Türkiye günlerdir “şarbon” paniği yaşıyor. Hayvanlardan insanlara çeşitli yollarla bulaşan ve üretiminin kolaylığı, zorlu koşullara dirençli oluşu ve solunum, deri teması gibi kolay yollarla enfekte etme özelliği yüzünden ciddi bir tehdit oluşturan hastalık artık her gün farklı bir şehirde görülmeye başlandı. Şarbon hastalığı sebebiyle yüzlerce hayvan ve insan karantinaya alınırken hastalığa İstanbul’da da rastlanması Kadıköylüleri tedirgin ediyor.
İTHAL HAYVANLARDAN BULAŞTI
Şarbon hastalığına ilk olarak Ankara’da özel bir çiftlikte rastlandı. Et ve Süt Kurumu tarafından Kurban Bayramı öncesi Brezilya’dan Türkiye’ye getirilen 3 bin 959 büyükbaş, kurbanlık olarak satılmak üzere Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki özel çiftliğe bırakıldı. Buradan alınan kurbanlıklar Sincan’ın değişik bölgelerine götürüldü. 3 bin 959 büyükbaş hayvanın kesimi yapılırken 28 Ağustos tarihinde kesilen bu hayvanlardan 50’sinin şarbon nedeniyle telef olduğu belirlendi ve bu gelişmeyle birlikte şarbon Türkiye’nin gündemine girmiş oldu.
Ankara’nın hemen ardından ise kötü haber Sivas’tan geldi. Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Karadoruk köyünde, ölen büyükbaşların etiyle temas eden, aynı aileden 3 kişi vücutlarında yaralar oluşunca hastaneye başvurdu. Ölen hayvanlar, yakılarak gömülürken, köy şarbon şüphesiyle karantinaya alındı. Köyün muhtarı 2 büyükbaş hayvanın telef olduğunu daha sonra açıkladı.
Ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli basına yansımayan bir bölgede daha şarbon vakalarının görüldüğünü söyledi. Pakdemirli’nin açıklamalarına göre, geçtiğimiz hafta Bitlis’te 42 hayvan telef oldu ve bazı mahalleler karantina altına alındı.
İSTANBUL’A SIÇRADI
Şarbon vakaları en son İstanbul’da görüldü. 1 Eylül akşamı Bakırköy’deki Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Haseki Hastanesi’ne birçok hasta şarbon şüphesiyle acile başvurdu. 13 kişinin Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, 9 kişinin ise Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne şarbon şüphesiyle hastanelere başvurduğunu belirten Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Silivri’deki bir işletmede 7 tane hastalık şüphesi taşıyan hayvan olduğunu söyledi. Silivri’de Balaban ve Sancaktepe mahalleleri karantina altına alınırken, şarbon şüphesiyle hastanelere başvuran 48 kişiden 6’sında lezyon belirlendi.
MESLEK ODALARINDAN “İHMAL” TEPKİSİ
Peki, nedir bu şarbon hastalığı? Nasıl bulaşır? Et yemek tehlikeli mi? Et alışverimizi nerelerden yapmalıyız? İşte bu soruların cevabını Kadıköy Belediyesi’nde görev yapan Veteriner Hekim Murat Çırak ile konuştuk.
Çırak’ın aktardığına göre etkeni Bacillus Anthracis isimli sporlu bir bakteri olan şarbon, insanlarda ve hayvanlarda bilinen en eski hastalıklardan biri olmasına karşın, dünyada geri kalmış ve gelişmekte olan bazı ülkelerde hala görülen ve zaman zaman hayvanlarda salgın yapan bir hastalık. Hastalık inek, keçi, koyun ve manda gibi otçul hayvanlarda ortaya çıkarken bunlarla temas eden tüm memeli hayvanlarda hastalık görülebiliyor. Hastalık, insandan insana bulaşmıyor.
“ÖLÜMCÜL OLABİLİR”
Hem hayvanlarda hem de insanlarda görülen şarbonun belirtilerinin hastalığın çeşitlerine göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Çırak, “insanda etkili olan şarbon, üç farklı şekilde bulaşıyor ve farklı etkilere sebep oluyor. Bunlardan ilki ve en çok görüleni deri şarbonu olarak adlandırdığımız hasta hayvanın bakımı, temizliği veya kesimi sırasında temasla oluşan şarbon türü. Vücutta kaşıntı ve yaraların baş gösterdiği bu tür diğer türlere göre daha kolay atlatılabiliyor.” Diyor.
En tehlikeli şarbon türünün “akciğer şarbonu” olduğunu söyleyen Çırak, “Bu türde bakteri havadan kapılırken 3-5 gün içerisinde kendini gösteriyor. Belirtiler ateş, bitkinlik, yorgunluk, soluk alıp vermede güçlük gibi soğuk algınlığı belirtilerine benzer belirtiler. Hastalığın ilerleyen evrelerinde ise eğer erken teşhis konulmasa hayatta kalma oranı çok fazla değil.” diyor.
Bir diğer tür ise ve hastalık bulunan eti yemeyle oluşan “bağırsak şarbonu”. Çırak bağırsak şarbonuyla ilgili “Antibiyotiklerle yapılacak bir tedaviyle önlenebilir.” diyor.
BUNLARA DİKKAT!
Peki, artık et tüketmeyelim mi? sorumuza, “Panik yapacak bir durum yok. Et tüketilmeye devam edilebilir fakat bazı şeylere bu dönemde daha fazla dikkat etmeliyiz” diyen Çırak, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı: “Kesiminin veteriner hekim kontrolünde yapılıp yapılmadığına dair bir şüpheniz varsa dahi o eti tüketmeyin. Özellikle kasaplarda etlerin karkasları yer alır. Bu karkasların üzerinde veteriner hekim damgaları ya da işaretleri bulunur. Eğer şüphelenirseniz kasabınıza bu damgayı görmek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Yine hayvansal ürünlerin tüketiminde özellikle menşei belli olmayan ürünler bu süreçte risk faktörü. Bunun dışında hileli etler genelde kıyma olarak satılabilmekte. Kıyma alınacak ise veteriner hekim kontrolünden geçmiş parça etin gözünüzün önünde kıyma yapılmasını rica edin ve böyle edinin.”
Şarbon konusunda veteriner hekim mesleği dışındaki insanların sözlerine itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Çırak, bağışıklık sistemi düşük yaşlı, çocuk ve kronik hastalığı bulunanların pişmemiş et ürünlerinden temastan bu dönem için kaçınmalarının yerinde olacağını söyledi.