Okullar, 6 Eylül'de ilk zilin çalması ile yüz yüze eğitime başladı. Eğitimin başlaması ile hijyen, maske, ders saatleri, havalandırma, aşılanma ile ilgili sorular tekrar sorulmaya başlandı. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ile çocuklarda artan vaka sayılarının nedenlerini ve düşürülmesi için neler yapılması gerektiğini konuştuk.
Okullar açıldı çok sayıda çocuk virüse yakalandı ve çok sayıda sınıf karantinaya alındı. Okulların açılmasının virüsün yayılmasında bir rolü oldu mu?
Okulların açılması ile öncelikle toplumsal hareketlilik büyük ölçüde arttı. Yüz yüze eğitimin sürdürülmesi için öğrenciler, öğretmenler ve eğitim alanında çalışan diğer görevliler kapalı ve kalabalık ortamlarda (servisler, derslikler v.b) bir arada bulunmak durumunda kalıyor. COVID gibi solunum yolu ile bulaşan hastalıklar bu ortamlarda daha hızlı yayılıyor.
Aşılama oranları toplumsal bağışıklığı sağlayacak düzeyin çok altında. Ayrıca aşılama hızı da yavaş bu nedenle ilk aşılanan gruplara ek olarak hatırlatma dozu yapılması gerekiyor. Okullar açılmadan önce tüm öğretmenlerin ve okul çalışanlarının aşılanması sağlanamadı, aşının zorunlu olması kararı alınmadı, kişilerin tercihine bırakıldı. Ayrıca sınıf mevcutlarının seyreltilmesi, uygun havalandırma, ders saatlerinin kısaltılması, okullarda temizlik koşullarının iyileştirilmesi gibi önlemler yeterli düzeyde alınmadı.
Çocuklarda virüsün belirtileri nelerdir?
Çocuklarda, erişkinlere benzer ancak onlara göre daha hafif belirtiler görülüyor. Bunlar ateş, öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, baş ve boğaz ağrısı, bulantı-kusma, ishal olarak ortaya çıkıyor. Çocukların bir kısmı ise hiçbir belirti olmadan virüsü taşıyabiliyor ve hastalığın yayılmasına aracılık edebiliyor.
-Tedavi süreci nasıl oluyor?
COVID-19 hastalığının etkili bir tedavisi maalesef yok. Bu nedenle hastalıktan korunma çok önemli. Hastalığı belirtisiz veya hafif belirtiler ile geçiren çocuklarda herhangi bir ilaç tedavisi önermiyoruz. Sadece hasta olmayanlardan ayrı bir ortamda 10 gün süre ile dinlenme, dengeli beslenme öneriyoruz. Hastalık semptomları (belirtileri) belirgin olanlarda ise bu semptomları azaltmak için ağrı kesici/ateş düşürücüler kullanılıyor. Ayrıca dinlenme, yeterli ve dengeli beslenme öneriyoruz. Solunum sıkıntısı olan hastalara hastanede oksijen desteği verilmesi, daha ağır hastalara yaşam desteği sağlanması yapılabiliyor. Çocuklarda COVID-19 sonrası çok nadiren de olsa MIS-C (çocuklarda çoklu sistem tutulumu ile seyreden inflamatuvar hastalık) adı verilen bir hastalık görülebiliyor. Bu hastalık kalp, akciğer, karaciğer, cilt, böbrek, beyin gibi birçok organı aynı anda etkileyen ve ölüm dâhil ciddi sonuçlara yol açabilen önemli bir hastalıktır. Bu hastaların yoğun bakım ünitelerinde izlenmesi ve yaşam desteği sağlanması gerekiyor
-Virüsün çocuklar üzerinde kalıcı etkileri oluyor mu?
Erişkinlere göre çok daha nadir de olsa çocuklarda da uzayan veya kalıcı etkiler olabiliyor. Özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olan çocuklarda kalıcı veya uzayan kalp, akciğer sorunları ile bazen nörolojik sorunlar görülebiliyor.
Vaka sayısını düşürmek için neler yapılmalı?
Öncelikle toplumsal bağışıklığı sağlayacak oranda, yani nüfusun yüzde 80’den fazlasının iki doz aşılı olması, 2. doz inaktif aşı üzerinden 6 aydan fazla süre geçenlere hatırlatma dozu yapılması gerekiyor. Aşının öncelikle sağlık ve eğitim çalışanları olmak üzere toplu olarak bulunulan ortamlarda çalışan herkes için zorunlu olması sağlanmalı. Okullarda yaygın şekilde hızlı test uygulaması ile virüsü taşıyan kişilerin izolasyonu sağlanmalı. Maske kullanımı, sınıfların seyreltilmesi, havalandırma, kademeli saatlerde eğitim gibi önlemlere mutlaka uyulmalıdır.
Çocuklarda aşılanmalı görüşü de söz konusu. Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?
12 yaş üzeri çocuklar için aşılanmanın güvenli ve etkili olduğu bilimsel çalışmalarda gösterildi. Bu yaş grubu mutlaka aşılanmalıdır. 5-11 yaş arası için sürdürülmekte olan çalışmaların sonucunu beklemek gerekiyor. Genel olarak çocuklarda aşılamanın erişkinlere göre çok daha iyi yanıt verdiğini biliyoruz. Erişkinlere yapılması sakıncalı olup çocuklara yapılması uygun olmayan herhangi bir aşı bulunmamaktadır. Çocuklarda daha düşük dozlarda bile etkili olması beklenir. Ancak yine de hangi miktar aşının, hangi aralıklarla kaç doz yapılması gerektiği yapılan çalışmalar ile ortaya çıkacaktır.