Kadınlar iklim krizine daha hassas

İstinye Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre iklim farkındalığı arttıkça “iklim anksiyetesi” de yükseliyor

25 Ekim 2025 - 11:44

İstinye Üniversitesi Psikoloji yüksek lisans öğrencisi Emine Çokluk, Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Ildırım danışmanlığında yürüttüğü araştırmaya göre iklim değişikliği farkındalığı, iklim anksiyetesini artırıyor ve bu kaygı sağlık anksiyetesiyle ilişkili. Türkiye’nin farklı illerinden 18-35 yaş arası bireylerle yapılan çalışmaya göre özellikle kadınlar iklim krizinin etkilerini daha yoğun hissediyor.

Araştırmada kadınların iklim değişikliğinin olası sonuçlarına karşı daha duyarlı olduğu ve bu kaygının geri dönüşüm, enerji tasarrufu gibi çevre dostu davranışları artırdığı belirlendi. Erkeklerde ise kaygı düzeyinin daha düşük olması, farkındalık düzeylerinin de geride kalmasına yol açtı.

GÜNLÜK SEÇİMLER FARKINDALIĞI ARTIRIYOR

Araştırma, günlük yaşamda yapılan sürdürülebilir seçimlerin iklim farkındalığını beslediğini ortaya koydu. Çöpleri ayrıştırmak, doğa dostu ürünleri tercih etmek, su ve elektriği dikkatli kullanmak gibi eylemler bireylerin iklim krizini daha somut şekilde hissetmesini sağlıyor.

Katılımcıların büyük çoğunluğu enerji ve su tasarrufu konusunda duyarlı. Her 10 kişiden 8’i enerji tasarrufu yaptığını, benzer oranda katılımcı suyu dikkatli kullandığını belirtti. Geri dönüşüme katılım oranı yüzde 72’ye ulaştı. Bu durum, geri dönüşümün toplumda giderek daha yaygın hale geldiğini gösteriyor.

Buna karşın, çevre dostu ulaşım yöntemlerini tercih edenlerin oranı yüzde 41’de kaldı. Yerel ve organik ürün tüketimi yüzde 35, kıyafet alışverişinde bilinçli seçim yapanların oranı ise yüzde 36 olarak belirlendi. Katılımcıların yalnızca yüzde 25’i doğa koruma faaliyetlerine katıldığını söyledi. Bu bulgular, bireylerin günlük yaşamlarında kolay uygulanabilen çevreci davranışlara yöneldiğini; ancak kolektif eylemlerde daha pasif kaldığını ortaya koyuyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖNEMSENİYOR

Katılımcıların yüzde 73’ü iklim değişikliğini önemli bir sorun olarak görüyor, yarıdan fazlası bu durumun “kaygı verici” olduğunun farkında. Yüzde 87’si sürdürülebilirliğin dünyanın geleceği için kritik önemde olduğunu düşünüyor ve yüzde 90’ı gelecek nesillere bu konuda eğitim verilmesi gerektiğini savunuyor. Buna rağmen iklim krizine ilişkin haberleri düzenli takip edenlerin oranı yüzde 43’te kaldı. Bu durum, farkındalık ile eylem arasında bir boşluk olduğunu gösteriyor.

SAĞLIK KAYGISI ÇEVREYE YÖNELMİYOR

Araştırmada, çevresel duyarlılığı yüksek bireylerin kendi sağlık davranışlarında aynı özeni göstermediği ortaya çıktı. Katılımcıların yalnızca yüzde 9’u düzenli check-up yaptırdığını, yüzde 23’ü doktor kontrollerine devam ettiğini belirtti. Ayrıca sağlık anksiyetesi yüksek olan bireylerin bu kaygıyı çevreye yöneltmediği tespit edildi. Uzmanlara göre bunun nedeni sağlık kaygısının kişisel, iklim değişikliğinin ise toplumsal bir mesele olarak algılanması.

TASARRUF ÖN PLANDA, TÜKETİM GERİDE

Enerji (yüzde 79) ve su tasarrufu (yüzde 77) oranları yüksek olsa da sürdürülebilir tüketim davranışlarında geride kalındı. Yerel ürün tercih edenlerin oranı yüzde 35, bilinçli kıyafet tüketimi yüzde 36, doğa koruma faaliyetlerine katılım yüzde 25’te kaldı. Buna karşın katılımcıların yüzde 98’i en az bir sürdürülebilir davranışta bulunduğunu belirtti.

ÇÖZÜM: FARKINDALIĞI EYLEME DÖNÜŞTÜRMEK

Dr. Ezgi Ildırım, araştırmanın sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadeleri kullanıyor:

“Çözümün anahtarı, farkındalığı kaygıya dönüştüren bir kısır döngüde değil; farkındalığı eyleme dönüştüren motivasyonda yatmaktadır. İklim değişikliği anksiyetesi yaşayan bireylerin sürdürülebilir davranış sergileme ihtimali daha yüksektir. Organik ürün tercih etmek, enerji tasarrufu sağlamak ve geri dönüşümü günlük yaşamın bir parçası haline getirmek yalnızca doğayı değil, psikolojik dayanıklılığı da güçlendirir. İklim kriziyle mücadele toplumun tüm bireylerinin ortak sorumluluğudur. Farkındalık, kaygı ve eylem arasındaki dengeyi kurmak gezegenin ve gelecek nesillerin yaşam hakkını korumanın en güçlü yoludur.”

 


ARŞİV