Avustralyalılara Aborjinler’den özür dileten atlet: Freeman

“Çalınmış Kuşak” tabiri Avustralya Aborjinleri'nin kulaklarında her daim çınlayan bir cümle. 1900’lerin başından başlayarak yetmişlerin sonlarına kadar Aborjin çocukları devlet tarafından ailelerinden kopartıldı ve “Avustralyalı” ailelere evlatlık olarak verildi. Çocukları yoksulluk ve hastalıktan koruma bahanesiyle girişilen bu uygulama, geride yok olmaya yüz tutan bir kültür ve parçalanmış aileler bıraktı.

20 Ocak 2022 - 14:13

Dünya milenyum çağının başlangıcıyla birlikte bugüne kıyasla daha barışçıl söylemlerin olduğu, ülkelerin ve halkların arasındaki savaşların son bulması gerektiği açıklamalarının peş peşe geldiği günlere tanıklık ediyordu. 

2000 Sidney Olimpiyaları'nda Kuzey Kore ve Güney Kore ilk kez tek bayrak ve aynı üniformayla müsabakalarda yer alırken, barışçıl çözümün söylemleri ve birlikteliğin de ilk adımları atılmıştı. 

İki ülkenin anlaşmasının dışında başarıları ve çizdiği sporcu kişiliği ile iki halkı bir araya getiren Caty Freeman ise 2000 Sidney Olimpiyatları'na damga vurmuş, Avustralya ve Aborjinlerin bir arada yaşamasının temellerini atmıştı. 

"SİYAHİ OLDUĞUM İÇİN KUPAM VERİLMEDİ"

Freeman, küçük yaşlardan itibaren ülkesi Avustralya'nın büyük umut beslediği bir yetenekti. Henüz 17 yaşındayken, 1990'daki İngiliz Uluslar Topluluğu Şampiyonasında 4x100 metre takımıyla altın madalya kazanarak, bu şampiyonada altın madalya kazanan ilk Aborjin sporcu oldu. Efsane atlet, Aborjin köklerinden her zaman gurur duydu; fakat küçüklüğünde siyah olduğu için sorunlar da yaşadı: “10 yaşındayken ilk yarışımı kazandığımda siyahi olduğum için kupam verilmedi. Diğer insanlarla eşit olmadığımızı düşünüyordum. Ancak koştuğumda her şey değişiyordu. Koşarken benim için her şeyin farklı olduğunu hissediyordum.”

96 ATLANTA'DA SİNYALLERİ VERDİ

1992 Barcelona’da henüz 19 yaşındayken sahne almış; fakat ne bireysel olarak ne de bayrak yarışında madalyaya ulaşabilmişti. Atlanta Oyunları ise farklı olacaktı. Atlanta’da henüz 23 yaşında genç bir sporcu olmasına rağmen, Fransızların muhteşem sprinteri Marie-Jose Perec’in arkasından gümüş madalyayı boynuna geçirirken 48.63’lük derecesiyle hem Avustralya rekorunu kırdı hem de tarihin en iyi altıncı derecesini koştu. 

2000 SİDNEY

İki olimpiyat arasındaki dört yıl Fransız sporcu Perec için ne kadar kötü geçtiyse Cathy Freeman için de o kadar iyi geçmişti. Tabii 1998 yılını bir kenara bırakırsak. Freeman, Atina’daki Dünya Şampiyonası dahil 1997 yılında katıldığı tüm 400 metre yarışlarını kazanırken, maalesef Oslo’daki yarışta sakatlandı. 

Freeman’ın kariyeri sakatlığına rağmen müthiş bir ivme yakalamışken, rakibi Marie-Jose Perec’inki bilakis tepetaklak olmuştu. Kronik yorgunluğa neden olan Epstein-Barr virüsüyle mücadele eden sporcunun Fransız basınıyla da arası bir hayli kötüydü. Basının yazdığı haberlere karşı aşırı hassasiyet göstermekle eleştiriliyordu. Ve iki olimpiyat arasındaki dört yıl boyunca tek bir yarış dahi kazanamamıştı.

Bu form durumları göz önünde bulundurulduğunda, Freeman yarışın net favorisiydi. Üstelik Avustralyalı sporcu kendi ülkesinde yüz binin üzerinde izleyicinin desteğiyle yarışacaktı. Yine de Perec, 400 metrede iki olimpiyat altın madalyası olan harika bir sporcuydu.

Ancak Perec, kendisinin tehdit edildiğini iddia ederek yarıştan çekilme kararı aldı ve Freeman, yarışın açık ara favorisi durumuna geldi. 

Cathy Freeman büyük baskı altında çıktığı yarışı rahat şekilde kazandı. 

İKİ BAYRAK YAN YANA

Yarışın en heyecan verici yanı, Freeman’ın giydiği tek parça tulum şeklindeki kapüşonlu koşu kıyafetiydi. Sydney Olimpiyat Stadındaki 112.000 Avustralyalı zaten heyecan istemiyordu. İstedikleri tek şey Freeman’ın yarışı kazanmasıydı. Kazandığında da müthiş bir coşkuyla bu şampiyonluğu kutladılar. 

Beyaz Avustralyalılar önce Freeman’a olimpiyat meşalesini yakma görevini verdi, ardından da zaferini çılgınca kutladı. Bunlar, Aborjin toplumuna yapılanları ne affettirecek ne de unutturacaktı; ancak yine de bir adım olarak değerlendirilebilirdi. Freeman da bunu böyle değerlendirdi.

Cathy Freeman, kutlamasında Avustralya bayrağının yanında Aborjin bayrağını da açtı. İki bayrağı birbiriyle birleştirdi, iki halkın uzlaşmasının zamanının geldiğini ima etti. 

Sporu bıraktıktan sonra Aborjin gençlerin, diğerleriyle eşit şartlarda eğitim görmesi için Cathy Freeman Vakfı’nı kurdu ve faaliyetlerine devam ediyor.


ARŞİV