"Herkes için ruh sağlığı, daha fazla yatırım daha fazla erişim"

Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi sorumlusu, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Timur Şefketoğlu 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle gazetemiz için bir yazı kaleme aldı

09 Ekim 2020 - 11:01

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu öncülüğünde, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) de desteği ile 1992 yılından beri her yıl tekrarlanan bir etkinlik olan “10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü” bazı ülkelerde dünya ruh sağlığı haftası olarak da kutlanmaktadır. Buradaki kutlamanın ana amacı dikkatleri ruh sağlığına çekerek topluca ses çıkarmak ve ruh sağlığı alanındaki farkındalığı artırmaktır. Yıl boyunca ruh sağlığına dair sürecek etkinlikler dizisi şeklinde planlanmakta olan bu özel gün sadece sıradan bir günlük etkinlik olarak düşünülmemelidir.

İnsan biyopsikososyal bir varlık olduğundan bir bireyin tam iyilik hali de ‘beden ruh ve sosyal açıdan’ sağlıklı olması şeklinde tanımlanmakta, yani sadece hastalığın olmaması sağlık tanımı için yeterli olmamaktadır. Ruh sağlığı genel sağlığımızın ayrılmaz bir parçasıdır; bu nedenle uğraşları ruh sağlığının desteklenmesi için harekete geçirmek, eylemleri bu yönde planlamak önemlidir.

Etkinliklerin ana amaçları arasında ruh sağlığının korunması, bu alandaki sorunların önlenmesi, önlenemeyen sorunları olan her yaştan bireyin de ulaşılabilir, kabul edilebilir, karşılanabilir, kaliteli ruh sağlığı hizmetine erişiminin sağlanmasıdır. Bunları sağlarken de ruhsal sıkıntı yaşayan bireylerin ayrımcılık, damgalanma ve dışlanmadan korunması, ayrıca bu bireylerin yasal haklarının da korunması için uygun yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması takip edilmelidir.

Dünya ruh sağlığı günü için her yıl belli bir konu seçilerek o yıl içerisinde çalışılmaktadır. Önceki yıllardaki konulardan bazıları ‘ruh sağlığı ve ileri yetişkinler’, ‘şizofreni ile yaşamak’, ‘ruh sağlığında saygınlık’, ‘ruh sağlığının öncelenmesi ve intiharın önlenmesi’, ‘değişen dünyada gençler ve ruh sağlığı’, ‘işyerinde ruh sağlığı’ gibi farklı yaş ve durumları ele almıştır. Bu yılki ana konu ‘herkes için ruh sağlığı, daha fazla yatırım daha fazla erişim’ şeklinde belirlenmiştir. Ruh sağlığı bir temel insan hakkı olarak düşünüldüğünde herkes için her yerde ulaşılabilir ruh sağlığı hizmetlerinin gerçekleşmesi hedeflenmelidir. Bu, sağlıkta harcamaların her açıdan yararı çok olan bir alana yatırımı olarak tasarlanmalıdır. Kaliteli ruh sağlığı hizmetlerine ulaşım ancak ruh sağlığı alanına etkin ve sürdürülebilir yatırımları önceleyen sağlık politikaları ile mümkündür.

DSÖ’ye göre dünya çapında 450 milyon bireyde ruh sağlığına dair sıkıntılar mevcuttur, çocuk ve ergenlerde ruhsal sıkıntı oranı da yüzde 10-20 gibi azımsanmayacak orandadır. Tüm ruh sağlığı hastalıklarının yüzde 50’si, yani yarısı 14 yaş sonrası gibi erken bir yaşta başlamaktadır. Tüm bireylerin dörtte biri belirli bir dönemde ruh sağlığı sorunu yaşayacaktır. Ayrıca yine DSÖ verilerine göre her yıl yaklaşık olarak 800 bin kişi intihar nedeniyle kaybedilmektedir. Bu da her 40 saniyede intihar sebebiyle bir ölümün gerçekleştiği anlamına gelir ki intihar girişimlerinin bu sayının çok üzerinde, yaklaşık 20 katı olduğu tahmin edilmektedir. Büyük çoğunluğunun düşük ve orta gelirli ülkelerde olduğu, 15-29 yaş arasında ikinci ölüm nedenini oluşturduğu bilinmektedir. Ardında bıraktıkları kişiler için de her intihar aynı zamanda büyük de bir trajedidir. 

Ekonomik boyutuyla da bakıldığında Dünya Ekonomik Forumu da ruh sağlığı hastalıklarının artışta olduğunu, bunun ciddi ekonomik kayıplara neden olduğunu vurgulamaktadır (işgücü kaybı, sağlık giderleri vs). İnsanlık krizi yaşanan yerlerde çatışma ve göçler sonucu yaygın ruhsal sorunların yaşandığı bilinmektedir.  Ek olarak 2019 sonu başlayan ve bu yılın büyük kısmını etkisi altına alan ve sürdüren covid19 pandemisi sonrası da izolasyon, yoğun stres ve kırılganlıklara dair planlama yapılması gerekmektedir. Depresyon ve kaygının ekonomik maliyeti giderek artmakta ve dünyaya işgücü kaybı vb nedenlerle yılda 1 trilyon dolara mal olduğu tahmin edilmektedir. Oysa dünyadaki sağlık alanındaki yatırımlara bakıldığında ruh sağlığına ayrılan pay yüzde 3 gibi düşük bir oranda olup düşük gelirli ülkelerde bu oran maalesef  yüzde 1’e kadar gerilemektedir.  

Ruh sağlığı ile ilgili durumların birçoğu düşük maliyetler ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak günümüzde ruhsal bakıma ihtiyaç duyanlar ile ihtiyacı karşılananlar arasındaki açık giderek artmaktadır. Kanıta dayalı etkili yaklaşımlar ve tedaviler olmakla beraber bunları sunan merkezlerin azlığı bu hizmetlere ulaşım ve erişimi sınırlamaktadır. Yatırımlar ile damgalamayı azaltan farkındalık çalışmaları, kaliteli etkili ruh sağlığı hizmetlerine erişim ve yeni tedavi girişimleri için bilimsel çalışmaların desteklenmesi gerekecektir.

Ruh sağlığı olmadan tam iyilik halinden bahsetmek mümkün olmaz, ayrıca sürdürülebilir bir gelişimden bahsetmek de söz konusu olamaz. Bu süreçlerin farkında olarak Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi bu anlamlı günü kutlarken hizmetlerini de ücretsiz olarak her kesime ulaştırmaya devam ediyor. Herkese, beden ruh ve sosyal açıdan tam iyilik hali dileriz.

                                                                        


ARŞİV