Yaz mevsiminde göz alerjisine dikkat!

Acıbadem Altunizade Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mürüvvet Ayten Tüzünalp, “Yazın güneş ışınlarından sakınılmasını, klordan korunmak için yüzme gözlüğü kullanılmasını, klimaya çok fazla maruz kalınmamasını, ekran karşısında çalışan kişilere düzenli suni gözyaşı kullanmalarını tavsiye ediyoruz” diyor

11 Temmuz 2024 - 09:55

Her mevsim oluşabilen göz alerjisi, polenler, güneş ışınları, havuzdaki klorlu su ve klimanın kurutucu etkisiyle yaz mevsimde daha fazla görülüyor. Uzmanlar, tedavi edilmezse görme problemlerine veya enfeksiyona, bazı durumlarda çocuklarda astigmata, hatta kornea nakli gerektirecek hastalıklara bile yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mürüvvet Ayten Tüzünalp, göz alerjisinin nedenleri ve tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.

“Yaz aylarında göz alerjisi genel olarak polenler, güneş ışınları, toz akarları, hijyen eksikliği, havuzdaki klorlu su, klima ve makyajdan kaynaklanıyor.” diyen Dr. Mürüvvet Ayten Tüzünalp, alerjenlere temas etmenin veya solumanın bağışıklık sisteminin aşırı tepkisiyle gözlerde alerjik reaksiyonlara neden olabildiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Polenlere bağlı göz alerjisi daha çok bahar ve yaza geçişte görülür. Kısa süreli kortizon ve antihistaminik kullanımıyla kolayca geçer. Toz akarlarına ve evde yaşayan hayvanların tüylerine karşı oluşan göz alerjisi de ortamda gerekli değişiklikler yapılması ve benzer tedavi yaklaşımıyla daha uzun süre alsa da iyileştirilir. Yaz aylarında klor ile dezenfekte edilen havuzlar başlı başına alerjik konjonktivit sebebidir. Klordan korunmak için yüzme gözlüğü takılması ve havuzdan sonra yüzün temiz suyla yıkanması gerekir.” 

“EKRAN KULLANIMI ALERJİ SEBEBİ” 

Ekran kullanımının alerji sebebi olduğuna işaret eden Tüzünalp, “Buna bir de çalışma alanlarındaki klimaların sebep olduğu kuruluk da ekleniyor. Ayrıca makyaj yapan kadınlar da çok titiz davranmalı, makyajı çıkardıktan sonra kirpik temizliğini daha detaylı yapmalı. Tüm bu etkenlerden gözlerimizi korumak için özellikle ekran karşısında çalışanlara düzenli suni gözyaşı kullanmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.

“GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ MUTLAKA TAKILMALI”

Güneş ışınlarına maruz kalma süresi uzadıkça ve onlardan korunulmadığı takdirde oluşan göz alerjisinin uzun bir tedavi istediğini ve yoğun ilaç kullanımı gerektirdiğini dile getiren Dr. Mürüvvet Ayten Tüzünalp, “Tedavi edilmezse gözün ön saydam tabakasında kalıcı değişikliklere yol açan ve ‘keratokonus’ adını alan hastalık durdurulmadığı takdirde tablo kornea nakli ihtiyacına kadar ilerleyebiliyor. Bu nedenle yaz aylarında güneş gözlüğü asla ihmal edilmemeli” diyerek güneş gözlüğü takmanın önemine dikkat çekti.

Kontak lens kullanımı hakkında da uyarlarıda bulunan Tüzünalp, “Kontakt lensler alerjenlerin gözle temas etmelerine, üzerine yapışmalarına ve birikmelerine yol açabildiği için alerjik konjonktivitleri şiddetlendirebiliyor. Dolayısıyla mutlaka özenle yıkanmaları ve temiz tutulmaları büyük önem taşıyor. Alerjik tepki gösteren gözleri lensten korumak, alerji olan dönemlerde kontakt lens kullanımına ara verilmesi öneriliyor.” dedi. 

“KURULUĞA KARŞI GÖZ YAŞI DAMLASI”

Gözün alerjen maddelere karşı gösterdiği reaksiyon olarak tanımlanan göz alerjisinin kimi zaman kronik olduğuna ve uzun süreli tedavi istediğine de dikkat çeken Dr.Tüzünalp, bilgilendirmeyi şöyle sürdürdü: “Kimi zaman ise akut gelişiyor, alerjen maddeden uzaklaşmak bile tedavi edici olabiliyor. Her iki durumda da hekim tarafından etkenin saptanması ve uygun tedavi planlanması gerekiyor. Erken tespit edildiğinde ve kişi hayatını buna göre düzenleyip hijyen kurallarına dikkat ettiğinde göz alerjisi genellikle düzeliyor. 

Gözün alerjenlerle mücadele etmek adına histamin üretmesi sonucu gözde kızarıklık, kaşıntı, sulanma ve kırmızılık oluşur. Bu tablo yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek şiddette gelişebilir. Göz alerjisi tedavisinde erken dönemde kısa süreli steroid ve uzun süreli antihistaminik kullanımı ilk seçenektir. Kuruluğa karşı düzenli suni gözyaşı sürecin aktifleşmesini engelleyicidir. Ağır tablolarda da dokunun toparlayabilmesi için damla şeklinde immunsupresif, bir başka deyişle bağışıklığı baskılayan daha güçlü tedaviyi uzun süre uygulamak gerekebilir”  

 


ARŞİV