‘Virüsten hastaneye yatanların yüzde 30’u obez!’

Kalp damar hastalıklarından KOAH’a, diyabetten hipertansiyona kadar birçok hastalığa neden olan obezite, Covid-19’a yakalananlar için de ciddi tehlike oluşturuyor. 15 Mayıs Avrupa Obezite Günü nedeni ile görüştüğümüz Diyetisyen Figen Fişekçi Üvez, COVİD-19 kaynaklı hastaneye yatışların yüzde 30 olduğunu söyledi.

20 Mayıs 2021 - 09:51

Çağımızın önemli sağlık sorunlarından biri olarak nitelendirilen obezite, birçok hastalığın da nedeni olarak gösteriliyor. Günümüzde paketli hazır gıda tüketiminin artması ile birlikte hareketsiz  yaşamın obezitenin altında yatan önemli neden olduğu uzmanlar tarafından sürekli olarak dile getiriliyor.15 Mayıs Avrupa Obezite Günü vesilesiyle Kadıköy Belediyesi Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği'nde görevli diyetisyen Figen Fişekçi Üvez, sorularımızı yanıtladı.

  • Obezite nasıl tanımlanıyor?

Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi ‘sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi’ olarak ifade etmektedir. Beraberinde birçok sağlık problemine yol açan obezite konusunda dikkatli olmak çok önemli. Kişilerin ağırlıklarının boylarının metre cinsinden karesine oranı yani beden kitle indeksi zayıflık, normallik veya obezite durumuyla ilgili  bir göstergedir. Bu ölçü kadınlarda 80 santimetre, erkeklerde ise 94 santimetre ve altı ise en ideal. Eğer kadınlarda 88 santimetre, erkeklerde ise 102 santimetre üzeri ise şişmanlık ve şişmanlığın beraberinde getirdiği riskler açısından dikkatli olmak gerekiyor.

‘OBEZİTE PANDEMİSİ’

  • Obezitenin nedenleri nelerdir?

Obezite son yıllarda maalesef oranı artarak devam eden çok önemli bir sağlık sorunu. Böyle olduğu için bunun nedenleri ile ilgili çalışmalar da artarak devam etmektedir. Çok temel olarak kişinin metabolizmasına ve aktivitesine bağlı harcadığı enerjinin çok üzerinde beslenmesi, özellikle yiyecek seçimlerinde basit şekerli yiyecek ve içeceklerin, poğaça, kek, börek gibi beyaz unlu gıdaların ve bunların yanı sıra fast food gibi doymuş yağ ve beyaz un gibi karbonhidratlar içeren yiyeceklerin, abur-cuburların daha fazla tercih edilmesi diyebiliriz. Ayrıca hareketsiz bir yaşam önemli bir etken. Pandemi süreci maalesef bu durumu derinleştirdi. Hatta bazı yorumlar Covid-19 pandemisi sonrasında ‘obezite pandemisi’ olabileceğinden bahsetmektedir.

Bunların dışında genetik olarak obeziteye yatkınlık, hormonal nedenler örneğin tiroid fonksiyonlarında azalma, çocukluk çağı şişmanlığı, stres, ilaç kullanımı, sıklıkla çok düşük kalorili diyetler yapmak, az su içmek sıralanabilir. Son yıllarda fazlaca araştırılan uykusuzluk (7 saatten az uyumak) veya kaliteli uyku uyumamak ve bağırsaklarımızda kötü beslenmeye bağlı kötü bakterilerin artması da obeziteye neden olmaktadır.

  • Obezite hangi hastalıklara yol açıyor?

Obezite kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, insülin direnci, Tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması, akciğer hastalıkları (KOAH), uyku apnesi, reflü, eklem rahatsızlıkları, migren, romatizma, kanser, depresyon gibi birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır.

‘D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ ŞİŞMANLIK NEDENİ’

  • Bazı çalışmalarda D vitamini düzeyi düşük erişkinlerde obezitenin daha sık ortaya çıktığı belirtiliyor. Obezite ile D vitamini arasındaki ilişki nedir?

Özellikle D vitamini eksikliği dünya genelinde giderek artan önemli sorun. Yağda çözünen bir vitamin olan D vitamininin en önemli görevi kalsiyum ve kemik metabolizmasını ayarlaması.  Bundan başka vücudumuzda birçok görevi var. Diğer vitaminlerden ayırıcı özelliği olarak vücudumuzda sentezleniyor. Obezite ve D vitamini arasında hem eksikliğinin obeziteye yol açması hem de obezitenin D vitamini seviyelerini azaltması gibi bir ilişki var. Ama bu etkileşim mekanizmalarının netleşmesi için daha çok çalışmaya ihtiyaç var. Örneğin, şişmanlarda yağ dokusu fazla olduğundan D vitaminin bu dokuda hapsolup yararlılığının azaldığı düşünülmekte. Ayrıca obeziteye bağlı karaciğer yağlanması sonucu D vitamini üretiminde azalma olabileceği belirtiliyor. 

  • Başka bir deyişle D vitamini yeterliliği kilo vermeye yardımcıdır diyebilir miyiz?

Obezlerde yeterli düzeyde D vitamini düzeyinin insülin duyarlılığını yükselterek kilo vermeye yardımcı olabileceği çalışmalarda ortaya konmuş. Çünkü D vitamini eksikliğinin pankreasta insülin yanıtını bozduğunu gösteren çalışmalar var. Bunların dışında indirekt etki olarak şişman bireylerin fiziksel aktivitelerinin az olması, D vitaminin aktifleşmesinde gerekli güneş ışığı almaması, D vitamini eksikliğine neden olabilir. Bunun tam tersi bir tez D vitamini eksikliğinin kas zayıflığına yol açmasıyla, hareketliliği azaltıp şişmanlığa yol açabileceği yönünde. Bütün bunların ışığında mutlaka herkesin D vitamini seviyelerine kanda baktırıp gerekli desteği alması çok önemli. Ama şu noktada kesinlikle kafamıza göre destek almamak gerek. Çünkü fazla doz D vitamini toksik etki yaratabilir. Mutlaka bir hekimden destek alınmalı.

OBEZİTE, DİYABET, HİPERTANSİYON…

  • Korona virüsü obezite olan kişileri nasıl etkiliyor? 

Şişmanlık bu hastalığın ağır geçirilmesine neden oluyor ve maalesef Covid-19 nedeniyle hastaneye yatanların yüzde 30’u obez. Covid-19’a neden olan SARS virüsünün açılımı ağır akut solunum yetmezliğidir. Obezitede özellikle akciğer etrafında yağlanma ve oradaki kasların ağırlığa bağlı yeterince çalışmaması vücutta yeterli oksijenlenmeyi engeller. Diğer taraftan obezite ile astım problemleri de yan yana gidebilmektedir. Astım olan kişinin hem astım krizi ile hem de virüsün oluşturduğu etkilerle savaşması hastalığın seyrini ağırlaştırabilmektedir. Diğer yandan ise Covid-19’dan ölen veya hastalığı ağır geçirenlerin önemli bir kısmının da hipertansiyon hastası olduğu bilinmektedir. Yüksek tansiyon obezite ile paralel giden bir rahatsızlıktır. Hipertansiyon damar ve kalp hastalıklarını tetiklemektedir. Ve özellikle bu virüsün kanın pıhtılaşmasını da artırdığını düşünecek olursak bu anlamda obezite önemli bir risk faktörüdür. 

Bir diğer husus özellikle şişmanlığa bağlı gelişen Tip 2 diyabet hastalığı olanlarda ateşli enfeksiyonların şeker düzenlerini daha da bozduğunu biliyoruz. Ayrıca şeker yüksekliği damarlarda olumsuz yönde değişime ve çeşitli hastalıkları da beraberinde getirerek Covid-19 sürecini olumsuz etkilemektedir.

  • Obeziteden korunmak için neler yapmalıyız?

Korunmak kelimesi, koruyucu sağlığı aklıma getiriyor. Yani sorun ortaya çıkmadan önlemini almak. Bu yüzden bu konu ile ilgili kendimizi doğru bilgiye ulaşarak eğitmek çok önemli. Özellikle bu noktada ebeveynlere çok önemli roller düşüyor. Anne ve babalar beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde geliştirip çocuklara örnek olmalı. Şişmanlık problemi yaşayan birçok çocuğun beslenme bozukluğu ailede başlıyor. Çocuklukta edinilen sağlıklı beslenme alışkanlıkları yetişkinlikte obezite riskini ciddi düzeyde düşürür.

YOĞURT, CEVİZ BESLENMEDE OLMALI’

Pandemi döneminde değerini çok daha iyi anladığımız bağışıklık sistemini de destekleyen, yüksek lif ve posa içeriği ile bağırsak floramızı olumlu yönde destekleyen sebze ve meyve ağırlıklı beslenmeliyiz. Yoğurt, peynir, kefir, tam tahıl, badem, ceviz, fındık vb yağlı tohumlar, kurubaklagil, et, yumurta, tavuk, hindi, balık gibi iyi kalite proteinleri de belli oranda içeren bir beslenme programı gerekli. 

Aşırı tuz, sofra şekeri, beyaz un, aşırı doymuş yağdan uzak durmak çok önemli. Bunun yanı sıra yeterli miktarda iki-üç litre arası su alımı, haftada en az 150 dakika orta tempoda bir egzersiz, mutlaka 6-7 saatlik doğanın aydınlık-karanlık döngüsüne uygun kaliteli ve bölünmeyen uyku, stres yönetimini öğrenmek, D vitaminini uygun seviyelerde tutmak obeziteden korunmada bize yardımcı olabilir. Bu davranış her zaman muntazam olamayabilir. Asıl önemli olan bunları alışkanlık haline getirip hayatımızın çoğunluğunda uygulamaktır.


ARŞİV