OTİZM nedir? Nasıl anlaşılır? Neler yapılmalıdır?

Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi'nden Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Timur Şefketoğlu'nun, Otizm Farkındalık Ayı nedeniyle kaleme aldığı yazısının ilk bölümü sizlerle

14 Nisan 2017 - 15:06

Birleşmiş Milletler tarafından otizm konusunda farkındalık oluşturmak, bilinçlendirme çalışmaları yapmak amacıyla dünyada her yıl nisan ayı ‘Otizm Farkındalık Ayı’, 2 nisan günü ise ‘Otizm Farkındalık Günü’ olarak anılmaktadır. Peki otizm nedir, nasıl anlaşılır?

Otizm, otizm spektrum bozukluğu (OSB) grubunda, çocukluk çağının gelişimsel nöropsikiyatrik bozukluklarından biridir. Belirtileri yaşamın ilk 3 yılında, yani erken çocukluk döneminde başlamaktadır, bu nedenle de otizmde erken tanı konulması çok önemlidir. Erken tanı ve uygun olan doğru bir eğitim ile otizmdeki belirtilerin çoğunda belirgin iyileşmeler olduğu artık bilinmektedir. Temel belirtileri çocuğun *sosyal–duygusal gelişiminde  aksama, *konuşma gecikmesi veya dil gelişiminde sorunların varlığı ile *tekrarlayıcı, sınırlı, basmakalıp ilgi alanı ve davranışlardır.

 İletişim etkileşim sorunlarından bazıları; başkaları ile etkileşime geçmeme, seslenince bakmama, duygu düşünce paylaşmama, göz teması yokluğu veya azlığı, sosyal gülümsemeye karşılık vermeme, paylaşılmış sosyal bir oyun oynamama, ortak dikkatin yetersizliğidir. Bu çocukların sosyal ilişkileri ve sosyal gelişimleri diğer çocuklardan farklıdır. Sürekli olarak iletişim kurmaya isteksiz ve yalnız kalma tercihi olabilir, yalnız zaman geçirmeyi sevebilirler. Kişilerarası iletişimde de sorunlar vardır. Bu alandaki aksamalar konuşmanın hiç gelişmemesi, gecikmiş konuşma, yetersiz sözcük dağarcığı, ses tonu farklılıkları ve papağan gibi kelime ve sözcük tekrarlarıdır. ‘Ben, benim’ gibi zamir kullanımlarında zorlukları da sıklıkla yaşayabilirler. Hekime sıklıkla ailelerin ilk dikkatini çeken konuşma gecikmesi ile başvuru 2-3 yaş aralığında olmaktadır.

Diğer sıkıntı yaşanılan bir alan da tekrarlayıcı davranışlar sergilemeleridir. Bunlar el çırpma, eşyaları döndürme, kendi etrafında dönme, sallanma, zıplama, dönen eşyalara aşırı bir ilgi gösterme, aynı kelime veya cümleyi tekrarlama gibi davranış kalıpları olabilmektedir. Her gün aynı düzene bağlılıktan dolayı ufak değişimlere yoğun tepkiler verme, koku, ses gibi duyusal uyaranlara aşırı yoğun öfke nöbetleri veya hiç tepki vermeme gibi hassasiyetleri olabilmektedir. Kısıtlı gıda alımı, çok seçici olup her gün aynı şeyi yeme alışkanlığı görülebilmektedir. Çoğu otizmli bireyde bilişsel yetersizlikler de eşlik etmektedir. Garip yürüme şekli, sakarlık gibi motor hareketler gözlenebilir.

**Normal gelişen bir bebeğin/çocuğun sosyal duygusal alan ile dil gelişiminde herhangi bir aksama fark ettiğinde veya şüphelendiğinde aileler mutlaka bir uzmana danışmalıdır, erken tanı ve doğru bir eğitim ile otizmde belirgin iyileşmeler olmaktadır. Dolayısıyla otizmde en önemli ilk aşama aslında erken tanıdır, riskli her vakaya en erken yaşta müdahale önemlidir, erken eğitimin etkinliği fark edildiğinden zaman kaybı mutlaka önlenmelidir.

Her otizm tanısı almış olan birey birbirinin aynısı olmayıp yukarıdaki belirtilerde de görüldüğü gibi birçok farklı ve karmaşık özellikler gösterebilmektedir. Bazı bireyler belirtilerden hafif etkilenirken diğerleri belirgin sıkıntı ve zorluk yaşayabilmektedir. Bazı çocukların gelişimi baştan itibaren aksama gösterirken diğerlerinde önceleri normal bir gelişim izlenip sonrasında bir gerileme olabilmektedir. Gerileme tariflenen vakalarda genellikle bu duraksama dönemi 12-24. aylar arasında olmaktadır. Bu karmaşık güçlükler nedeniyle gereksinim duyulan destek düzeyi ve eğitim de bireyden bireye farklılık gösterebilmektedir. Yine de bu çocukların çoğunun temelde etkileşim, iletişim ve kısıtlı ilgi gibi üç alanda belirgin sorunlar yaşadığı söylenebilir. 

DEVAMI HAFTAYA...

Etiketler; otizm

ARŞİV