Havaların soğumaya başlaması ile birlikte grip vakalarında da artış görülmeye başlandı. Bulaşıcı bir hastalık olan gribin dünyada her yıl 5 milyon kişiyi etkilediği, 250-500 bin kişinin de ölümüne neden olduğu belirtiliyor. Ciddi bir sağlık sorunu olan, korona virüsü salgını nedeniyle de daha fazla endişeye yol açan grip hakkında merak edilen soruları Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Melahat Cengiz'e yönelttik.
Grip nedir?
Grip, influenza virüsünün neden olduğu genellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan sürede sıklıkla görülen yaygın bulaşıcı bir hastalıktır. Toplumun özelliklerine göre her yıl belirli sayıda insan hastalanır. Genellikle dünyada her yıl 5 milyon insan gripten etkilenirken, 250- 500 bin kişinin ölümüne neden olduğundan dolayı ciddiyetini koruyan bir sağlık sorunudur. İnfluenza virüsü yapısı gereği değişken bir karakterde olduğundan bağışıklık sistemimizden kaçabilmektedir. Küçük yapısal değişiklikler nedeniyle bu hastalığa her yıl yeniden yakalanmamız olasıdır.
Her 10-30 yılda bir ortaya çıkan büyük yapısal değişiklikler pandemi adı verilen tüm dünyayı etkileyen büyük salgınlara yol açar. Tarihte bilinen en ölümcül grip salgını 1918-1920 yılları arasında 500 milyon insanın etkilenmesine ve 50 milyon (bazı yayınlara göre 100 milyon ) insanın yaşam kaybına neden olan İspanyol gribidir. Etkilenen insanlar genellikle yaşlı ve çocuklar değil, yaygın olarak sağlıklı genç erişkinlerdi. Prof. Dr. Metin Özata’nın kaleme aldığı “Atatürk ve Tıbbiyeliler” kitabına göre Atatürk'ün Samsun'a gitmeden önce İspanyol gribine yakalandığı ve Beşiktaş Akaretler'deki evinde atlattığı belirtilir. Gribe ait en son pandemi ise 2009 yılında Meksika'dan dünyaya yayılan H1N1 (domuz gribi olarak adlandırılan) virüsünün neden olduğu salgındır.
“ÖKSÜRMEK, HAPŞIRMAK...”
Nasıl bulaşır, bulaşı nasıl önleyebiliriz?
Hasta bireylerin öksürmesi, hapşırması ve konuşma yoluyla yaydıkları damlacıkları, sağlıklı bireylerin ağız ve burun yoluyla alması sonucu bulaşır. Hasta kişi öksürük ve hapşırık ile etrafa milyonlarca virüs saçar. Bu damlacıklar öksürüğün şiddetine göre birkaç metre uzağa kadar yayılabilmektedir. Bunun yanı sıra damlacıkların yüzeye teması sonucu ellerin ağız, burun ve göze sürülmesi ile de bulaşma söz konusudur.
Hastalanılması halinde çevremize karşı bulaşı engellemenin en etkin yolu, kişisel izolasyon ve hijyen kurallarına uyum ile olur. Virüsün en çok saçıldığı ilk günlerde evde istirahat, topluma yayılımı engellenmesi açısından önemlidir. Evdeki insanları korumak için eller sık yıkanmalı, mutlaka ev aralıklı havalandırılarak virüs yükü azaltılmalıdır. Ev içinde mümkünse izole olabilmeli, yakınında hastalığın ağır seyretme riski olan varsa maske takılmalıdır.
Genel anlayış olarak hapşırırken ağız bir mendille kapatılmalı, yoksa ön kol dirseğine doğru bu işlem yapılmalı bunun bir alışkanlık haline getirilmesi sağlanmalıdır. Çünkü ellere hapşırmak oldukça tehlikelidir. Hem basıncın etkisi ile her yana dağılır hem de ellere bulaşan virüs temas edilen her yere yayılabilmektedir. Su ve sabuna ulaşım her zaman mümkün olamadığı koşullar göz önüne alınarak, el antiseptiklerini yakınımızda bulundurmalıyız.
“EN ETKİLİ KORUNMA GRİP AŞISIDIR”
Kimler risk altında, tedavisi var mı?
Grip her yaştan insanı etkileyen bir hastalıktır. Ancak gebeler, 5 yaş altı çocuklar, 50 yaş üstü yetişkinler, akciğer, kalp, karaciğer ve kronik böbrek hastaları, bağışıklığı bozulmuş hastalar, obezler, sağlık çalışanları ve bakım evi çalışanları yüksek risk grubundadır. Gribin tedavisi istirahat ve destek tedavisidir. Ateş düşürücü ilaçlar, mevsimine uygun iyi beslenme, bol sıvı alımı ve riskli hastalarda influenza virüsüne etkili antiviral ilaçların alınması gerekir. Risk altında olanlar mutlaka doktora başvurmalı. Ancak gribe karşı en etkili korunma aracı grip aşısının yapılmasıdır.
Aşı ne zaman ve kimlere yapılmalı? Her yıl neden aşı yaptırmak gerekiyor?
Ülkemiz kuzey yarım kürede olduğundan sonbahar sonuna doğru grip vakalarında artış görülmektedir. Bu nedenle ülkemizde ulusal influenza takip sisteminde görüldüğü gibi grip ekim ayı ortalarında başlar aralık ayında artışa geçer. Şubat ayında zirve yapar ve mayıs sonuna kadar devam eder. Buna göre riskli olarak değerlendirdiğimiz insanların ekim ayından itibaren aşı yaptırması hastalığı geçirse dahi hafif atlatmalarına neden olacaktır. Grip aşısı kalıcı bağışıklık bırakmaz. Grip hastalığının geçirilmesi de kalıcı bağışıklık bırakmaz. Çünkü grip virüsü özelliği gereği kıyafet değiştirir gibi her yıl değişime uğrar. Bu yüzden Dünya Sağlık Örgütü tarafından takip edilir ve veriler toplanarak mevsimine uygun aşı üretilir.
Yumurta alerjisi olanlar dışında grip aşısı ciddi bir yan etki yapmaz, oldukça güvenli bir aşıdır. En sık görülen yan etkisi enjeksiyon yerinde ağrıdır. O da bir iki günde kaybolur. Gebelerde rahatlıkla ve özellikle kullanılması gereken bir aşıdır. Çünkü gebelik vücut direncini fizyolojik olarak azaltır, grip anne ile bebeğin sağlığını ciddi şekilde etkiler. Anneye yapılan grip aşısı bebeği de doğumdan sonraki ilk 6 ay içinde gripten koruyabilir.
“COVİD 19 İLE İNFLUENZA TESTİ YAPILMALI”
Korona virüsü ile gribin belirtilerini nasıl ayırabiliriz?
Grip hastalığı da Covid 19 da aslında başlangıçta aynı belirtilerle görülür. Ateş, kas ağrısı, yorgunluk, baş ağrısı ve ishal. Boğaz ağrısı mevsimsel gripte daha fazla görülmesine rağmen Covid 19'un ilerleyen süreçlerinde nefes darlığı ve solunum sıkıntısı ağırlıkla görülür. Oluşturduğu komplikasyonlar açısından Covid 19 akut zatürre, septik şoka ve ölüme kadar giden ağır bir tablo ile seyreder. Benzer belirtileri olan kişilerin mutlaka Covid 19 ve influenza testi yaptırmaları için doktora başvurması gerekmektedir. Bu nedenle grip olduğumuzu düşündüğümüz zamanda bile Covid 19 güvenlik tedbirlerinin uygulanması kaçınılmaz olmalıdır. Bu önlemler hem hastaları hem de sağlık personelini güvende tutmak için gereklidir. Göz ardı edilmemesi gereken en önemli durum ise Covid 19 aşılarının tam olarak yapılması ve kış mevsimine girdiğimiz bu süreçte grip aşılarının temin edilmesidir.