Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD), ‘Obezitede Damgalama ve Ayrımcılık’ medya anket sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Ankete; televizyon, radyo, internet sitesi, gazete ve dergide görev yapan birçok medya mensubu katıldı. Ankette önemli sonuçlar yer alırken, ankete katılan medya çalışanlarının yarısının da damgalayıcı ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
Medyada obezitenin temsili konusunda basın mensuplarının farkındalık düzeyini ölçmeyi amaçlayan ankete; televizyon, radyo, çevrimiçi mecra, gazete ve dergide görev yapan 93 medya çalışanı katıldı. Online olarak gerçekleştirilen anket, medyada farklı pozisyonlarda çalışan katılımcılar tarafından cevaplandı. Obezite haberlerini hazırlarken doğru kaynak tercihi, doğru kaynağa ulaşmada yaşanan sorunlar, içerikteki görsel ve ifade tercihleri gibi alanlarda soruların yöneltildiği anket, medyanın obezitedeki rolüne ilişkin önemli ipuçları verdi.
DOĞRUYA ULAŞIRKEN SORUN YAŞANIYOR
Ankette yer alan “Obezite hastalığı ile ilgili haberler hazırlarken doğru kaynağa ulaşmak konusunda sorun yaşıyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 50’si zaman zaman sorun yaşadığını, yüzde 35,5’i sorun yaşamadığını, yüzde 13’ü sorun yaşadığını belirtti. Medya çalışanlarına, obezite ile ilgili haber hazırlarken hangi kaynakları kullandığı sorusu da soruldu. Soruda; uzman görüşü almak, internetten arama yapmak, akademik yayınlardan yararlanmak ve çevrelerindeki kişilerin tecrübelerinden yararlanmak şıkları gazetecilere sunuldu. Katılımcıların çoğunluğu uzman görüşüne başvurduğunu belirtirken, internetten arama yapmak ve akademik yayınlardan yararlanmak seçeneklerinin de kaynak olarak tercih edildiği görüldü. 16 katılımcı ise çevrelerindeki kişilerin tecrübelerinden yararlandığını belirtti.
DAMGALAYICI İFADELER KULLANILIYOR
Obezitede damgalama ve ayrımcılığa neden olan etkenlerden biri de haberlerde obeziteli bireylerin temsili oluyor. Ankete katılanların yüzde 55’i ifade biçimi olarak doğru ifadelerden biri olan ‘obeziteli bireyler’ seçeneğini işaretlerken, yüzde 45’i ise obezitede damgalamaya sebep olan ‘aşırı kilolu’, ‘obez’, ‘morbid obez’ ve ‘şişman’ ifadelerini kullandıklarını belirtti. Damgalama ve ayrımcılığın önüne geçilmesinde dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de haber içeriklerinde kullanılan görsellerin doğru seçilmesi oluyor. Katılımcılara seçenek olarak, obezitenin olumsuz yanlarını vurgulayan yorgun, mutsuz ya da obur şeklinde nitelendirilebilecek görsellerin yanında spor yapan ve çalışan obeziteli bireylerin fotoğrafları sunuldu. Bir ya da birden fazla şıkkın seçilebildiği anket sorusunun yanıtları değerlendirildiğinde, ankete katılan her 3 kişiden 1’i olumsuz görsel şıkkını işaretledi. Obezite konusunda yüzde 77 oranında olumsuz görsel seçimi ortaya çıktı.
OBEZİTE KONUSUNDA MEDYANIN ROLÜ NE?
Ankette yer alan obezitede damgalama ve ayrımcılığın önlenmesi konusunda medyaya düşen görevlerin neler olduğu ile ilgili soruya gazetecilerin yaklaşık yüzde 38’i haberlerin dilinde ve görsel seçiminde obezite hastalığından muzdarip kişilerin psikolojik durumlarının da dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Bunun yanında; yüzde 33’ü, medyanın obezite hastalığı konusunda yapıcı haberler yapması gerektiğini, bu hastalığa sahip bireyler için haberlerin motive edici olması gerektiğini ve toplumu empati yapmaya sevk edecek haberlerin hazırlanması gerektiğini belirtti. Yüzde 17’si haberin bilimsel verilere dayandırılması, haberlerde uzman görüşlerine yer verilmesi ve doğru kaynakları kullanması gerektiğini belirtirken, yüzde 5’i ise obezite hastalığına ilişkin sağlık politikaları geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
TECRÜBE ARTTIKÇA FARKINDALIK ARTIYOR
Anket sonucunun değerlendirilmesinde katılımcıların medyadaki pozisyonu ve çalışma süresi göz önüne alındığında medyanın rolüne dair önemli veriler elde edildi.