Kadıköylülerin doktor annesi

Kadıköylülerin çok sevdiği yardımsever Doktor Rana Beşe, yıllarca çocuklara şifa verdi, ilerleyen yaşlarına dek gönüllü çalıştı...

10 Mart 2016 - 16:24
Gökçe UYGUN
Hem 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, hem de 14 Mart Tıp Bayramı’nı içeren bu hafta, siz okurlarımıza efsane bir kadın doktoru anımsatmak istedik; Doktor Rana Beşe…
Kadıköylülere yıllarca hiçbir ücret almadan sağlık hizmeti veren, özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarını gönüllü olarak tedavi eden Beşe ile röportaj yapmak imkânımız, maalesef ki bugünlerde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle oldukça azalmış durumda. Ancak geçmiş sohbetlere, Posta gazetesine verdiği bir röportaja ve önceki açıklamalarına dayanarak “Kadıköylülerin Rana Ablası”nın bir portresini hazırladık.
Bugün 89 yaşında olan Rana Hanım’ın hayatı 1927’de Çanakkale’de başlar. Kaymakam olan babasının şark hizmeti için sırasıyla Artvin, Trabzon, Balıkesir’e giderler. Baba mülkiye müfettişi olunca tayin Sivas’a çıkar. Ardından da Diyarbakır’a. Türkiye’nin pek çok ilinde geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarından sonra, liseli genç Rana ve ailesi İstanbul’a gelir. Zira babası Rana’nın üniversiteyi burada okumasını ister; “Diyarbakır’da Suriçi’nde iki katlı en iyi evlerden birinde oturuyorduk. Fatih’te berbat bir eve taşındık. Paramız ona yetti. Bizi St. Benoit Lisesi’ne kayıt ettirdiler. Öğrenciler bize üstten bakıyordu. Onların lacivert formaları vardı. Annem ‘Biz memur ailesiyiz, forma alamam’ dedi. Öyle bir şey ki Diyarbakır’da mülkiye başmüfettişinin kızısın, İstanbul’da okulda yanına oturmak bile istemiyorlar, kasabalı oluyorsun. Bir sene Fransızca okuduktan sonra İstanbul Kız Lisesi’ne geçiş yaptık, son sene fen şubesinden mezun oldum”

KADIKÖY’E TAŞINMA
Rana Beşe’nin annesi de babası da onun doktor olmasını ister. Zeynep Kamil’de ihtisas yapan Rana Hanım, baş asistan olarak çalışmaya ve ilk parasını kazanmaya başlar. Neden sonra ailesiyle birlikte, “Aramda nedenini bilmediğim bir gönül bağı var” dediği Kadıköy’e taşınırlar. Kendi deyimiyle iyi kazanıyordur ama çok yoğun çalışıyordur; “Bizim meslekte ya paraya mala mülke yatırım yaparsın ya da isme. Annemin vasiyetidir ‘Hiçbir hastaya kötü davranmayacaksın. Fakirden para almayacaksın.’ Ben de öyle yaptım. Hiç kimseye kötü davranmadım, bağırmadım”
Neden çocuk doktor olmuş peki? Cevabı neşesinde saklı: “Ben dışadönüğüm, neşeliyim. Dâhiliyeci olsam yaşlı hastalar gelecek, kalp sorunlarını falan anlatacak. Hâlbuki benim neşem çocuklara daha iyi gelir. Gürültülü bir ailede yetiştiğim için sesten de rahatsız olmuyorum. Geveze olduğum için konuşmaktan da sıkılmam. Niye çocuk doktoru olmayayım?”

GÖLCÜK’ÜN RANA ANNE’Sİ
Dr. Rana Beşe, Zeynep Kamil Hastanesi’nde Şef Muavini ve Şef olarak 20 yıl çalışır, 1979’da emekli olur. Çevresinin ısrarlı talebi ile girdiği seçimlerde 1984-1989 yılları arasında Kadıköy Belediye Meclisi’ne, 1989’da da İstanbul Büyükşehir Meclis üyeliğine seçilir. O süreçte doktorluğu bırakmaz. Bahariye’de açtığı muayenehanesinde özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarını ücretsiz tedavi eder yıllarca. Kadıköy’ün çeşitli mahallelerinde, özellikle anne -çocuk sağlığı alanlarında yıllarca gönüllü doktorluk yaparak, birçok anne ve çocuğuna şifa verir. 99 depremi döneminde de Kadıköy Belediyesi’nin Gölcük’e gönderdiği sağlık ekibinin başında günlerce dinlenmeden sağlık hizmeti verir. 2002’de ise muayenehanesini kapatır. Hastalara ücretsiz olarak Fenerbahçe muhtarlığında bakmaya devam eder. Daha sonra da Kadıköy Belediyesi’ne bağlı olarak bu gönüllü hizmetini, 80li yaşların ilk yarında dek yapmayı sürdürür. Zamanında tedavi ettiği bebekler büyümüş yetişkin olmuş, ellerinde dolmalar böreklerle gelmeye başlamışlardır artık. Bu durum Rana hanıma büyük gurur hissettirir.

“TANIMAYAN YOKTUR”
Kadıköy Belediyesi, bu özverili doktora olan vefa borcunu ödemek için Kuyubaşı’ndaki polikliniğe ismini verir; “Ben insana yatırım yaptım, böyle ödüllendiriliyorum. Beni Kadıköy’de tanımayan yoktur. Hayatımda hiçbir hastayı gecenin yarısında da gelse bakmadan göndermem. Gece kaldırıyorlarsa söylenirim. Sonra vicdan azabı duyarım, para almam. Cezayı kendime veririm.”

DOKTOR EŞi OLMAK…
50 yıl evli kaldığı, makine yüksek mühendisi eşi Nejat Bey’in, Doktor Rana Hanım’a meslek hayatında çok faydası olmuş; “Nejat gece gezmesine gitmektense hasta bakmaya gitmekten daha mutlu oluyordu. Bana çok yardım etti. Rahmetli, benim sıkıntımı çok çekti. Çünkü doktor eşi olmak gerçekten kolay değil. Bir mahallede minibüs kaldırılır, evime çocuk hastalar getirilirdi. 10 hasta birden gelirdi. Bu herkesin kabul edebileceği bir durum değil”
Peki çocuk doktoru olan Rana Beşe’nin kendi çocuğu var mı?: “Hayır yok. İstemedik. Nejat’ın iki çocuğuna bakıyordum. İnsan kendi çocuğu olunca ona konsantre oluyor, diğer çocuklara karşı bencilleşiyor. Çok da çalışıyordum. Zaten binlerce çocuk benim. Benim için hastalarım hayatımda hep bir numaraydı, ailem ikinci planda kaldı.”
Etiketler; rana beşe

ARŞİV