Tatil sezonu yaklaşırken herkesin hayali fazla kilolardan kurtulup fit bir görüntüye kavuşmak. Hal böyle olunca bir an önce zayıflamak ve istenilen görünüme kavuşmak için herkesi diyet telaşı sarıyor. Dr. Özgür Niflioğlu, formda kalmak isteyenler için bazı tavsiyelerde bulundu. Niflioğlu, “Bütün geleneksel diyetler en sonunda daha fazla kilo almanıza ve diyeti büyük bir nefret ve öfke ile bozduğunuz yeme atakları ile sonlandırmanıza sebep olur. Bu sebeple beslenme planlaması yaparken doğru, dengeli beslenme temel öge olmalıdır” diyor.
“GELENEKSEL DİYETLER KİLO ALDIRIYOR”
Bağdat Caddesi’nde bulunan Obezite Atölyesi’nin kurucusu olan Dr. Özgür Niflioğlu, yapılan diyetlerle alakalı olarak şunları söylüyor: “Eminim yıllardır pek çok kez diyet yaptınız, üç verip beş, beş verip on, on verip on beş kilogram geri aldınız. Yaptığınız kalori kısıtlayıcı diyetler, belki o günü kurtardı ama sizi eskisinden daha da kilolu hale getirdi. Yapılan pek çok bilimsel çalışma, kalori kısıtlayıcı diyetlerin en nihayetinde hiçbir işe yaramadığını, üstüne üstlük ilave kilo aldırdığını kanıtlamış durumda. Uygulanan şablon diyetlerle insan açlık hissettikçe bir takım ilkel refleksler devreye girer. Siz yediğinizi içtiğinizi azalttıkça vücudunuz metabolizma hızını azaltır. Vücut metabolizma hızını azalttıkça da vücudun birim zamanda yaktığı kalori azalır. Çünkü vücudun azalan gıda girişine ilkel cevabı hayatta kalmak için harcadığı enerjiyi azaltmaktır. Bu durum aynı şarjı bitmeye yüz tutan cep telefonlarının ekran ışığını kısarak daha uzun süre dayanmaya çalışmasına benzer. Bir süre sonra vücut bu duruma da dayanamaz. Beynin salgıladığı bazı hormonlar vasıtasıyla yağ hücrelerine, yenilen içilen ne varsa yağ olarak depolaması emredilir. İşte bu noktada deyim yerindeyse kıyamet kopar. Bu andan itibaren tabiri caizse su bile içseniz size yarar, yani yediğiniz en ufak şablon diyet ürünü bile yağa dönüştürülür, size daha da fazla kilo olarak fatura edilir. Sonuç olarak bütün geleneksel diyetler en sonunda daha fazla kilo almanıza ve diyeti büyük bir nefret ve öfke ile bozduğunuz yeme atakları ile sonlandırmanıza sebep olur. Bu sebeple beslenme planlaması yaparken doğru, dengeli beslenme temel öge olmalıdır.”
Yaz aylarında çok daha dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Niflioğlu, “Yaz aylarında hava sıcaklığının arttığı, pestil gibi yatmaya yer aradığımız günlerde metabolizmayı susuz bırakmamak ve onu hızlandıracak besinlerden zengin bir diyet planı yapmak hayati önem taşıyor.” diyor.
“BESİN ZEHİRLENMELERİ YAZIN ARTIYOR”
Yaz aylarında yağlı besinlerin ve yağda kızartmaların tüketiminden kaçınılması gerektiğini söyleyen Niflioğlu, “Yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalı, yemekleri pişirirken ise kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Tarçın, lifli (posalı) gıdalar, yoğurt, ceviz, yeşil çay, kırmızı biber, elma sirkesi, ananas ve bol su metabolizmayı hızlandıran temel şeylerdir. Çay, kahve, gazlı içecekler ve alkol su kaybı yapması sebebiyle güneş altında asla ve asla tüketilmemelidir.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Besin zehirlenmeleri özellikle yaz aylarında artmaktadır. Çoğunlukla hafif seyirli ve kısa süreli olmalarına karşın, zehirlenmeye yol açan besinle ve kişiyle ilgili bazı faktörler besin zehirlenmelerinin zaman zaman daha ağır seyretmesine hatta ölümcül olmasına yol açabilmektedir. Özellikle yaz aylarında dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalı, çabuk bozulan potansiyel riskli besinler (et, yumurta, süt, balık vb.) açıkta bekletilmemeli, besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir.”
“EVDE OTURMAYIN”
Kilo vermeyi engelleyen hastalıkların göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Niflioğlu,“İster amuda kalkın, ister tüp mide ameliyatı olun, isterseniz de açlık orucuna başlayın; şayet kilo vermenize engel olan bir hastalığınız varsa, ne yaparsanız yapın kilo veremezsiniz, unutmayın! Bu hastalıklar insülin direnci, hipotiroidi, D vitamini eksikliği, polikistik over sendromu olarak sıralanabilir. Eğer bu hastalıklar yönünden bir sorununuz yoksa sağlıklı bir zayıflama için mutlaka spor yapmalısınız. Kadıköy, İstanbul’un en güzel yeşil alanlarına ve parklarına ev sahipliği yapıyor. Kadıköy Belediyesi’nin pırıl pırıl baktığı parklarımız dururken evde oturmayın. Sadece çok hızlı ya da yavaş, saatlerce yürüyerek kilo verebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Aslında uzun yürüyüşlerde vücudumuza istediğimiz kaloriyi yaktıramayız. Hatta ve hatta vücut bu uzun yürüyüşlerde tükenmemek için aldığı gıdaları yağa çevirerek daha uzun süre ayakta kalmanın ya da dayanmanın yollarını arar. Metabolizmamızın temel mantığı az enerji, çok iştir.” dedi.
“YÜKSEK ENERJİLİ SPORLAR YAPIN”
Kilo vermek için nasıl spor yapılması gerektiği hakkında bilgi aktaran Niflioğlu, “Kendinizi şehir içinde giden bir araba gibi düşünün. Çok yakıt tüketmek için, yani yağlarınızı yakmak için ‘kısa ara gazlarla’ yüksek enerji harcanan sporlar yapın.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Önce bisiklete binin, biraz ısının, ardından pedalı çevirebildiğiniz kadar hızlı çevirin. Yorulduğunuz anda bırakın, sonra tekrar çevirin. Bunu gücünüzün yettiği kadar ama kendinizi de tüketmeden, hırpalamadan çok kere tekrar edin. Ya da müziğin ritmine kapılarak zumba yapın. Havuza girin ve yüzebildiğiniz noktaya kadar hızlıca yüzün. Spor yaptığınız alanın altyapısı müsaitse önce hafif bir yürüyüşle ısının, sonra deparlı bir şekilde koşun, sonra tekrar sakin sakin yürüyün. Kısa ve yoğun sporlar kan şekerinizi düşürerek metabolizmanın şeker ihtiyacını ‘o göbeğinizde depoladığınız yağları’ yakarak gidermenize yardımcı olur. Bu şekilde yaptığınız farklı tempolarda ve farklı sürelerdeki etkinlikle, gerçekten kilo vermeniz mümkün olur. Sözün özü öyle çarşı pazar yürüyüşü gibi kilometrelerce yürümeniz size yağ bağlatmaktan ve yağlarınıza yağ katmaktan başka işe yaramaz. Bu dediklerimizin sağlıklı bireyler için geçerli olduğunu, kalp, akciğer vb. hastalıkları olanlarda bu tarz efor gerektiren sporlar hususunda öncelikle bir check – up yapmamız gerektiğini özellikle belirtmek isterim.”