Türkiye'de 16 Nisan’da günlük 63 bin 82 ile tüm pandemi sürecinin en yüksek günlük yeni vaka sayısı, özellikle aşılamanın hız kazanmasıyla 2,5 ayda ciddi düşüş göstererek 4 Temmuz’da 4 bin 418’e yeni vakaya kadar geriledi. Son bir haftada ise Covid-19 vaka sayıları hızla arttı ve artmaya da devam ediyor. Günlük vaka sayısı 20 bine yaklaşmış durumda. Özellikle tedbirlerin kaldırılması, tatil ve aşılama oranlarının istenilen noktaya gelmemesi nedeniyle vakalar artış gösterdi.
VAKANIN EN ÇOK ARTTIĞI İLLER
Son bir haftada vaka sayısı en çok artan iller ise Siirt, Diyarbakır, Bitlis, Giresun ve Iğdır. Türkiye genelinde en az 23 milyon vatandaş aşı yaptırmadı. Dünya genelinde de aşılamanın istenilen noktaya gelmemesi nedeniyle dördüncü dalgadan bahsediliyor. Özellikle de delta varyantı bu artışta oldukça etkili ve Avrupa’da tedbirlerin yeniden gelmesi gündemde.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Recep Koç ile dördüncü dalgayı, aşılamadaki sorunları, neler yapılması gerektiğini konuştuk. Koç, aşılamanın istenilen düzeye gelmemesi ve aşı karşıtlığı konusunda şunları söyledi: “Amacımız yaza kadar, tatiller başlamadan en hızlı şekilde çok kişiyi en kısa zamanda aşılamak olmalıydı. Olmadı. Nisan 2021’de üçüncü zirveyi atlattık. Sağlık Bakanlığı’nın yeteri kadar aşıyı zamanında temin edememesi, tek bir firmanın aşısına mahkum etmesi önemli nedenlerdendi. Yaza doğru düşen vakalar 1 Temmuz'da tam açılma karar verilmesi ile tekrar arttı. Dokuz günlük bayram tatili, uzun bir süredir evlerine kapanan vatandaşların bir anda her şey bitmiş gibi rahatlamasına ve rehavet içine girmesine yol açtı. Bunda bakanlığın söylem ve açıklamaları da rol oynadı ve 1 Temmuz’dan itibaren vaka sayıları dörde katlandı.”
“AŞI KAMPANYASI YAPILMADI”
“Kapanma, nasıl kurallara uygun yapılamadıysa , açılma da aynı şekilde yapıldı” diyen Koç, “Esnafa, işverene, çalışanlara gerekli sosyal ve ekonomik desteği sağlayamayan iktidar, tam açılma yapmak zorunda kaldı. Ekonomik çıkarlar ağır bastı. Yurtdışından her gelenden PCR testi istenmedi. Çok riskli ülkelerden gelenlere karantina uygulaması yapılmadı, şehirlerarası yolculuklara ve otellerde kalacaklara, kapalı ortamlardaki toplantılara sayı sınırlaması konulmadı. Aşı kampanyası ve aşılar hakkında halkı aydınlatıcı açıklamalar yapılmadı. Basında, televizyonlarda , sosyal medyada, bilbordlarda aşıyı destekleyici yayınlar hazırlanamadı. Bakanlık, Bilim Kurulu önerilerini hayata geçiremedi. Sayın Sağlık Bakanı Twitter üzerinden vatandaşlara nasihat vermekten başka, devletin alması gereken önlemleri almadı. Hıfzısıhha Kanunu’nun kendilerine tanıdığı yetkileri kullanamadı, kullanmak istemedi” diye konuştu.
Aşı karşıtlığından daha çok aşı kararsızlığı, tereddütünün yaşandığını düşünen Koç, şöyle devam etti: “Aşıların yapılmaya başlanması, vaka sayılarındaki düşüşler kendine güveni arttırırken, rehavete ve rahatlığa yol açtı. Maskeler bile takılmaz oldu. Kapalı mekanlar dolmaya başladı. Havalandırma ve mesafe unutuldu. Aşılar hakkında bilgilendirme ve açıklamalar yeterli değil. Ocak ayında temin edilen Sinovac firmasının aşısının bağışıklama düzeyinin düşük olduğu ve delta varyantına etkisinin daha az olduğu, Biontech/Pfizer aşısının ise daha güçlü antikor oluşturduğu, değişik varyantlara etkisinin daha fazla olduğu tıp otoritelerince her yerde açıklanırken, Sağlık Bakanlığı bu konu hakkında açıklama bile yapmadı. Yine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşılama çalışmalarının başında, Ocak ayında Sinovac anlaşmaları yapıldığı zamanda, Biontech/Pfizer aşısı hakkındaki söylemleri de akılları karıştırdı.”
NE YAPILMALI?
Önemli olan ise bundan sonrası. Koç, bundan sonrası için yapılması gerekenlere dair şunları ekledi: “Aşılama çalışmalarına hız vererek, merkezi yerlerde aşı merkezleri kurup, aşı yaptırmak isteyenlere hemen yapılmalı. Doğu ve Güneydoğu’da coğrafi yapıdan dolayı yerleşim yerlerine mobil ekipler ile ulaşım sağlanmalı. Toplum sağlığını tehlikeye atan aşı yaptırmayanlara karşı yaptırımlar uygulanması, aşı kartı uygulamasının hayata geçirilmesi, aşı kampanyası açılarak en hızlı şekilde aşılamayı başarabilmek amaç olmalıdır.”
Tüm bunların yapılmadığı sürece eylül ayından itibaren dördüncü dalganın başlayabileceğini ve muhtemel olduğunu söyleyen Koç şu uyarılarda bulundu: “Okullarımızın açılmasını istiyorsak, yeniden kapanmayı göze almayacaksak, aşılarımızı yaptıralım. Aşıların bazı kişilerde birkaç gün süren baş ağrısı, kas ağrıları, ateş, öksürük, hafif ishal gibi yan etkileri olsa da hasta olmaktan çok daha iyidir. Hastalığın kimde nasıl seyir gösterdiği bilinmiyor. Bugün hastanelerimizdeki yoğun bakım vakaları, aşısızlardan ibaret. Aşı hasta olmayı engellemeyebilir ama ölümü engellediği artık kesin olarak biliniyor.”