sağlamasının yanı sıra tedavi olan hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve erken tanı ile memenin korumasına yönelik tedavi seçeneklerinin onlara sunulmasıdır.
“TARAMA EN SON TEKNOLOJİ İLE YAPILIYOR”
Merkezde taramalar hangi yöntemle yapılıyor?
Merkezimizde meme taraması en son teknoloji olan Tomosentezli Digital Mamografi ile yapılmaktadır. Tomosentez Mamografi nedir? sorusunu cevaplamak gerekiyor öncelikle. Normal dijital iki boyutlu mamografilerde üç boyutlu bir memenin iki boyutlu, dokuların imajlarının üst üste düştüğü bir imajı elde edilmekteydi. Son yıllarda geliştirilen mamografide dijital tomosentez teknolojisi ile meme dokusu 3 boyutlu olarak taranabilmektedir. Bu yöntemle değişik açılarla çok sayıda görüntü alınmakta ve bu görüntüler bilgisayar sistemiyle aynı bilgisayarlı tomografilerde olduğu gibi meme dokusunun bir milimetrelik kesitler şeklinde 3 boyutlu olarak görüntüsü elde edilmektedir.
İki boyutlu grafilerde görüntüleri üst üste düşen objelerin oluşturduğu görüntü kargaşası kesitsel üç boyutlu tomosentez imajlarında azalmakta ve tümörleri gözden kaçırma olasılığı düşmektedir. Bu durum özellikle mamografilerde daha dens, fibrokistik yapısı belirgin, menapoza girmemiş kadınlarda önem kazanmaktadır. Çünkü bu durumlardaki kadınlarda meme içinde dansitesi kanser dansitesine yakın meme kanserinin arkasına saklanabileceği yapılar çok fazla miktardadır. Tomosentez’le bu problem aşılmaktadır. Tomosentez ile karar verilemeyen ortada kalan vaka sayısı ve gereksiz biyopsi oranı azalmaktadır.