Evlilik… Tarih boyu milyonlarca insanın deneyimlediği, kiminin memnun kalıp, kiminin pişman olduğu, kiminin manasız bulduğu, kiminin de içinde olmayı arzuladığı kurum. Peki ya aslında evlilik nedir?
Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, bu soruyu Kadıköylüler için yanıtlayacak. “Sen, Ben ve Aramızdaki Her şey – Aşk, Evlilik, Sadakatsizlik: Şeytan üçgeni” isimli çok sayıda okunan kitabın yazarı olan Sungur, 20 Şubat Çarşamba günü saat 18:30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde ‘Evlilik Dansı’ adlı bir söyleşi düzenleyecek. Türkiye Psikiyatri Derneği İstanbul Şubesi’nce organize edilen bu ücretsiz seminerde Sungur; bir dansa benzettiği evliliği anlatacak.
MÜZİK, UYUM, DANS VE EVLİLİK…
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak görev yapmış olan ve halen İstanbul Kent Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde çalışan Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, “Aşk bir görme kusuru, evlilik ise kusurun tedavisidir” diyor. Mutlu bir evlilik için aşkın asla yetmediğini vurgulayan Sungur, bir dansa benzettiği evliliğin, çoğunlukla partnerlerden birinin ötekini nazik bir biçimde dansa davetiyle başladığını anlatan Sungur, “Müzik var oldukça dans devam edecektir. Çoğu kez başlangıçta doğal bir uyum sorunu yaşanabilir. Bu noktada özenli bir çabayla ya da bir dans hocasının yönlendirmesiyle danstaki uyumsuzluk uyuma dönüşebilir.” İfadesini kullanıyor. Ama bazen de eşlerin ayrı ayrı iyi dans edebilmelerine karşın bir araya geldiklerinde bu dansı beceremediklerini görebildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Sungur, işte bu noktada çiftler birbirlerini incitmekte ısrarlı davranmaktan vazgeçip, birlikte daha uyumlu dans edebilmek amacıyla bir dans hocasına gitmelerini öneriyor. Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, şöyle devam ediyor; “Dans hocası, her zaman çok mükemmel bir dansçı olmayabilir. Onu hoca yapan, bu dansla ilgili bireysel becerilerinden çok genel bilgisi ve deneyimleridir. Dans hocası önce dansı izler, eşlerin dans sırasındaki uyumsuz ve ritmik olmayan hareketlerini saptar ve eşlere daha uyumlu bir dans için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaya çalışır. Eşlerin özenli ve özverili çabaları ile çoğu kez dans, daha uyumlu hale getirilir. Bazen de eşler ayrı ayrı iyi dans edebilmelerine karşın, bir araya geldiklerinde bu dansı beceremediklerini görürler. İşte bu noktada müzik bitmiştir ve dansı aynen başlandığı gibi, yani olabildiğince zarif bir biçimde bitirmeyi de becerebilmek gerekebilir.”