Sağlık ucu ve buçağı olmayan bir alan. Bu alan içinde hem hastalığı hem de tedavi yöntemlerini de barındırıyor. Bu alanın önemli bir parçası olan kemiklerimiz hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Biz de kemik yoğunluğu ve yoğunluğunun ölçümü hakkında aydınlatıcı bilgi edinmek için Kadıköy Belediyesi Rana Beşe Sağlık Sağlık Polikliğini’nde Yetişkin Muayene Doktoru Cenk Volkan Karalök’ü sayfamıza konuk ettik.
Kemik mineral yoğunluğu ölçümü bu. Kemik yoğunluğu kavramı biraz daha kısa ve anlaşılır olduğu için kullanıyoruz. Kemiğin içeriğindeki mineral kemik sağlamlığı ile ilgili bize iyi bilgi veriyor. Biz de bu kemik mineralini ölçüyoruz.
Genel itibari ile kemik yoğunluğu ölçümünün kadınlarda 45 yaşında yapılması öngürülüyor. Ama 40 yaşın üzerini de tavsiye eden kaynaklar var. Erkeklerde ise 55 yaşında bakılması makul karşılanıyor. Ölçümün iki sene de bir yapılmasını öneriyoruz. Rana Beşe Sağlık Polikliniğimizde de uygun ortam ve makine ile eğitimli personelle kemik yoğunluğu ölçümü yapılıyor.
ÖLÇÜM İÇİN DEXA YÖNTEMİ
En çok kullanılan yöntem dexsa yöntemi. İşlem hastamıza yatarak yapılıyor. Özellikle L1 ile L4 omurga kemiklerine ve kalça kemiğine bakıyoruz. Bu ikisini X ışınıyla taradıktan sonra mineral yoğunluğunu çıkarıyoruz. Ona göre tedavi seçeneklerini gözden geçiyoruz. Bu yöntemle yoğun bir radyasyon alınacağı düşünülmesin. Normal bir akciğer filminin onda biri kadar x ışını ile mineral ölçümünü yapıyoruz. Uzun süren bir ölçüm değil. Yoğun bir radyasyon içerdiğinden de bahsedemeyiz. Şu anda ozon tabakası düşünüldüğünde deniz kıyısında yürümekten daha riskli bir şey değil açıkçası. Dolayısıyla radyasyon korkusu ile uzak durmak yanlış olur.
Destek tedavi olarak düşünelim. Başta mineral ölçümü dedik. O nedenle minerali desteklemek istiyoruz. Kilit iki mineralimiz var. Yapacağımız tedaviler kalsiyum ve D vitaminini kemikte yükseltmek üzerine. Yoğunluğun az olması kemik kırıklarının daha kolay oluşmasını sağlıyor. Dolayısıyla en büyük riskimiz bu. Özellikle 70’li ve 80’li yaşlarda hayati bir önem arz ediyor. Boy kısalığına neden oluyor. Boy kısalığını sadece görsel bir unsur olarak düşünmeyin. Boyumuz kısalınca organlarımıza da daha az yer kalıyor.
DİYABET VE TİROİD İLE BAĞLANTILI
Evet, var. Diyabeti olan hasta hem diyabeti ile ilgileniyor hem de diyabetin yan etkisi olarak kemik yoğunluğunun azalmasıyla uğraşıyor. Yine tiroidi olan hastalarımız tiroidin çalışma bozukluğundan kemik yoğunluğunun düşmesi ile haberdar olabiliyor. Kemik yoğunluğunda anlamsız bir düşüklük varsa mutlaka hastanın şekerine ve tiroidine de bakmak istiyoruz. Çünkü bağlantısı var. Bunları aydınlatmaya çalışıyoruz. Ayrıca daha öncesinde kortizonlu ilaç kullanıp kullanmadığına bakıyoruz. Çünkü bu ilaçlar da minerali azaltıyor.
Kadınların daha büyük riski var. Ama erkeklerin de daha ileri yaşlarda örneğin 55 yaşında yaptırmasını istiyoruz. Menopoz süreci ile birlikte kadınlarda hormonal değişiklikler oluyor. Ve bu hormonal değişiklikler kemikteki mineralin dengesini değiştiriyor. O yüzden kadınlar 40 yaşından sonra yaptırırsa hiç değilse genç kemik dokusunu bilirsek menopoz sonrasında hastanın risklerini daha kolay kontrol edebiliriz. Kadınların menopoz sonrasında D vitamini ve kalsiyum ihtiyacı neredeyse bir buçuk kat artıyor. Dolayısıyla alım sağlanmazsa çok hızlı bir şekilde düşüşler görülüyor. Bu düşüşlerde de ani kemik kayıplarına ve kırıklarına yol açıyor. Kadınların böyle bir dezavantajı var. Onun dışında bir de anne olma süreçleri var. Hem kilo ile ilgili yoğunluklar değişiyor hem de emzirme süreci ile birlikte kalsiyumunun çok büyük bir kısmını çocuğuna aktarıyor. Bu gebelik esnasında da böyle. Bu nedenle gebelik süreci dikkat edilmesi ve mutlaka desteklenmesi gereken bir süreç.
SÜT ÜRÜNLERİ VE EGZERSİZ
D vitamini, depresyonundan tutun da sağlık ve mutluluk halimizin devamına, daha güçlü hissetmemize ve hastalıklara karşı daha dirençli olmamıza neden olan bir hormon. D vitaminini vücudumuz sentezliyor. Özellikle kolumuzun ve bacağımızın uç kısmının yani bilek kısımlarının güneşi görmesi gerekiyor. Çok kıymetli bir değer. Bu kıymetli değer kemiklerimiz için olmazsa olmazlardan. D vitaminin yanında süt ve süt ürünleri tüketmeliyiz ve egzersiz yapmalıyız.