Geçtiğimiz hafta organ nakli haftasıydı. Kan, Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın verilerine göre Türkiye’de 2022’nin başından bu yana 4 bin 526 organ nakli yapıldı. Bunların başını böbrek nakli çekti. Bu yıl 3 bin 113 böbrek nakli gerçekleşti. Böbrek nakillerini sırasıyla bin 382 karaciğer, 22 kalp, 9 akciğer ve bir de ince bağırsak nakli izledi. Özetle yaklaşık beş bin kişi hayata yeniden başladı. Bunun yanı sıra nakil bekleyen hasta sayısı ise 31 binin üzerinde. Yapılan tüm çalışmalara rağmen organ bağışının en düşük olduğu ülkelerden biriyiz. Batı ülkelerinde organ naklinin yüzde 20’si canlıdan, yüzde 80’i kadavradan alınırken ülkemizde bu durum tamamen tersi. Genellikle her yıl organların yüzde 85’i canlıdan, yüzde 15’i kadavradan alınıyor. Böbrek ve karaciğer nakilleri kadavradan yapılabildiği gibi, hastanın bir yakını tarafından bağışlanan organlar ile de yapılabilirken kalp ve akciğer için bu durum mümkün değil. Organ bağışının yetersiz olması nedeniyle organ nakli bekleyen insanlar kendilerine sıra gelmeden hayata veda ediyor.
Organ bağışı ile ilgili merak edilenleri ve yanlış bilinen doğruları derledik.
Bir insanın organlarının bir kısmını veya tamamını, henüz sağlıklı iken, beyin ölümünün ardından başka insanlarda yararlanılmak üzere bağışlaması işlemidir. Organ bağışının, kan naklinden farkı yoktur.
Organ nakli, kronik organ yetmezliği olan hastalara yapılır. Organ bulunamadığında bu hastalar için tek sonuç; ölümdür. Organ nakli yapıldığında hastalar sağlıklı bir konuma gelirler.
Sağlıklı, 18 yaşını doldurmuş ve doğru ile yanlışı ayırabilme yeteneğine sahip herkes organlarını bağışlayabilir. Buna rağmen organlarınızı bağışladığınızı mutlaka ailenizle paylaşmanız ve onların da onay vermiş olması gerekiyor. Çünkü organ bağışı için aynı zamanda ailenin yazılı onayı şart. Kişinin bağışta bulunma kararı olmasına rağmen ailenin rıza göstermemesi durumunda organlar alınamıyor.
Sigara içmek, sağlık sorunlarınızın olması ya da yaşınızın ileri olması organ bağışı için engel değil. Uygun organınız, bekleyen bir hastaya hayat verebilir.
• Sağlık müdürlüklerinde,
• Hastanelerde,
• Emniyet müdürlüklerinde (Ehliyet Alımı Sırasında),
• Organ nakli yapan merkezlerde,
• Organ nakli ile ilgilenen vakıf, dernek gibi kuruluşlarda yapılabilir.
Organ bağışı kartını iki tanık huzurunda doldurup imzalamak yeterlidir. Ardından bilgiler, Sağlık Bakanlığının Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi’ne girilir. Bu bilgileri, bakanlık yetkilileri dışında kimse kesinlikle görülmez.
Organ nakli canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde yapılıyor. Canlıdan sadece böbrek ve karaciğer nakilleri yapılıyor. Kadavradan ise böbrek ve karaciğerin yanı sıra pankreas, kalp, kalp kapakları, kornea, yüz, el, kol ve bacak nakilleri gerçekleştirilebiliyor.
Nakil için belli kıstaslar bulunuyor. Hayatını kaybeden herkesin organı alınmıyor. Kadavradan nakil yönteminde öncelikle beyin ölümü gerçekleşen kişinin organ ve dokularının, nakil bekleyen hastalara uygun olup olmadığına bakılıyor.
Başta böbrek olmak üzere, karaciğer, kalp, akciğer, ince bağırsak ve pankreas gibi organlar, kalp kapağı, göz kornea tabakası, kas, kemik ve kemik iliği gibi dokuları, son yıllarda giderek artan hızda yüz ve ekstremiteler bağışlanabilmektedir.
Bitkisel hayat ya da koma geri dönüşü olabilen bir durum olduğu için hasta tüm olanaklar kullanılarak tedavi edilmeye çalışılır. Organların alınması sadece beyin ölümü gerçekleştiğinde mümkündür. Beyin ölümü tıbben ölüm halidir ve asla geri dönüşü olan bir durum değildir.
Organların hangi hastaya nakledileceği Sağlık Bakanlığı Ulusal Organ Nakli Koordinasyon Merkezi tarafından belirleniyor. Hastalar ulusal bekleme sırasında kayıtlı bulunan hastalar arasından seçiliyor. Ulusal Bekleme Listesi’nde yer alan hastalar Sağlık Bakanlığı denetiminde bulunan bir bilim kurulu tarafından değerlendiriliyor ve çıkan ilk organ acil durumdaki hastaya nakledilmek üzere ilgili merkeze gönderiliyor.
Öncelikle doku ve kan grubu uygunluğuna göre acil bekleyen hastalara nakiller yapılır. Ulusal Koordinasyon Sistemi tarafından dağıtım yapılır. Her hasta için organ nakli kriterleri vardır. Bu kriterleri bilim kurulları (böbrek, kalp, karaciğer) belirler. Organ paylaşımında en önemli öncelik; tıbbi aciliyet, doku ve kan grubu uyumudur. Organ naklinde din, dil, ırk, cinsiyet, zengin-fakir ayrımı gözetilmez.
Organ bağışı yapılmış olsa bile her ölümden sonra organın nakli mümkün değildir. Organların alınabilmesi için ölümün hastanede gerçekleşmiş olması şart. Evde ya da yolda vefat eden bir kimsenin bağış kartı ve ailesinin rızası olsa bile organları alınamaz.
Sadece yoğun bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı, beyin ölümü gerçekleşen kişilerin organları nakledilebilir.
Kadavradan organ çıkarma işlemi, herhangi bir canlı ameliyatı kadar özenle yapılır. Organlar çıkarıldıktan sonra mümkün olduğunca estetik dikişlerle dikilerek, bedenin hiçbir şekilde zarar görmemesine büyük önem verilir. Organları alınan kişinin cenazesi, özenli bir şekilde vücut bütünlüğü bozulmadan aileye teslim edilir.
Bir insan öldükten sonra organları bağışlandığında, Organ Nakli Koordinasyon Sistemi devreye girer. Bu sistem gereğince bağışlanan organlar Sağlık Bakanlığı’nın Bölge Koordinasyon Merkezine (BKM) ve oradan da Ulusal Koordinasyon Merkezine (UKM) bildirilirler. Organların merkezlere dağıtımı bu bildirimler sonucunda belirlenir.