Türkiye’de 700 bin Alzheimer hastası var

Alzheimer hastalığı, hem dünya hem de Türkiye’de artış gösteriyor. Kadıköy Belediyesi Alzheimer Merkezi’nin açılışının dördüncü yılında Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç ve Kadıköy Şube Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çınar ile hastalığı ve Covid-19 döneminde neler yapılması gerektiğini konuştuk

23 Eylül 2021 - 11:40

Kalbimiz hep 18’inde kalabilir, bedenimiz 90’a merdiven dayasa bile bizi ayakta tutabilir. Ya beynimiz? Beynimiz önce ufak ufak sonra büyük parçalarla hatıralarımızı, alışkanlıklarımızı yakınlarımızın ismini bile bize unutturabilir.

Alzheimer, ‘beynin bazı bölümlerinin zaman içinde giderek hasarlanması sonucu, başta bellek olmak üzere tüm entelektüel faaliyetler, günlük işlevler ve davranışlarda bozulma ile kendini gösteren bir hastalık’ olarak tanımlanıyor. Ve bu hastalık tüm dünyada giderek artış gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) açıklamasına göre dünya genelinde 55 milyon kişi "demans" hastalığı ile yaşıyor ve bu sayının 2030 yılında 78 milyona ulaşması bekleniyor.

Alzheimer hem hastalar hem de hasta yakınları için oldukça zor süreçleri olan bir hastalık. Kadıköy Belediyesi’nin dört yıl önce hizmete açtığı Alzheimer Merkezi, hem hastalar ile hasta yakınlarının yaşam kalitelerini artırmak hem hastalığın evre atlamasını mümkün olduğu kadar geciktirmek için çeşitli hizmetler veren kurumlardan biri. 2017 yılında 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde hizmete açılan merkez bugüne kadar yüzlerce hasta ve yakının hayatında önemli değişimler yarattı. Türkiye’de belediye faaliyeti olarak bir ilk olan Kadıköy Belediyesi’nin Alzheimer Merkezi’nin dördüncü yılı dolayısıyla Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç ve Türkiye Alzheimer Derneği Kadıköy Şube Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çınar ile konuştuk.

DÜNYADA 55 MİLYON 700 BİN

* 2021 yılı itibarıyla Türkiye’de tespit edilebilen kaç Alzheimer hastası var?

Prof. Dr. Nilgün Çınar: Dünya nüfusu ve Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor. Yaşlı nüfusun artışıyla birlikte nörolojik hastalıklar da artış gösteriyor ve halk sağlığını ciddi düzeyde etkiliyor. Bu hastalıkların başında yaşla birlikte belirgin bir artış gösteren Alzheimer geliyor. Kesin sonuçlar olmamakla birlikte Türkiye’de yaklaşık 700 bin civarında Alzheimer hastası olduğu biliniyor.

* Bildiğim kadarıyla sayı gittikçe artıyor. Alzheimer’ın nedenleri arasında neler var?

N.Ç: Düşük eğitim düzeyi, hipertansiyon, obezite, işitme kaybı, depresyon, kafa travması, kalp damar hastalıkları, şeker hastalıkları, düzensiz beslenme, sigara içme, aşırı alkol tüketimi sayılabilir. Bir takım metabolik hastalıklar, yalnız kalmak, sosyal izolasyon da riski artırabiliyor. Covid-19 enfeksiyonu geçirip özellikle hastaneye yatan hastalarda da unutkanlıkta artış oldu.

* Alzheimer belirtileri neler?

N.Ç: Alzheimer hastalığının bazı genetik formları genç yaşlarda görülüyor ama aslında 65 yaş üstü görülme sıklığı çok. Bazı ipuçları var. Mesela aynı soruları tekrar tekrar sorma, aynı konuları tekrar tekrar anlatma, yeni bir bilgiyi edinme güçlüğü ya da günlük hayatta yapmayı başardığı işleri artık yapamaz hale gelme ipuçları arasında sayılabilir. Hasta yakınlarının bu ipuçlarını bilmesi erken tanı ve tedavide önemli.

* Diyelim ki birtakım ipuçları gördük, ne yapmamız gerekiyor?

N.Ç : Öncelikle böyle ipuçları gördüğümüzde mutlaka bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekiyor. Laboratuvar testleri ve bellek testleri yapılır. Bir takım görüntüleme tekniklerini de kullanıyoruz.

* Diğer bir mesele de hasta yakınlarının yaşadığı süreç. Alzheimer yakını olmak oldukça zor bir deneyim. Hasta yakınları bu tanıyla karşılaştıklarında neler yapabilir?

N.Ç: Burası çok önemli. Tanı aldıklarında hasta yakınları için ciddi bir eğitim süreci başlıyor. Hasta yakınları nelerle karşılaşacaklarını anlıyor ve karşılaştıkları sorunlar karşısında da eğitim alma ihtiyacı duyuyorlar. Türkiye Alzhimer Derneği Kadıköy Şubesi olarak asıl amacımız hasta yakınlarına bilgi ve eğitim vermek. Hasta yakınları bu eğitimleri alıp tecrübelerini artırıyor, hem hastalarının hem de kendilerinin yaşam kalitelerini artırmaya çalışıyor. Biz sadece hastalarımızın değil hasta yakınlarımızın da ruh sağlığını önemsiyoruz. Çünkü onların ruh sağlığı iyi olursa hastalarına daha iyi bakarlar.

“HASTALAR EVRE ATLADI”

* Pandemi dönemi Alzheimer hastaları için zor geçti. Sizin gözlemleriniz neler oldu?

Prof. Dr. Başar Bilgiç: Evden çıkamamak hastaları çok sinirli yaptı. Bizi aradılar sakinleştirici vermek zorunda kaldık. Hasta yakınları hastalarına virüs bulaştırırım kaygısı yaşadı. Eve kimse ziyarete gelemedi. Hastalar sadece onlara bakan kişi dışında yakınlarını göremedi. Alzheimer hastaları maske ve mesafe kurallarına çok uyamıyorlar o yüzden virüsü kapma açısından riskli hareketlerde bulundular.

N.Ç: Yaklaşık bir buçuk yıllık sürenin üzerinde yaşanan sosyal izolasyon, mevcut hastalığı olmayanlarda hastalığın başlamasına sebebiyet verebildiği gibi, hastalarda da evre atlamasına neden oldu. Sosyal izolasyon her yönden etkiledi. Kilo aldılar, hareket edememeleri kemik deformelerine neden oldu dolayısıyla kemik kırılmaları yaşandı. Düştüler, ameliyat geçirdiler. Yani izolasyon bittikten sonra gelen bütün hastalarımızın evre atladığını gördük.

* Pandemi döneminde bir buçuk yıl boyunca yaşlılara uygulanan sosyal izolasyon hakkında ne düşünüyorsunuz?

B.B: Alzheimer hastaları dışındaki hastaları ve yaşlıları düşünürsek; Alzheimer hastalığında sosyal izolasyon bir risk faktörü. Yaşlıysanız ve  izole bir hayat yaşıyorsanız Alzheimer hastalığı daha kolay ortaya çıkıyor. İzolasyon yaşlılarımızı riske attı.

* Yani Covid-19’dan koruyalım derken başka tehlikeler mi doğurdu?

B.B: Bunların sonuçlarını ilerde hep beraber yaşayıp göreceğiz. Alzheimer hastalarına gelecek olursak dışarıya çıkamadığı için hareket kabiliyeti azaldı. Rahat yürüyebilen birçok hastanın bir buçuk yıl sonra çok zor yürüdüğünü görüyoruz. Birçok hasta fizik tedaviye giderdi. Fizik tedavi merkezleri kapandı hastalar oralara ulaşamadı. Tüm bunlardan dolayı hastaların ve yaşlıların hareket kabiliyeti azaldı.

  • Siz dernek olarak bu dönemde de takım çalışmalar yaptınız mı?

N.Ç: Biz Kadıköy Belediyesi Alzheimer Merkezi ile birlikte aktif olmaya çalıştık ve online etkinlikler yaptık. Her ay toplantılarımızı gerçekleştirdik. Sosyal medya yayınlarıyla halkımıza ulaşmaya çalıştık. Bu yayınlara katılım da yüksek oldu. Şu anda da izlenebiliyor. Hasta yakınlarına yönelik psikolog ve doktorlarımızla online  destek programları yaptık. Bu programlarda hem hastalık hakkında bilgi verdik hem de hasta yakınlarının sorularını yanıtladık. Öğretim üyelerimiz online   konferanslar verdi. Bunun dışında fiziksel aktivitelerle ilgili online programlar yaptık. Yoga programları düzenledik. Dil ve konuşma terapisi yaptık.

Pandemide yaptığımız online rehabilitasyon programları arasında bilişsel rehabilitasyon programlarımız da var. Bilgisayar temelli bilişsel rehabilistasyon programımız Beyneks online kullanımını ücretsiz olarak hastalarımıza sunduk..

Son dönemlerde de hasta yakınları online olarak bir araya gelip kendileri sorunlarına nasıl çözüm bulduklarına dair deneyim paylaşımları yaptı. Bu deneyim paylaşımı da çok faydalı oldu.

“HASTALARIN AŞI OLMASI LAZIM”

* Öyle görünüyor ki bu süreç yani pandemi devam edecek. Derneğin buna dair bir öngörüsü var mı? Bundan sonraki süreç ile ilgili neler önerirsiniz?

B.B: Öncelikle hastaların aşılarının tam olması lazım. Aşı bilinen en koruyucu faktör. Tam kapanmadaki gibi durumları umarım yaşamayız. Öngörümüz pandemi devam edecek ama aşısı olmayan insanları daha çok etkileyecek. Bu yüzden aşılı olmayı önemsiyoruz.

Çok katı bir izolasyon taraftarı değiliz. Özellikle aşısı olan hastalarda sosyalleşmenin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Açık havada yürüyüş yapabilir, açık havadaki etkinliklere gidebilirler. Yani yakın temas ve kapalı ortamdan kaçıp açık havadaki sosyalleşmelere katılmalarını öneriyoruz.

*Aşının Alzheimer hastalarına yönelik bir yan etkisi tespit edildi mi?

B.B: Hayır, Alzheimer hastalarına ekstra bir yan etkisi yok. Tam tersi Alzheimer hastaları Covid-19 enfeksiyonu geçirdiklerinde evre atlıyorlar. Örneğin erken evredeki hasta Covid-19 enfeksiyonunu atlattıktan sonra bir bakıyoruz orta evreye geçmiş. Oysa bu sürece üç yılda gelecekti. Bir Covid enfeksiyonu iki –üç haftada üç yılı çalabiliyor. Onun için hastaları Covid-19’dan korumamız lazım.

*Alzheimer hastalarına hizmet veren merkezlerin sayısı parmakla sayılacak kadar az. Hasta yakınları ve Alzheimer hastaları açısından Kadıköy Belediyesi Alzheimer Merkezi gibi merkezlerin nasıl bir önemi var?

B.B: Sosyal tarafında hastaların tıbbi bakımların ötesinde sosyal uğraş ile ilgilenmeleri gerekiyor. Bütün yük aileye kalıyor. Böyle merkezler iki işe yarıyor; birincisi hastalar sosyalliklerini yaşabiliyorlar. Evin içinde izole olarak yaşamak zorunda değiller. Bu tür merkezlere gelip spor yapıyor, sanatsal aktivitelere katılıyor, birbirleriyle iletişimde bulunuyorlar. Bunların hepsi hastalığın seyri için olumlu etkiler. İkincisi hasta yakınları için de hastalarının burada kaliteli vakit geçirmesi onlara nefes aldırır. Hastalar bu şekilde iyi vakit geçirdiğinde evde de rahat oluyorlar. Yoksa evde kalan böyle yerlere gelmeyen hastalar çok daha gergin oluyor.

“SÜRDÜRMEK ÖNEMLİ”

* Galiba evre atlamasını da geciktiriyor?

B.B: Evet, hastanın özellikle erken evreden itibaren bu tür merkezlerde olması, sosyal hayatın içinde olması hastalığın evre atlamasını geciktiriyor.

N.Ç: Biz şanslıyız ki Kadıköy Belediyesi hem hastalığın oluşmasını geciktirmek amacıyla Sosyal Yaşam Evleri hem de hastalığın evre atlamasını geciktirmek amacıyla Alzheimer Merkezi açıyor. Kadıköy Belediyesi bize bu yönden çok büyük imkânlar sağladı. Biz bu tip merkezlerin hem İstanbul’da hem de Türkiye’de yaygınlaşmasını istiyoruz. Bu tip merkezler hastaların yaşam kalitesinin artırılması açısından çok önemli.

B.B: Alzheimer Derneği Şişli’de kendi imkânlarıyla bir merkez yapmıştı. O modelden burası yapıldı. O model de kabul görmüş ki Türkiye’de çeşitli illerde çalışmalar var. Kadıköy Belediyesi şu anda önde gidiyor. Bir diğer konu; merkezler yapmaktan daha önemlisi sürdürmek. Onun için belediyenin esas olarak bu işi sürdürebilmesi çok önemli. Belki yeni yerleri yapmakta zorlanabilir ama mevcut merkezi sürdürmesi çok önemli.

ALZHEİMER MERKEZİ 4 YAŞINDA

Açılışının dördüncü yılını kutlayan, Kadıköy Belediyesi Alzheimer Merkezi ve Sosyal Yaşam Evi’nde 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü kapsamında, Alzheimer hastaları ve yakınlarına destek olmak için etkinlik düzenlendi.

Alzheimer hastalarının mutlu, huzurlu ve güvenle yaşadığı ortamlar yaratmak için 21 Eylül 2017 yılında açılan ve Kadıköylü Alzheimer hastalarına hizmet veren Kadıköy Belediyesi Alzheimer Merkezi ve Sosyal Yaşam Evi dört yaşına girdi.

Merkezin açılışının dördüncü yılı kutlamasına Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Oltulu, Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, Türkiye Alzheimer Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşin Ekşioğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dilek Şahinöz, Türkiye Alzheimer Derneği Kadıköy Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çınar katıldı.

Pandemiden dolayı sosyal mesafeli gerçekleşen etkinlikte Alzheimer Merkezi çalışanları şarkı söyledi. Kadıköy Belediyesi Gençlik Sanat Merkezi öğrencilerinin verdiği müzik dinletisinin ardından, kutlama pastası kesildi.

Kutlama sonunda Alzheimer hastaları ve çalışanları mor renkli uçan balonları gökyüzüne bıraktılar.


ARŞİV