Genel cerrahinin Proktoloji alanında çalışmalarını yürüten Op. Dr. Ayşegül Ener, anal bölgede görülen hastalıklar ve hemoroid konusunda bilgi verdi.
HABER MERKEZİ
Halk arasında hemoroidin kansere dönüştüğü gibi yaygın ve yanlış bir kanaatin olduğunu söyleyen Op. Dr. Ayşegül Ener, kalın bağırsak kanseri ile hemoroidin bazı belirtilerinin benzediğini belirterek, “Oysa ki hemoroid kansere dönüşmez. Kolerektal yani kalın bağırsak kanseri ile hemoroidin bazı belirtileri benzemektedir. Ne yazık ki günümüzde hâlâ kulaktan duyma bilgilerle ya da çağımızın getirisi internet üzerinden yapılan araştırmalarla hastalar kendi kendilerine teşhis koymaya çalışabiliyor. Hastalar kendilerini hemoroid hastası olarak nitelendirerek utanma, korkma, umursamama gibi nedenlerle uzman hekim muayenesinden kaçınabiliyor. Bazı vakalarda da hemoroit hastalığı ile birlikte kanser hastalığı bir arada eş zamanlı görülmekte, hastalar şikâyetlerinin mevcut hemoroit hastalığından kaynaklı olduğu düşüncesiyle muayeneden uzak durdukları sürece ne yazık ki kanserin teşhisini ve tedavisini geciktiriyor” dedi.
Genel Cerrahi Uzm. Op. Dr. Ayşegül Ener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anal bölgede hemoroid, fistül, fissür, siğil gibi birçok farklı hastalık görülmektedir. Bu bölge hastalıkları benzer şikâyetlere yol açabildiği için kesin teşhis ancak uzman bir hekim tarafından gerçekleştirilecek rektosigmoidoskopik muayene ile konulabilinir. Rektosigmoidoskopik muayene kalın bağırsağın son 15-20 cm’sinin görüntüleme sistemli özel bir aletle incelenmesidir. Rektosigmoidoskopik muayene ile kesin teşhiste bulunup, tedavi planını çizdiğimiz gibi kalın bağırsaktaki mevcut ya da olası bir kanseri de teşhis edebiliyoruz” diye konuştu.
AMELİYATSIZ DA TEDAVİ MÜMKÜN OLABİLİYOR
Hemoroidin ameliyatsız olarak, yatarak nekahat dönemi gerektirmeyen tedavisinin mümkün olduğunu açıklayan Uluslararası On Klinik Genel Cerrahi Uzm. Op. Dr. Ayşegül Ener, “Hemoroit halk arasındaki bilinen ismiyle ‘basur’ kadın-erkek her 3 kişiden birinde görülüyor. Kanama, ağrı, oturmada zorluk gibi şikâyetlere yol açan hemoroid, hastalarının yaşam kalitesini düşürüyor. Hemoroidin 4. dereceye kadar olan vakalarda ameliyatsız olarak tedavisi mümkün. Bu tedavi metodu nekahat dönemi yani yatarak dinleme gerektirmediği gibi 10 dakika gibi kısa bir süre içerisinde uygulanabiliniyor. Hemoroidin ameliyatsız tedavisinde bandligasyon başta olmak üzere infrared, surgitron, skleroterapi yöntemlerini uyguluyoruz” dedi.
KADINLAR DİKKAT!
Proktoloji alanında sadece hemoroit hastalığının tedavisi konusunda değil fistül, fissür, siğil gibi anal bölgede görülen çok çeşitli rahatsızlıkların da teşhis ve tedavisinin gerçekleştirildiğini söyleyen Ener, “Fissür ve hemoroid şikayetleri; kadınlarda hormonal değişiklikler, bebeğin karın içi baskısı, kilo alımı, kabızlık gibi nedenlerle hamilelik döneminde artıyor. Hamilelik döneminde fissür ve hemoroidden korunmak için uzman doktorun önerileri ve kontrolü doğrultusunda beslenme alışkanlığına dikkat edilmesini, posalı yiyecekler, bol su ve uygun sıvı gıdalar tüketilmesini öneririm. Yine uzmanların önerileriyle uygun egzersiz ve yürüyüşlerin yapılması da bağırsak aktivetisini düzenlemekte ve kabızlığın önüne geçmekte faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.