“Sarı serum dakikalar içinde ölüme yol açabilir”

Sarı serumdaki alerjik reaksiyon riskine dikkat çeken İç Hastalıkları Doktoru Burcu Uprak, “Reaksiyonun şiddetli hali olan ‘anafilaksi’ ölümle sonuçlanabilen ciddi bir tablodur. Bu tablo serumun verilmeye başlanmasını takiben dakikalar içinde başlayıp, yine dakikalar içinde hastanın ölümüne yol açabilir.” dedi

21 Şubat 2025 - 09:56

Son zamanlarda “sarı serum”  olarak bilinen serum nedeniyle ölümleri sıkça duymaya başladık. Özellikle grip, nezle, halsizlik ve kronik yorgunluk gibi durumlarda tercih ediliyor. Hatta isteyenler hastane dışında doktor kontrolü olmadan evlerinde taktırıyor. Biz de sarı serumu Acıbadem Doktor Şinasi Can Hastanesi (Kadıköy) İç Hastalıkları Doktoru Burcu Uprak’a sorduk.  

* Sarı serum nedir? İçinde neler var?

Halk arasında “sarı serum” olarak bilinen serum aslında, izotonik sodyum klorür ve benzeri diğer serumların içine B vitamin kompleksi olarak da adlandırabileceğimiz B1, B2 ve B6 vitaminlerinin eklenmiş halidir. Bazı ampul formlarında bu üç vitamine ek olarak B12 vitamini de bulunabiliyor. Diğer bazı formlarda niasinamid (B3 vitamini) ve D-pantenol maddeleri de bulunmakta. Seruma sarı rengini veren, B vitamin kompleksi içindeki B2 vitamini yani riboflavindir. Bu vitamin seruma sarı renk verdiği gibi, idrarın da renginin daha sarı olmasına neden olabilir.

* Hangi durumda kullanılması gerekiyor?

Sarı serumun içindeki B vitamin kompleksi, normalde tablet formunda da alınabilen bir vitamin kompleksi ancak bu vitaminlerin ağız yolu ile kullanımının uygun değildir.  Vitaminlerin, mide bağırsak sistemindeki emiliminde eksiklikle seyreden hastalıklarda  veya ağız yoluyla vitamin alımı hastanın mide bağırsak sisteminde yan etkiye sebep olabilir. Bu durumlarda serumun damardan veya kas içi verilmesi gerekebilir. 

B1 vitamini eksikliği ile oluşan hastalıklar beriberi, kronik alkol kullanımına bağlı Wernicke-Korsakoff sendromu, periferik nöropati ve halsizlik, kas güçsüzlüğü ve kilo kaybı ile seyreden tablolardır. B2 vitamini eksikliğinde dudaklar, gözler, ağız içi ve ciltte kızarıklık, yaralar, kuruluk ve ya kaşıntı oluşabilir. Yine B6 vitamini eksikliğinde  deri döküntüleri, dudaklarda çatlak ve ağrı, ağrılı ve parlak bir dil oluşur. Depresyon, kaygı ve sinirlilik hali yaşanır, bağışıklık zayıflar. Enerji seviyesi düşer, halsizlik ve yorgunluk meydana gelir. 

GEÇİCİ BİR İYİLİK HALİ

* İnsanlar neden sarı serum taktırmak istiyor? Neden kendilerine iyi geleceğini düşünüyorlar?

B1, B2 ve B6 vitaminleri alındıklarında kişinin enerji düzeyini bir miktar yükseltir ve sinir sistemini destekler. Dolayısıyla kişideki halsizlik, yorgunluk, kas eklem ağrısı gibi şikayetler bu grup vitaminler alındığında bir miktar geriler. Fakat bu vitaminler, depolanan vitaminler olmadığından etkileri geçicidir. Eğer gerçek bir eksiklik yoksa alınan vitaminin fazlası vücuttan atıldığında, serum sonrası oluşan iyilik hali geçici olur. İnsanların bu serumu taktırmak istemelerinin nedeni daha enerjik hissetmeleridir. Şahsen bir etkenin de, kulaktan kulağa yayılan “sarı serum” efsanesinin yarattığı plasebo etkisi olduğunu düşünüyorum. 

* Sarı serum reçeteli mi? Hastane dışında, hatta sağlık personeli olmayan kişiler tarafından da hastalara takılabiliyor mu? 

Elinizde herhangi bir reçete olmadan eczaneye gidip bir serum fizyolojik ve bir kutu B vitamin kompleksi ampulünü elinizi kolunuzu sallaya sallaya alabilirsiniz. Ardından bir enjektör yardımıyla istediğiniz miktar ampulü seruma katıp, eğer serumu damar yoluyla takabilecek biri varsa, hastane dışında da bu serumu taktırabilirsiniz. Bu olasılık elbette, size serumu takacak kişinin, alerji gibi belli riskleri göze alabilmesi ile mümkün. 

YALNIZCA HASTANEYE YATIRILAN HASTALARA UYGULANMALI

* Son zamanlarda neden sarı serumdan ölümleri duymaya başladık? Yan etkileri veya alerjik reaksiyon riski nedir?

Son zamanlarda sarı serumdan ölümleri duymaya başlama sebebimiz, “mucizevi sarı serum”un gereksiz kullanımının gitgide artması. Çünkü serumdaki B vitamin kompleksinin prospektüsünde dahi şöyle bir ibare vardır : “Damar içine uygulama, şiddetli alerjik reaksiyon (anafilaksi) riskine karşı yalnızca hastaneye yatırılan hastalara uygulanmalı ve uygulama sırasında çözelti ışıktan korunmalıdır.” Buradan da görebileceğiniz gibi,  sarı serumun uygulanması durumunda alerjik reaksiyon gelişme riski var. Bu risk aslında damardan verilen birçok ilaçtan daha az. Fakat uygulanma sıklığı arttıkça, toplum genelinde gördüğümüz yan etki sayısı da artıyor.

Bu reaksiyonun şiddetli hali olan “anafilaksi” ölümle sonuçlanabilen ciddi bir tablodur. Bu tablo serumun verilmeye başlanmasını takiben dakikalar içinde başlayıp yine dakikalar içinde hastanın ölümüne yol açabilir. Bu serumun hastanede verilmesinin şart olması bu nedenledir. Çünkü reaksiyon başladığında anında müdahale ile tablo geri döndürülebilir. Oysa hastane dışı herhangi bir ortamda oluştuğunda, ambulans çağrılana kadar hasta kaybedilebilir.

* Alerjik reaksiyonlar veya ani şok belirtileri neler? Böyle bir durumda nasıl müdahale edilmeli?

Hafif alerjik reaksiyonlar genelde ani gelen bir sıcaklık hissi,  yüzde veya vücutta kızarıklık/döküntü ve kaşıntı, dudaklarda şişme şeklinde kendini gösterir. Anafilaksi dediğimiz ciddi alerjik reaksiyonda ise bunlara ek olarak dil ve boğazda şişme, yutkunmada zorlanma, hırıltılı solunum, nefes darlığı, kan basıncında ani düşme, kalp atımında azalma veya artış, göğüste baskı şeklinde ağrı, ishal, kusma, idrar tutamama ve baş ağrısı görülebilir. 

Anafilaktik şok dediğimiz en ciddi tabloda ise, kan damarlarının aniden genişlemesi ve kalbin kasılmasının azalması nedeniyle kan basıncı çok düşer ve müdahale edilmediği durumda ölümle sonuçlanır.

Anafilaksi; hava yolunun açılması, oksijen desteği, damardan yoğun miktarda sıvı verilmesi ve yakın görüntüleme gibi hayat kurtarıcı önlemler gerektiren tıbbi bir acil durum. Epinefrin (adrenalin) acil müdahalede kullanılan en önemli tedavidir. Antihistaminler (alerji ilaçları) ve steroidler (kortizon) genellikle epinefrine ek olarak kullanılır. Hasta normale döndükten sonra semptomların geri gelmediğinden emin olmak için, hastanede 2 ila 24 saat arasında gözetim altında tutulmalı.

DOMİNO TAŞI GİBİ

* Bir kere taktırıp sıkıntı yaşamayan bir kişi, daha sonra tekrar taktırdığında rahatsızlanabilir mi?

Evet. İlaçlarla gelişen alerjilerde mekanizma Ig E dediğimiz bir antikor aracılı aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Daha önce serumu taktıran kişide Ig E tipi antikorlar oluşabilir fakat o aşamada vücutta bir reaksiyon olmaz. Serumu ikinci bir kez taktırdığında, vücut artık o ilaca karşı antikor geliştirmiş olduğundan, mekanizma işlemeye başlar ve alerji/anafilaksiye giden moleküler reaksiyonlar domino taşı gibi birbirini tetikler. 

* Hastalara ve hekimlere bir uyarınız var mı?

Damardan veya kas içi enjeksiyon ile uygulanan her ilacın alerjik reaksiyon geliştirme riski vardır. Örneğin evlerinde insanların bazen bacaktan kendi kendilerine bile yapabildikleri ağrı kesici/kas gevşetici ilaçların alerji oluşturma riskleri, “sarı serum”unkinden daha fazladır. İlaç ağızdan alındığında ortalama 2 saat içinde gelişen alerjik semptomlar, damar veya kas içi alındığında 5-30 dakika içinde gelişebilir. Olay hastane dışında geliştiğinde, acil müdahale için çoğunlukla çok geç kalınır ve hasta kaybedilir. Bu nedenle, yalnızca sarı serum değil, bütün ilaçların gereksiz yere damardan veya kas içi verilmemesine biz hekimler olarak daha özen göstermeliyiz. Eğer bu yollarla uygulanması gereken bir durumsa, hastamızı ilacın mutlaka acil müdahale edilebilecek koşullarda bir sağlık kuruluşunda uygulanması gerektiği konusunda bilgilendirmeliyiz.

 


ARŞİV