Aristokrasiye karşı savaş: St. Etienne

Saint Etienne, 1919 yılında bulunduğu kasabanın adını alan mütevazi işçi takımı olarak kuruluyor. Yalnızca 50 kilometre uzaklıktaki Lyon kenti ise 18. yüzyılda aristokratların yaşadığı bir yerdi...

18 Haziran 2021 - 10:51

Fransa’nın en köklü ve en saygı duyulan takımlarının başında geliyor Saint Etienne. Elbette son yıllarda PSG, Monaco ve bu sezonda Lille’in şampiyonluğu onları gölgelese de, 1960-70’li yıllara damga vuran bir ekip St. Etienne. 

St. Etienne’i bu kadar ünlü yapan ise kazandığı başarıların yanı sıra, hikayesi… 

Saint Etienne, 1919 yılında bulunduğu kasabanın adını alan mütevazi işçi takımı olarak kuruluyor. Yalnızca 50 kilometre uzaklıktaki Lyon kenti ise 18. yüzyılda aristokratların yaşadığı bir yerdi. O zamanlar Lyon her kasabayı ele geçirmişti fakat dişini bir tek Saint Etienne’ye geçirememişti. Aristokratlar kendi hükümdarlığını geliştirmek adına fabrikaları, işçileri hatta orada kurulan kültürel miraslara dahi el koymak istiyordu. Keza bunu birçok noktada da gerçekleştirdi. Ancak bu duruma karşı çıkan St. Etienneliler, Lyon’a o dönemde ne emeğini ne de kulübünü kaptırdı. Aralarındaki rekabet de o günden günümüze dayanmakta ve aralarında bulunan Rhone Nehri’nden kaynaklı da Rhone Derbisi olarak bilinmekte. 

40 YILLIK HASRET

Adını aldığı St. Etienne kasabasında 1919'da kurulan St. Etienne, zengin kömür yataklarına sahip bir şehir. Saint-Étienne 14. yüzyıldan itibaren fabrika sistemine bağlı olmadan silah üreticisi olarak da ün yapmıştı. 

Fransız kulübü, 1967'den itibaren üst üste 4, 1974'ten ise üst üste 3 kez şampiyonluğa ulaşarak döneminin en güçlü takımları arasına adını yazdırsa da aynı başarıyı 40 yıldır tekrarlayamayarak eski günlerinden uzak bir görüntü sergiliyor.

İKİNCİLİKLERİ BİLE TÖRENLE KARŞILANDI 

Avrupa arenasındaki en önemli başarısını o dönemki adıyla UEFA Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Alman devi Bayern Münih ile finale çıkarak gösteren St. Etienne, rakibine 1-0 yenilerek turnuvayı ikinci sırada tamamlamıştı. Ancak bu mağlubiyet onları ülkenin gurur kaynağı olmasına engel değildi. Fransa’ya dönüşlerinde dönemin cumhurbaşkanı Valéry Giscard d'Estaing tarafından karşılanırlar ve Fransa’nın en ünlü caddesi Şanzelize’de geçit töreni düzenlenir.

Michel Platini, Aime Jacquet, Jacques Santini ve Laurent Blanc gibi eski yıldız futbolcuları dünya futboluna kazandıran Fransız temsilcisi, maçlarını 40 bin kişi kapasiteli Geoffroy-Guichard Stadı'nda oynuyor.

MÜZELER DURAĞI

Küçük bir şehir olmasına rağmen oldukça çok sayıda müze olması Saint-Etienne’i enteresan kılan özelliklerden. Saint-Etienne’i bugünkü haline taşıyan madenciliğin, sporun ve sanatın hikayelerini, şehirde bulunan müzeleri gezerek deneyimleyebilirsiniz.

Eğer bir futbol tutkunuysanız, Saint-Etienne’de mutlaka gitmeniz gereken yerlerin başında Musée de Verts geliyor. Bu müzede Saint-Etienne’in futbola gösterdiği önemi net göreceksiniz.

Bir başka adres ise, Musée de la Mine, yani Madencilik Müzesi. Madenciliği yakından keşfetmek isteyenler için gerçek bir maden turu sunan bu müze, Saint-Etienne’in başlıca geçim kaynaklarından biri olan madenciliğin üzerinde duruyor. Müzeyi gezerken madenciliğin nasıl geliştiği hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz gibi, madende yaşam hakkında da bilgi alabilirsiniz. Müzenin içindeki geçici sergiler de en az müze kadar dikkat çekici.

Şehir hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler için ise Musée du Vieux Saint-Etienne kaçırılmaması gerekilen bir adres. Müzede Saint-Etienne tarihine ait bir çok belge görebileceğiniz gibi eski Fransız mobilyalarını, birçok tabloyu ve gravürü de inceleyebilirsiniz. Müzenin yerinin biraz zor bulunduğu Saint-Etienne halkı tarafından da bilinen bir durum. Bu küçük müzeyi bulmaya çalışmak, Saint-Etienne’i derinlemesine tanımak için bir fırsat olabilir. Ne demişler, bir şehri tanımak için içinde kaybolmak lazımdır.


ARŞİV