Sonbaharda cilt bakımı çok önemli!

Güneşin ve denizin keyfini çıkaranların ciltlerini bakıma almaları gerekiyor. Sonbahara girerken yapacağınız cilt bakımı, gençliği geri getiriyor...

13 Ekim 2011 - 09:55
Güneşin ve denizin keyfini çıkaranların ciltlerini bakıma almaları gerekiyor. Sonbahara girerken yapacağınız cilt bakımı, gençliği geri getiriyor.
Gençliğinize güvenmeyin: Biyolojik olarak ciltte aşırı derecede serbest radikal oluşumu, yağ kayıpları, derinin esnekliğini artıran kolajenin bozulması, protein kaybı, hücrenin onarım kapasitesinde düşme, hücreleri genetik yapısında bozulma gibi bir dizi olumsuzluk gelişiyor. Derinin görünümündeki değişimler dışında, gelecekte ortaya çıkabilecek deri kanserlerininde ilk adımları bu dönemlerde atılıyor. Fotoyaşlanmanın cilde etkisi, 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Yani bu yaşlara kadar aldığımız güneş, geleceğimizi büyük oranda etkiliyor. ‘Şimdi gencim, sonra kendimi korurum, yaşasın güneş diyorsanız’ yanılıyorsunuz!
Uzmanlar, birçok diyet programının cildin güzelleşmesine katkıda bulunduğunu söylüyor. Örneğin iki haftalık PH diyetiyle kırışıklıkların giderebileceğini gösteren çalışmalar var. Sağlıklı cilt, asit-baz dengesine gereksinim duyuyor. Her gün 3’e 1 oranında baz-asit şeklinde beslenmenin, her gün su, bitkisel çay, kalsiyum tablet ve probiyotik destek almanın, haftada bir kez mutluluk verecek bir   etkinlikte bulunmanın, yaşa ve cilde uygun günlük nemlendirici, güneş koruyucu, göz kremi kullanarak bakım yapmanın cilt yaşlanmasını önemli derecede engellediği biliniyor.

İki haftalık PH diyeti yapın: 
 

Dolguyla nemlendirin: Diyet dışında kozmetik ürünlerin ve uygulamaların desteğini de alarak yaz boyunca yıpranan cildinize etkili bakımlar yapabilirsiniz. Kozmetikçiler ürünlerinde, azalan deri kalınlığının ve destek dokunun düzeltilmesini sağlayan maddeler kullanıyor. Derialtı yağlı dokunun zamanla görülen kaybının nedeni tam bilinmiyor. Vücutta mevcut hormonların azalmasına bağlı olabileceği düşünülüyor. Genç ve sağlıklı bir deride normalde var olan ama daha sonra yaşlanmayla azalan su tutma kapasitesini artıran, dolayısıyla kırışıklıkları dolduran hyalüronik asit günümüzde yaygın kullanım alanı buldu. Yani dolgu dediğimiz şey, yalnızca o bölgeyi bir maddeyle doldurmak değil. Madde, o bölgede derinin ihtiyacı olan suyu da tutarak nem oranını artırıyor. Kırışıklıkların engellenmesi için en önemli basamaklardan biri, cildin nemlendirilmesi. Dolgu maddeleri de bu amaca hizmet ediyor. 
Derinin en üst tabakasının engel işlevi, hücreler arasındaki iki tabakalı lipit (yağ) tarafından kontrol ediliyor. Bu yapının zamanla bozulması, nem kaybını artırıyor. Bu lipit bariyerin işlevini düzeltmek amacıyla birkaç farklıyol üzerinde çalışmalar yapılıyor. Öncelikle; yulaf özlü, gliserinli, mineral ve jojoba yağlı, dimetikonlu, propilen veya butilen glikollü, üreli, alfa hidroksi asitli, seramitli, soya fasulyeli birçok ürünle engel işlevinin düzeltilmesi amaçlanıyor.  Ayrıca cildiniz parlaklığını kaybettiyse seramitli nemlendiriciler bu sorunu çözmenizde yardımcı oluyor.  Seramitler, ciltte doğal olarak bulunuyor ve hasarlı hücreleri onarıyor. Yeni jenerasyon kremlerde kullanılan seramit-2 cildin bozulan bariyerini onarmada oldukça yardımcı. Son yıllarda geliştirilen yeni yaklaşım; engel işlevi gören lipitleri sentezleyen enzimlerin kontrol edilmesi.

Matlaşmaya seramit: 
Yaşlanmaya karşı yeşil çay: Derinin yaşlanmasıyla ilgili yeni teorilerde, fotoyaşlanmayla karsinojenezin (kanserleşmeye giden süreç) aynı olduğu vurgulanıyor. Bunun nedeni, her ikisinin de ultraviyole A’nın etkisiyle deride gelişen enflamasyon sonucu ortaya çıkmaları. Dolayısıyla bu enflamasyonu engellemek veya azaltmak yaşlanmayı kanser gelişim riskini azaltacak. Bu amaçla niyasinamit, yeşil çay polifenolleri ve salisilik asit kullanılıyor. Seçilen kozmetik ürünlerin deriyi tahriş etmeyen yapıda olması önemli. Çünkü bu tahrişler, enflamasyonu artırarak olumsuz etki gösteriyor.

 
Minik damarlara çözüm: Halk arasında ‘damar çatlaması’ olarak bilinen telenjiektaziler için yapılan özel lazer tedavileri var. Bu lekelerin lazerle giderilmesi mümkün. Son yıllarda geliştirilen lazer tedavileri, güvenli ve yüz güldüren sonuçlar veriyor.
Esra GİDEROĞLU

ARŞİV