Fırat Fıstık
BCG aşısının bulunmasıyla etkin mücadeleye başlanan ancak tüm uğraşlara rağmen hala dünyada en yaygın ve ölümcül bulaşıcı hastalıklardan biri olmaya devam eden verem (tüberküloz) konusunda ülkemizde en güçlü mücadeleyi veren kurumların başında Verem Savaş Derneği geliyor.
Ocak ayının ilk pazartesisi ile başlayan haftanın Veremle Savaş Eğitim Haftası olması sebebiyle veremin hala ne kadar etkili olduğunu, belirti ve tedavi süreçlerini, veremi arttıran faktörleri ve yapılması gerekenleri Kadıköy Verem Savaşı Dispanseri Başhekimi Dr. Şule Kızıltaş ile konuştuk.
CİDDİ HALK SAĞLIĞI SORUNU
Ölümle sonuçlanan hastalıklar arasında yer alan verem dünyada ve Türkiye'de artıyor mu yoksa azalıyor mu?
Dr. Şule Kızıltaş: Verem hala ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü Tüberküloz Birimi tarafından açıklanan 2019 Küresel Tüberküloz Raporu’na göre dünya genelinde 2018 yılında 10 milyon insan vereme yakalanmış ve yaklaşık 1.45 milyon kişi verem nedeniyle ölmüştür. Bu yüzyılda milyonlarca insanın önlenebilir ve iyileştirilebilir hastalıktan hayatlarını kaybetmesi çok üzücü ve kabul edilemez bir durum. Dünya genelinde hastalık sıklığı ve ölüm oranlarının en fazla olduğu bölgeler, Güney Doğu Asya ve Afrika bölgeleri.
Tüm dünyada veremle mücadele için yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizde, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu dönemden itibaren veremle savaşa özel bir önem verilmiş olup halen başarılı bir verem savaşı programı yürütülmektedir. Türkiye’de hasta sayısı yıllara göre giderek azalıyor. 2005 yılındaki hasta sayısı 20 bin 535 iken 2017 yılında hasta sayısı 12 bin 46’ya düşmüştür. İstanbul’da kayıtlı hasta sayısı ise 2017 yılında 3 bin 552’dir. Özellikle yoğun göçmen nüfusu olan, sosyoekonomik düzeyi düşük bazı ilçelerde hasta sayısı daha fazla görülmektedir.
Veremin belirtileri neler, tedavi sürecini özetleyebilir misiniz?
Ş.K.: Verem tüm organları tutabilen, bulaşıcı ve tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen bir hastalık. En sık akciğerde hastalık yapar ve bulaşıcı olan formu budur. 2-3 haftadan uzun süren geçmeyen öksürük, balgam çıkarma en sık görülen ve önemli belirtileridir. Fakat bunun dışında kan tükürme, ateş, kilo kaybı, gece terlemesi gibi belirtileri de olabilir. Teşhisi balgam muayenesi, röntgen gibi tetkiklerle konulur. Teşhis edildikten sonra en kısa sürede ilaç tedavisine başlamak gerekir. Erken tedavi hem hastanın sağlığı hem de bulaşıcı bir hastalık olduğundan dolayı toplum sağlığı için çok önemlidir. Hastalığın tedavi süresi en az 6 ay sürmektedir.
Dispanserlerin bu konudaki önemi nedir?
Ş.K.: Ülkemizde verem tedavisi ücretsizdir. Türkiye’de her ilde ve birçok ilçede verem savaşı dispanserleri bulunmaktadır. Bazı durumlar dışında verem tedavisi ayakta yapılmaktadır, hastanede yatarak tedavi gerekmemektedir. Hasta verem savaşı dispanserine kayıt edilerek, takip ve tedavisi yapılır. İlaçlar, doğrudan gözetimli tedavi uygulaması ile içirilir. Yani hasta ilaçlarını her gün bir sağlık görevlisi eşliğinde içmektedir. Düzensiz ve yetersiz süre ilaç kullanımı hastalığın iyileşmesini engellemekle birlikte, bakterinin ilaçlara karşı direnç geliştirmesine de neden olacağı için toplumda dirençli veremin yayılmasına da neden olur.
VEREMLE MÜCADELE
Verem ile mücadele edebilmek, korunabilmek için neler yapılmalı?
Ş.K.: 2- 3 haftadan uzun süre öksürüğü olanların mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekiyor. Erken teşhis ve erken tedavi ile hem bulaşmayı hem de hastalığın ilerlemesini engellemiş oluruz. İlaçların düzenli ve yeterli süre kullanımı çok önemli. Bulaştırıcı dönemdeki verem hastalarının kapalı ortamlarda maske kullanmaları gerekir. Öksürürken, aksırırken mutlaka ağzımızı mendille veya kolumuzla kapatmalıyız. Böylece solunumla geçen diğer hastalıklara karşı da çevremizdekileri korumuş oluruz. Ayrıca veremle mücadelede hastaların herhangi bir toplumsal dışlanmaya maruz kalmadan, ekonomik sıkıntı yaşamadan, tedavilerini başarıyla tamamlamaları için psikolojik ve ekonomik destek de sağlanmalıdır. İstanbul Verem Savaşı Derneği, tedavilerini düzenli alan hastalara, ihtiyaç halinde kira yardımı, elektrik, doğalgaz gibi faturalarının ödenmesi, gıda yardımı, barınma sorunu olan hastalarımıza da bulaştırıcı dönem geçtikten sonra otel, konaklama gibi destekler sağlamaktadır.
Göç, veremi nasıl etkiliyor?
Ş.K.: Yabancı ülke doğumlu hastaların sayısı ülkemize göçle gelen nüfusun artışına bağlı olarak artmaktadır. Göçmenlerin yaşam şartlarının kötü olması, sık ikamet değiştirmeleri nedeniyle takipte ve tedavide zorluklar oluşturuyor.
Aşının önemi nedir? Özellikle son dönemde aşı karşıtlığı çok tartışılıyor.
Ş.K.: BCG aşısı çok önemli. Ülkemizde bebeklere ikinci aylarında BCG aşısı yapılır. Aşı bebekleri verem hastalığından korur. 6 yaşına kadar BCG aşısı yapılmamış çocuklara mutlaka verem aşısı yapılmalıdır.