Çocuklarla oyun oynama sanatı

 Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi'nden  Uzman Klinik Psikolog Sibel Pilosof, çocuklarla oyun oynamanın püf noktalarını anlattı

02 Şubat 2017 - 16:53

 

Uzman Klinik Psikolog Sibel Pilosof

 Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi

Oyun nedir?

Yetişkinler nasıl konuşarak, şakalaşarak, belki bir yerde oturup arkadaşlarıyla kahve içerken sohbet ederek iletişim kuruyorsa çocukların da iletişim yolu Oyun’dur. Oyun çocuk için iyileştirici ve sakinleştirici bir etkiye sahiptir. İyileştiricidir çünkü çocukların yetişkinler kadar duygularını anlayabilme ve konuşabilme becerileri gelişmemiştir. Bu nedenle, oyun çocuklara deneyimlerini ve duygularını ifade etme fırsatı sunar.  Oyun oynamak çocukların duygularını aktarabileceği ruhsal bir alan sağlar, ayrıca çocuklar duygularını rahatça ve özgürce ifade edebilecekleri bir yer bulduğundan dolayı sakinleştirici bir etkisi de olur. Ebeveynler sık sık çocuklarını nasıl sakinleştirebilecekleriyle ilgili zorluk yaşardıklarını ifade etmektedirler. Aslında çocuğu sakinleştirebilmenin ve duygusal doyum sağlayabileceği bir ilişki kurabilmenin en doğal yollarından biri, belki de en önemlisi çocuklarıyla birlikte oynadıkları oyun zamanlarıdır. Oyun çocukların ciddi bir uğraşıdır ve en doğal öğrenme ortamıdır. Çünkü oyun, çocuğun duyduklarını, gördüklerini deneyimlediği, tekrar ettiği ve öğrendiklerini pekiştirdiği bir alandır. Oyun çocuğu özgürleştirir ve rahatlatır. Oynayan çocuk kendi iç dünyasındadır, iç dünyasında kendi kurallarını koyar ve bozar. Çocuğun oyunu, dış dünyadaki müdahalelerden uzak kalabileceği kendine ait bir alandır ve buna müdahale olmaz. Oyun, çocuklar için sadece bir eğlenme aracı değil, aynı zamanda çocuğun büyürken ihtiyaç duyduğu sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel gelişimin destekleyici unsurudur. Oyun, çocuğun dış dünyayı tanıması ve yeni kavramları öğrenmesi için bir araç olur. Çocuk farklı oyunlar oynayarak sözcükleri ve bedenini kullanma yeteneğini geliştirir, ayrıca oynarken taklit etme yeteneğini geliştirerek, sosyal-toplumsal ilişkilerin doğasını anlamaya başlar. Oynadığı oyunlarla  sorumluluk alır, toplumsal kuralları öğrenir. Düşünce, duygu ve ilişkiler açısından oyun yoluyla kontrol kazanır. Oyunda girdiği farklı rollerle ise kendini başkasının yerine koyma becerisini kazanarak empati özelliğini geliştirir. Örneğin, uzaktan bakıldığında sadece bir evcilik oyunu gibi görünen şey, aslında çocuğun ailesi ve hayatı hakkında çok şey anlatabilir.

Çocuklarla nasıl Oyun Oynamalıyız?

Her çocuğun kendini özel hissetme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç ona bakım veren kişiler (anne-baba) tarafından ona özel ayrılan bir zaman dilimiyle karşılanabilir. Öncelikle çocuğunuzla her gün en az 20 dakika oyun oynamalı ve bunu yaparken teknolojiyle bağınızı kesmeniz gerekir. Bütün teknolojik aletlerden uzak, ona özel yaratılan bir oyun alanıyla bu kolaylıkla sağlanabilir. Çocukların hisleri çok kuvvetlidir, fiziksel olarak orada bulunmanız yetmeyebilir, ruhsal olarak ta orada bulunmanız gereklidir. Çocuğun oyununu yönlendirmemek esastır. Unutmayın oyunlarda çocuk aktördür, ebeveynler yardımcı oyuncudur. O isterse sizi oyuna dahil edebilir, istemezse etmez. Çocukla oyun oynarken uygulamanız gereken başka bir teknik ise  ‘yansıtma-aynalama tekniği'dir. Bu teknik sadece çocuğun oyununa eşlik etmeyi ve gördüklerinizi tekrar etmeyi ifade eder. Örneğin; Çocuk uzun bir kule yapıyorsa, ‘şimdi bu kuleleri üst üste diziyorsun, birini tam yerleştiremedin, biri düştü’ gibi cümlelerle çocuğunuzun oyununda ne görüyor iseniz bunu geri yansıtmanız en önemli unsurlardan biridir.  Bunun yanında onun duygularını aynalıyor olmanız çok kritik bir noktadır.  Oyun sırasında çocuğun sergilediği duygulara ses tonunuzla, mimiklerinizle eşlik edin; "Ooo, bu sahne seni ne kadar heyecanlandırdı" ya da "hmm, kırmızı araba mavi arabaya çok kızmış gibi görünüyor, ona çarpıyor sürekli" gibi. Oyun sırasında “üzülmek, gülmek, şaşırmak, kızmak” gibi duygu içeren kelimeleri bol bol kullanmaya çalışın. Onun iç sesi olmaya çalışın, oyun üzerinde düşünerek, mesela bir barbie bebek yere düşünce ' Aaa bu barbie çatıdan düştü, canı çok yanıyor olmalı " gibi empatik cümleler kurmaya çalışın. Doğru duyguyu hemen yakalayamayabilirsiniz, vazgeçmeyin, denemeye devam edin, çocuk sizi düzeltir.“Erkekler / kızlar bu oyuncaklarla oynamaz" gibi aşırı genelleme içeren cümlelerle çocuğun keşfetme arzusunu ve oyundaki özgürlüğünü engellemeyin. Oyuncaklar çocuklar içindir, bırakın istedikleriyle oynasınlar.

                                                                                                                    

                              


ARŞİV