Türkiye’de 11 Mart’ta açıklanan ilk korona virüsü vakasından sonra sağlık çalışanları sonu belirsiz bir mücadelenin en ön safında buldu kendini. Gece gündüz demeden virüsle mücadelede eden sağlık çalışanları gencinden yaşlısına herkesin takdirini kazanmaya devam ediyor. Onlar sahada hastalara kol kanat gererken bizler de her gün saat 21:00’de yaptığımız alkışlarla onlara destek oluyor ve motivasyonlarını artırmaya çalışıyoruz. Ancak alkıştan fazlasına ihtiyaç duyduklarını her fırsatta dile getiren sağlıkçılar pek çok zorlukla mücadele ediyor. Neler yaşadıklarını kendilerine sorduk.
“BULAŞTIRMAKTAN KORKUYORUZ”
Hemşireler Derneği üyesi Emre Karataş, bu sürece dair şunları söylüyor: “Hemşirelik, özünü insan sevgisinden alan, mesleki bilgi ve beceri donanımı gerektiren profesyonel bir meslek. İnsanı sevmeyen, ona dokunmaktan imtina eden ve mesleğin gerektirdiği donanımların geliştirilmesine karşı kapalı bir bireyseniz bu mesleği layıkıyla yapmanız kesinlikle mümkün değil. Hemşirelerin bugünlerde en büyük endişesi hastane ortamından taşıyabilecekleri virüsün sevdiklerine, ailelerine bulaşma ihtimali. Bu sebepten toplumdan izole edilmiş konaklama alanlarının kurulması şart oldu. Giderilmesi gereken bir diğer endişe; artan vaka sayılarından dolayı kullanılan malzemelere ilişkin gelecek günlerde sıkıntı yaşanması ihtimali. Hastalarla yakın temasta bulunan ve sürekli ellerini yıkamak zorunda kalan personel, çok fazla dezenfektan ürün kullandığı için cilt hastalığıyla karşılaşmakta ve ellerinde yaralar oluşmakta. Birçoğu gece vardiyalarına kalarak evlerine gidemiyor. Ayrıca maske kullanmaktan insanların yüzünde derin izler oluşmaya başladı.”
“EKİPMANLARI TEMKİNLİ KULLANIYORUZ”
Ameliyathanede anestezi teknisyeni olarak görev yapan Elif Köseoğlu ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Artık elektif (seçici) vaka alamıyoruz ama acil gerekli vakalar gelmeye devam ediyor. Her gelen hastada ayrı bir tedirginlik duyuyoruz. Acaba korona var mıdır, acaba bana da bulaşır mı soruları psikolojimizi etkilemeye başladı. En kötüsü de hastaneden çıktığımda evime gidiyorum, aileme bulaştırırsam diye sürekli düşünmek zor. Temastan kaçınmaya çalışıyoruz ama bu çok zor. O yüzden kişisel ekipmanlarımızı kullanıyoruz. Şu an ülke genelinde bir maske ve eldiven sıkıntısı var. Bu sebepten ekipmanları temkinli kullanmaya çalışıyoruz ama her ekipmanın bir kullanma süresi var.”
“DEFALARCA ELİMİ YIKIYORUM”
Arkadaşlarıyla bile temastan kaçındıklarını söyleyen Elif Köseoğlu “Hastalar uyanırken kendilerinde olmuyorlar. Kendinizi ne kadar geri çekmeye çalışırsanız çalışın illaki bilinçsizce yüzümüze öksürebiliyorlar. Bunun için de uyandırırken gözlük ya da şeffaf yüzü çevreleyen siperlerden kullanıyoruz. Artık iş içerisinde bile arkadaşlarla temastan kaçınıyoruz. Günde kaç kere elimi yıkıyorum sayamıyorum, eğer yıkayamadığım acil bir durum varsa ilk işim dezenfektana sarılmak oluyor.” diyor.