Salgında çocuk beslemek

Salgınla birlikte hareket alanı sınırlanan çocuklar, başta obezite olmak üzere çeşitli sağlık sorunları riski ile karşı karşıya kaldı. Biyolog Özlem Atabaş ve psikolog Ebru Şen, çocuklar ve ailelerin bu sorunlar karşısında nasıl davranmaları ve beslenmeleri gerektiğini anlattı

08 Aralık 2021 - 12:35

COVİD-19 pandemisi nedeniyle hareket alanı kısıtlanan çocuklar, sağlıksız gıda tüketiminin de etkisiyle obezite başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunları ile karşılaşıyor. Organik bisküvi ve atıştırmalık ürünler üreten GekoO’nun kurucusu biyolog Özlem Atabaş, ilaçlı, gübreli, antibiyotiklerin insan sağlığı için küresel bir tehdit haline geldiğini söylerken, uzman psikolog ve pedagog Ebru Şen ise ailelerin sağlıklı beslenerek çocuklarına örnek olmaları gerektiğini ifade etti.

“İLAÇLI GIDALAR KÜRESEL TEHDİT”

Sağlıklı olmayan gıdaların tüketimindeki artış, çocuk obezitesinin ortaya çıkmasında oldukça etkili. Çocukların gelişiminde temiz, sağlıklı ve dengeli gıdayla beslenmenin önemine vurgu yapan Özlem Atabaş, son yıllarda ailelerin bu konuya daha çok eğildiklerini söyledi. Ancak anaokulu döneminden itibaren konuya olan ilginin azaldığını belirten Atabaş, “Konvansiyonel tarım uygulamalarında toprağa besin eklemek için kullanılan sentetik gübreler, kanalizasyon çamuru, çoğu sentetik böcek ilacı, yiyecekleri korumak için ışınlama, mahsul verimini artırmak için genetik mühendisliği, çiftlik hayvanları için antibiyotikler doğa ve insan sağlığı için küresel bir tehdit haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Bebeklerin beslenmesinde konvansiyonel gıda tüketiminin olası riskleri olduğunu belirten Atabaş, bu ürünlerde bulunabilecek kimyasal bileşenlerin ciddi sağlık sorunları yaratabileceğinin altını çizdi. “Bir bebeğin olgunlaşmamış karaciğeri ve böbrekleri, zararlı kimyasalları vücuttan uzaklaştıramaz” diyen Atabaş, hamilelikten itibaren sağlıklı ve organik beslenmenin hem annenin kendi sağlığı için hem de bebek gelişimi için önemli olduğu uyarısını yaptı.

EVDE ORGANİK GIDA HAZIRLAMAK

Atabaş, çocukları için evde organik gıda üretmek isteyenlere konu ile ilgili önemli uyarılarda bulundu: “Evde besin hazırlarken yüksek ısılara maruz bırakmamaya, gıdayı uzun süre açıkta ve güneşte bekletmemeye, nemden korumaya dikkat etmek gerekir. Hijyenik bir şekilde üretimin yanında kısa sürede tüketmek de önemli. Ayrıca kızartmalar, yüksek fırın ısısında ve uzun sürede pişen unlu ve şekerli mamüller, uzun süre kaynatılan reçel, salça, pekmez gibi gıdalar da evde hazırlanırken çok dikkat edilmeli ve fazla tüketilmemelidir. Bu gıdalar organik ürünlerle hazırlansa bile, ısıl işlem aşamasında kanserojen etkileri olan akrilamid, HMF gibi maddeler ortaya çıkabilir. Aynı zamanda bu işlemler sırasında taze sebze ve meyvelerde C vitamini kaybı olacaktır. Buharda az pişmiş sebzeler, taze meyveler, şekersiz, tam tahıllı, zeytinyağı veya tereyağı ile hazırlanıp kısa süre ve düşük ısıda fırınlanan bisküvi ve kurabiyeler tercih edilmelidir. Organik ürünler koruyucu içermediği için kısa sürede tüketilmeli, serin ve ışık almayan ortamlarda saklanmalıdır.”

EBEVEYNLER ÖRNEK OLMALI

Uzman Psikolog ve Pedagog Ebru Şen ise çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmesinde ailelerin rolünü değerlendirdi ve ailelere rehber olacak bilgiler verdi. “Çocuklar sağlıklı beslenme alışkanlığını yalnızca evde değil, okulda ve dışarıdaki ortamlarda da öğreniyor” diyen Şen, ailenin sağlıklı beslenmede ilk basamak olduğunu vurguladı: “Ebeveynler doğru beslenerek çocuklarına örnek olmalı. Okulda da sağlıklı beslenme ile ilgili bir eğitim verilmeli. Çocukların yanında sağlıklı yiyeceklerin tatlarının kötü olduğuna yönelik tanımlar yapmak da onların bu konudaki alışkanlıklarını olumsuz yönde etkiliyor.”

“MUTLAKA UZMANA DANIŞIN!”

Beslenme bozukluklarına dair bilgiler de aktaran Şen, “Bebeklikten ilk çocukluğa geçerken yarı katı gıdadan katı gıdalara geçememe durumları sık sık kusmaya, öğün saatlerinde değişimlere neden olabilir. Çocuklarda bu dönemde hırçınlık, ağlama ve öfke patlamaları yaşanıyor. Ergenlikte ise bunların sonucu olarak anoreksiya, bulimia ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz” şeklinde konuştu. Çocuklarının yeme sorunu ile baş edemeyen ailelerin bir çocuk doktorundan ya da pedagogdan destek almalarını öneren Şen, yanlış beslenme alışkanlığının altında yatan olası psikolojik ve fizyolojik nedenlerin tespit edilmesinin sorunu çözmede etkili olacağını söyledi.

TÜRK AİLE YAPISINDA EN ÇOK YAPILAN HATALAR NELER?

Ailelerin çocuklarının beslenmesiyle ilgili yaptıkları hatalar hakkında da konuşan Ebru Şen, Türk aile yapısında anne-babaların en sık yaptığı hataları şöyle sıraladı:

1- Şart koşmak: ‘Sebzeyi yersen sana cips alırım’ demek gibi,

2- Çocuk talep etmeden yemek sunmak: Bu durum çocukların yemeği reddetmelerine ya da yemek seçmelerine neden olabiliyor,

3- Verilen yiyecek miktarını çocuğa göre belirlememek,

4- Yanlış model olmak: Örneğin evde bamya varken ebeveynlerden birinin olumsuz yüz ifadesi takınması çocukları etkiliyor,

5- Zorla yemek yedirmek: Toplumumuzda özellikle anneler çocuklarına çok yemek yedirmeyi annelik becerisinin iyi olması ile eşleştiriyor. Zorla yemek yedirmek çocukların anneden uzaklaşmasına ve bağını koparmasına sebep olabilir.


ARŞİV