Basketbolun seyrini değiştiren 'dream team'

1992 yılında İspanya’nın Barselona şehrinde gerçekleşen olimpiyat oyunları yakın tarihin en önemli spor olaylarından biri olarak tarihe geçti.

11 Mart 2022 - 11:28

Yıkılan Sovyetler Birliği’nden sonra Rusya ve 11 ülkenin oluşturduğu Birleşik Devletler Topluluğu’nun katılımı, Doğu Almanya’nın yıkılmasından sonra birleşik bir Almanya’nın ilk kez uluslararası sahnede boy göstermesi, Barselona’da modern zamanların en yüksek maliyetli olimpiyat hazırlıklarının yapılması, açılış töreninde olimpiyat meşalesinin bir ok atışıyla yapılması gibi detaylar 1992 Barselona’yı olimpiyatlar tarihinde farklı bir yere oturtmuştu. Ancak tüm bunlara rağmen 1992 Barselona’ya damga vu-
ran Dream Team (Rüya Takım) ismiyle anılan ABD basketbol takımı oldu.

İSİM BABASI DERGİ KAPAĞI
1972 Münih Olimpiyatları’nın olaylı basketbol finalinde SSCB’ye yenilen ABD o maçı unutmamıştı ama işler onlar için daha da kötü gitmeye başlamıştı. Diğer takımlarla fark kapanıyordu. 1988 Seul Olimpiyatları’nın üçüncülük maçında bir kez daha SSCB’ye mağlup olduklarında bardağın artık taştığına karar verdiler.

O güne kadar olimpiyatlara ABD profesyonel basketbolcuları yani NBA oyuncularını götürmüyordu. Bu karara itirazları sonucu 1989’da FIBA’da yapılan oylamada 56-13 değişiklik kararı lehine oy çıkınca NBA oyuncularının milli takıma katılabilmelerinin önü açılmış oldu. Milli takımın açıklanmasından yaklaşık bir yıl önce, ünlü Sports Illustrated dergisi oluşturulacak takımın bir yıldızlar topluluğu olabileceğini ve tarihe geçebileceğini fark ederek özel bir dosya hazırladı. Kapakta ise yıldızların fotoğrafının altında Dream Team yazıyordu.

Dosya haber bütün dünyada ilgi gördü; böyle bir takımın potansiyeli tüm sporseverleri heyecanlandırmaya yetmişti.

ISIAH THOMAS GERGİNLİĞİ
1991’in Eylül ayında kadro açıklandı. Michael Jordan, Scottie Pippen, John Stockton, Karl Malone, Magic Johnson, Larry Bird, Patrick Ewing, Chris Mullin, David Robinson, Charles Barkley, Cleyde Drexler ve olimpiyat ruhuna bir atıf olarak kolej liginden Christian Leather. Ancak kadro açıklandığı gibi bir tartışmanın da içinde buldu kendini. Şampiyonluklar yaşamış Isiah Thomas’ın takımda yer almamasının sebebinin kendisini sevmeyen Michael Jordan olduğu konuşuluyordu. Konu hiçbir zaman netlik kazanmasa da bolca konuşuldu.

İlk hazırlık maçında Küba’yı 136-57 yendiklerinde takımın potansiyeli de ortaya çıkmıştı. Onları durdurmak neredeyse imkansızdı.

SPORCU MU POP STAR MI?
Takımın oyunlar başlamadan kısa süre önce Monaco’da yaptığı kamp ve daha sonra oyunlar için geçtikleri Barselona’daki sporcu köyü bir gerçekle yüzleşmelerini sağladı. Gittikleri her yerde hayranlara imza dağıtmaktan, basının ilgisinden hareket edemiyorlardı. Kendileriyle aynı köyde kalan yüzlerce olimpik sporcu her gün imza alabilmek için yollarını kesiyordu. Takım bunun üzerine köyden ayrılarak kendileri için kapatılan bir otele geçti.

Bu noktada Avustralya komitesinin bir başvurusu da dönemin ruhunu anlatmak için önemli bir örnek. Magic Johnson’un birkaç yıl önce AIDS olduğunu açıklamasını Olimpiyat Komitesi’ne sunan Avustralyalılar diğer sporcular için bu durumun tehlike arz ettiğini iddia ederek oyunlardan çekilmekle tehdit ettiler. Ancak bu başvuru dünya üzerinde ters bir tepki oluşturdu, kamuoyu Johnson’un yanında konumlanınca Avustralya geri adım attı.

TARİHE GEÇTİLER
Takım beklendiği gibi olimpiyatlardaki tüm maçlarını ortalama 43 sayı farkla kazandı. Angola maçında Afrika ekibi faulden bulduğu ilk sayı sırasında skoru ancak 46-1’e getirmişti. Yedek sıralarına fotoğraf makinesi getiren rakip oyuncular oyun sırasında yıldız oyuncuları tutarken arkadaşlarına da poz veriyorlardı. Yaşanan tam bir basketbol çılgınlığıydı. Final maçını da Hırvatistan’a karşı 117-85 kazanan Dream Team tüm dünyada basketbola ilgiyi tavan yaptırdı. Takım onur listesine alındı. Barselona’dan sonra NBA’de oynayan yabancı oyuncuların sayısı orantısal olarak her yıl arttı. Turnuva sonunda tarihin bir spor dalında toplanmış en iyi takımı olarak görülen Dream Team’e gösterilen ilgi ise şöyle anlatılmıştı: Elvis Presley ile Beatles aynı sahnede konsere çıkmış gibiydi...


ARŞİV