Beyinde dopamin adı verilen, beyin hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkan hastalık, Parkinson olarak adlandırılıyor. Hareketlerde yavaşlık, dinlenme halindeyken titreme, psikiyatrik rahatsızlıklarla kendini belli eden hastalık, çoğunlukla yaşlı kişilerde görülüyor.
11 Nisan Dünya Parkinson Günü dolayısıyla görüştüğümüz Fonksiyonel Nöroşirurji uzmanı Prof. Dr. Selçuk Peker, Parkinson hastalığı ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Peker, Parkinson hastalığı ile ilgili şunları söyledi: "Beyin hücrelerinden salgılanan ve hareketlerin dengesini sağlayan maddelerden biri dopamindir. Bu dopamin salgılayan hücreler azaldığında ya da hasara uğradığında dopamin maddesi yeteri kadar salgılanamaz. Dopamin salgılanamadığında da elde, vücutta titreme, yavaş hareket etme, kaslarda sertleşme gibi belirtiler görülür. Bu belirtilerle ortaya çıkan hastalığa da Parkinson deniyor.”
“SEBEBİ NET OLARAK BİLİNMİYOR”
Parkinson hastalığının sebebinin bilinmediğini belirten Peker, “Parkinson hastalığı, üzerinde en çok araştırma yapılan nörolojik hastalıklardan biri olmasına karşın sebebi halen net olarak bilinmemektedir. Kişinin genetik yapısı, toksinler, beyindeki birtakım maddeler üzerinde devam etmekte olan çalışmalar mevcuttur. Hastalık her yaşta görülebilmekle birlikte 70 yaş üzerinde her 100 kişiden birinde görülür.” dedi.
Parkinson hastalığının belirtilerinden bahseden Peker, “Parkinson hastalığı, çok yavaş ve sinsi seyreden bir rahatsızlık olduğu için, hastalığın klinik bulgularını bilmek teşhis açısından oldukça önemlidir. Hastalığın başlangıç evresi olarak kabul edilen 2-3 yıllık süreçte adale sertliği, bel ağrısı, sırt ağrısı, hafif titreme gibi belirtiler görülür. Bu belirtileri yaşayan hastaların özellikle de 70 yaş üzerinde ise bir nöroloğa görünmelerinde fayda var. Zaman ilerledikçe Parkinson hastalığı belirtileri daha net olarak kendini gösterir. Bu belirtiler; titreme (Parkinson hastalığında genellikle ilk belirti titreme olarak çıkar. Hasta dinlenme halindeyken de titreme görülür. Bazen dili, çeneyi ve dudakları etkileyebilir. Ancak ağırlıklı olarak ellerde titreme gözlenir), kas sertliği (Kaslarda sertleşme en çok görülen bir diğer belirtidir), hareketlerde yavaşlama (Başlangıçta çatal bıçak kullanma, bardak tutma gibi ince işleri yapmakta zorluklar yaşanır. Zamanla yavaşlık giderek artar. Günlük aktivitelerin yapımında zorluklar başlar) olarak sıralanabilir. Bu belirtilerle beraber yürüme bozuklukları, sabit kalma, yutma zorluğu, ayakta dururken gövdenin öne doğru eğilmesi gibi belirtiler de Parkinson hastalarında görülür.” ifadelerini kullandı.
“TEDAVİDE KESİN ÇÖZÜM YOK”
Peker, Parkinson tedavisi için ise şunları söyledi: “Parkinson hastalığının tedavisi konusunda kesin bir çözüm söz konusu değil. Ancak hastalığın seyrini yavaşlatmak yönünde tedaviler uygulanır. Parkinson hastalığı ortalama olarak 25 yıllık bir süreçtir. Bu noktada başlangıçta uygulanacak ilaç tedavisi önemlidir. İlaç tedavisinde belirli bir dozla başlanır. Zamanla ilacın dozu artırılır. Eğer ilaçlar yetersiz kalıyorsa ya da yan etkileri çok oluyorsa bazı cerrahi girişimler uygulanır. Bunlar arasında en sık yapılan cerrahi tipi beyin pili uygulamasıdır. Bundan başka beyindeki bazı çekirdekleri baskılamaya yönelik girişimler de vardır.”
“Özel olarak Parkinson hastalığından korunmak için yapabileceğimiz pek de bir şey yok.” diyen Peker, “Sağlıklı beslenmek, stres ve toksik maddelerden uzak kalmak genel sağlıklı durumu korumak için önemli faktörler.” şeklinde konuştu. Erken belirtiler görüldüğünde hızlıca doktora gidilmesi gerektiğinin altını çizen Peker, “Belirtilerin ardından vakit kaybetmeden doktor takibine girmek, hastalığa bağlı komplikasyonların önlenmesinde ve hayat kalitesini korumakta çok önemlidir. Egzersiz, FTR (Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon), uygun ilaçların kullanılması hayat kalitesini üst düzeyde tutacaktır.” dedi.
Peker, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü dolayısıyla şunları dile getirdi: “Toplumun yaş ortalaması ve yaşlı nüfus arttıkça Parkinson hastalığına daha çok rastlanacaktır. Bu nedenle bu konuda uyanık olmakta yarar vardır. Yakın doktor takibi, gerekli ilaçların kullanılması ve gerekli durumlarda cerrahi yöntemlerin kullanılmasının ihmal edilmemesi gerekir.”
10 MİLYON KİŞİ PARKİNSON İLE MÜCADELE EDİYOR
Parkinson.org internet sitesi verilerine göre, dünya genelinde 10 milyon kişinin Parkinson hastalığı ile mücadele ettiği tahmin ediliyor. Ulusal Yaşlanma Enstitüsü, Parkinson hastalığına yakalanan kişilerin çoğunluğunu 60 yaş üstü kişilerin oluşturduğunu bildirirken, her 10 Parkinson hastasından birinin 50 yaşının altında olduğunu ifade ediyor. Movement Disorders Society Abstract 2020 verilerine göre, ABD'de 930 bin, Japonya'da 344 bin, Almanya'da 266 bin, Fransa'da 157 bin ve İngiltere'de 142 bin kişi Parkinson ile yaşıyor. Titreme, kas sertliği, hareket ve denge problemlerine neden olan hastalığın semptomları azaltılabilse de hastalığı tamamen iyileştiren ya da ilerlemesini yavaşlatan bir tedavi henüz bulunmuyor. Verilere göre, Parkinson vakası 2016'da 6 milyon iken 2020'de 9,4 milyona ulaştı. Parkinson Derneği, ABD'de 2030 yılında 1,2 milyon Parkinson hastası olacağını öngörüyor.