Veteriner hekimler; can dostlarınızı terketmeyin!

İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, pek çok kişinin ev hayvanlarını salgın nedeniyle sokağa terkettiğini anımsatarak, “Yıllardır birlikte yaşadığı aile bireyini yanlış bilgiler üzerinden terk etmek üzücü. Hayvanseverler sonrasında pişman olacakları bu davranışlardan uzak durmalılar” uyarısında bulundu.

24 Nisan 2020 - 11:07

Bugünlerde sağlık çalışanları gündemde. Onların kıymeti daha da anlaşılıyor. Biz de sayfalarımıza sağlık çalışanlarını taşıdık, taşımaya devam ediyoruz. Bu kez de her yıl Nisan ayının son cumartesi günü kutlanan Dünya Veteriner Hekimler Günü (25 Nisan).  Dünya Veteriner Hekimler Günü vesilesiyle İstanbul Veteriner Hekimler Odası (İVHO) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan ile söyleştik.

• Korona, zoonoz kaynaklı bir virüs. Bizi bu konuda aydınlatır mısınız?

Zoonoz, hayvanlardan insanlara geçebilen hastalıkları ifade eder. Son zamanlarda adeta insanların kabusu olan bu hastalıklara, AIDS, ebola, zika, kuş gribi, domuz gribi, Sars, Mers, şimdi (Sars-Cov-2) ya da Covid 19'u örnek verebiliriz. Bilinen 200'den fazla zoonoz hastalık var. Sars-Cov-2 Sars hastalığını meydana getiren koronavirusa genetik olarak büyük oranda benzeyen, bulaşma oranı oldukça yüksek bir hastalık etkenidir. Yaban hayattan köken aldığı ve başka bir aracı hayvanda mutasyona uğrayarak insana bulaşma yeteneği kazandığı düşünülüyor. Bilindiği üzere yakın zamanda oldukça önemli can kayıplarına neden olan SARS ve MER de coronavirus ailesinden virüslerdir. Ancak bu hastalıklar erken semptom vermesi nedeniyle hızlıca tespit edildi ve pandemiye neden olamadan karantina uygulamalarıyla durduruldular. Oysa Covid-19'un (Sars-Cov-2) uzun kuluçka süresi nedeniyle dünya popülasyonuna yayılması engellenemedi ve dünya çapında pandemiye dönüştü.

• Bu konuda en bilgili meslek gruplarından biri de sizsiniz. Devletle bu konuda işbirliğinde misiniz? 

Veteriner hekimlik mesleği, beş yıllık zorlu bir eğitimi içeren zoonoz hastalıklar, koruyucu hekimlik, toplum sağlığı konularında bilgi ve sorumluluk sahibi bir meslek. Aslında tüm eğitim sürecinin en büyük bölümü bugün başımıza bela olan zoonoz hastalıkların önlenmesini içerir. Veteriner fakültelerinde bulunan viroloji anabilim dalları doğrudan virüsleri öğretir ve bu konuda aşı, bilimsel çalışmalar ve ilaç çalışmaları yaparlar. Mezun olarak mesleğe adım atan veteriner hekimler sahada doğrudan coronavirüslerin de içinde bulundukları hastalıklarla mücadele ederler. Ancak ülkemizde maalesef veteriner hekimlerin bu bilgi ve birikimi değerlendirilmiyor. Oysa koruyucu hekimlik daima hem daha kolay hem de az kayıpla yapılabilir. Dünyada tek sağlık konsepti içinde beşeri hekimler, veteriner hekimler ve diğer disiplinlerde çalışan bilim insanları toplum sağlığı konusunda işbirliği yaparlar. Ancak ülkemizde maalesef bu konuda henüz önemli bir adım atılmadı. Bu gibi salgınlarda veteriner hekimler hatırlansa da salgından sonra eski uygulamalar devam ediyor.

• Veteriner hekimler neler yapıyor bu süreçte peki?

Salgınla mücadelenin önemli bir adımını oluşturan dezenfeksiyon işlemlerini sürdürüyorlar. Veteriner hekim bilim insanları aşı çalışmalarına katılıyor. Bu süreçlerde dahi gıda denetimi, hayvan hastalıklarıyla mücadele ve üretimin devam etmesi gerekiyor. Çok sayıda meslektaşımız bu alanlarda çalışmaya devam ediyor. 

• İstanbul'da kaç veteriner hekim var? Karantina günlerinde İstanbul'daki veteriner hekimler işlerini nasıl yapıyorlar? Bu haberi okuyacak hayvan sahiplerini bilgilendirir misiniz?

İstanbul'da odamıza üye veteriner hekim sayısı yaklaşık 5500. Bunlar yerel yönetimler, özel klinikler, gıda üretimi ve denetimi, kamu, ilaç sektörü, üniversiteler ve daha birçok alanda görev yapıyorlar. Klinik sahibi veteriner hekimler sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutuldular. Ancak hem kendilerini hem hasta sahipleriyle, hastalarını korumak için genellikle randevulu ve daha kısa süreli olarak çalışıyorlar. Meslek odamızın da tavsiyesiyle mümkün olduğunca sosyal mesafe ve diğer kuralları uygulayarak sağlık hizmeti veriyorlar. Yine meslektaşlarımız hasta yakınlarına her konuda danışmanlık yaparak sürece katkı sağlıyorlar. Hasta sahiplerinin ertelenmeyecek uygulamalar için randevu alarak hekime gitmesi bu süreçte her iki taraf için de hayati bir davranış olacaktır.

• Bu virüsün insanlardan hayvanlara veya hayvanlardan insanlara geçtiğiyle ilgili pek çok bilgi var. Doğrusu nedir?

Son zamanlarda bilgi kirliliği ile evcil hayvanlara yönelik kaygılar oluştu, bizlere vatandaşlardan sorular gelmeye başladı. Ancak şu ana kadar yeni tip Coronavirus yönünden evcil hayvanlardan kaynaklı bir risk olmadığı düşünülüyor. Dünya Sağlık Örgütü yeni virüsün insanlara ilk olarak bir yabani hayvan kaynağından bulaştığının tahmin edildiğini, ancak takip eden vakalarda çoğunlukla insandan insana bulaşma görüldüğünü bildirdi. Şimdiye kadar, evcil hayvanların hastalığı yayabileceğine dair bir kanıt bulunamadığı, bu nedenle evcil hayvanlara karşı, onların refahını tehlikeye atacak önlemler almak için haklı bir gerekçe olmadığının altını çiziyor.

• Hong Kong'da bir köpekte, Belçika'da kedide ve Amerika'da bir kaplanda virüs görüldüğü ile ilgili haberler basında yer almıştı.

Evet ama tüm bu örneklerin ortak noktası hepsinin de sahipleri veya bakıcılarının corona pozitif olmalarıydı. Yani corona, sahiplerinden hayvanlara geçmişti ve üst solunum yolunda çoğalmışlardı. Bu durumdaki hayvanlarda bile bilimsel olarak enfeksiyondan söz edilemez.

• Maalesef ki pek çok insan bu süreçte evcil hayvanların sokağa bıraktı korkudan. Onlara mesajınız nedir?

Yıllardır birlikte yaşadığı aile bireyini yanlış bilgiler üzerinden terk etmek oldukça üzücü bir durum. Yetkili otoriteler ile bilim insanlarının söylediklerine kulak vermeleriler. Böyle zamanlarda kaygılar artıp, normal zamanda yapılmayan davranışlar yapılabiliniyor. Ama daima zararını hayvanlar görüyor. Hayvanseverler sonrasında pişman olacakları bu davranışlardan uzak durmalılar. Gerekirse bu konularda en yakın veteriner hekimden detaylı bilgi alabilirler.

• Deminki sorumla paralel olarak bir de olaya tersten bakabiliriz; karantina günlerinde evde bir hayvanla birlikte olmanın yararları neler? (Benim kedim var, çok iyi geliyor bugünlerde onunla olmak:)

Bu soruyu soran olmamıştı. Oysa biz her zaman bir hayvanla birlikte yaşamanın bugün birçok hastalığın en önemli nedeni olan stresi azalttığını ifade ederiz. Böyle günlerde moral motivasyon her şeyden önemli. Yine bilimsel çalışmalar hayvanlarla birlikte yaşayanların bağışıklık durumunun yaşamayanlara göre daha güçlü olduğunu ortaya koymuştur.

• Bu sıradışı günlerde evlerimizi paylaştığımız canlılara nasıl davranmalıyız? Onların bakımı ile ilgili yapmamız gereken ekstra bir şey var mı?

Sahibi sağlıklı olan evcil hayvanlar için farklı bir uygulama yapmaya gerek yok. Yetkililer tarafından önerilen bireysel hijyen ve korunma kurallarına uymak ve beslenmeye dikkat etmek hem hayvanseveri hem küçük dostunu korumaya yeter. Günlük dışarı çıkarılması gereken hayvanlar için; mümkünse site içi veya bahçede tasmalı olarak egzersiz ihtiyacı giderilmeli. Sokağa çıkarılması gerekiyorsa mutlaka tasma olmalı, diğer insanlarla ve hayvanlarla mesafe korunmalı. Eve girildiğinde sabunlu bir bezle ayaklar silinmeli, mümkünse banyoya götürülerek ayaklar yıkanıp kurulanmalı. Hayvan sahibi corona pozitif ise mümkün olduğunca hayvanıyla mesafe koymalı, egzersiz ve beslenme ihtiyacının varsa evdeki diğer aile bireyleri tarafından yapılmasına özen gösterilmeli.

• Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Ülkemiz önemli bir süreçten geçiyor. Beşeri sağlıkçı dostlarımız önemli mücadele veriyorlar, bu yolda canlarından oluyorlar. Herkesin tüm kurallara uyarak sürece katkı sağlaması gerekiyor. Biz veteriner hekimler de sağlık çalışanı olarak elimizden geldiğince katkı vermeye çalışıyoruz. Yetkililerin bunun önünü açmasını diliyorum.


ARŞİV