Billie Jean King bütün kadınlar için kazandı

Sadece sportif başarıları değil hayatlarıyla da insanlara ilham kaynağı olan, yaptıklarıyla dünya tarihine geçen sporun büyük isimlerinin hikâyeleri artık her hafta bu köşede olacak...

24 Mart 2023 - 10:56

Kadın hakları mücadelesinin çok eski bir tarihi ve gerçeklere dayanan bir alt yapısı, her toplumsal harekette olduğu gibi bir de kırılma anları. Stefan Zweig’den ödünç alırsak, yıldızının parladığı anlar. İşte bu anlardan birine bir spor efsanesi, kadın tenisinin ikon isimlerinden biri olan Billie Jean King, 1973 yılında imza atmıştı. Tarihe Battle of the Sexes (cinsiyetler savaşı) olarak geçen, 2017’de filme de aktarılan bu hikâyenin başrolündeki Billie Jean King, 1943 yılında ABD California’da dünyaya geldi. Çocukluk yıllarından itibaren tenisle ilgilenmeye başlayan Billie Jean, halka açık ücretsiz kortlarda tenis becerilerini kendisi geliştirdi. Yeteneği ilk yıllardan itibaren kendisini gösteren Billie Jean ilk grand slam maçına daha 13 yaşında, ABD Açık’ta çıktı. Kayda değer bir başarı elde edemese de 13 yaş için oldukça dikkat çekici bir performans ortaya koydu. Kupalar için fazla beklemeyeceği daha o günlerden belliydi. 1960’da Philadelphia’da ilk bölgesel kupasını kazandı. Grand slamlerdeki ilk finaline 1963’de Wimbledon’da çıktı ancak kaybetti. 1965’de aynı senaryo bu kez ABD Açık’ta sahnelendi ama 1966’dan itibaren artık kadın tenisinde Billie Jean King gerçeğini kimse görmezden gelemezdi. 1966, 67 ve 1968’de Wimbledon’u, 1967’de Amerika Açık’ı, 1968’de Avustralya Açık’ı kazandı. 1960’lı yılların sonunda sokaklar hareketli, saçlar uzun, pantolonlar İspanyol paça ve kortlarda Billi Jean King vardı.

ORİJİNAL 9’ SAHNE ALIYOR
1960’lı yılların sonunda bir gelişme daha yaşandı. Yükselen televizyon yayıncılığı spor müsabakalarını, rekabeti evlere taşımaya başladı. Tenis de televizyonlarda yayınlanmaya uygun bir spordu. Bu gelişmenin tenise etkisi muazzam oldu. Tenis kitleselleşti, popülaritesi arttı, televizyon yayınlarıyla beraber reklam ve dolayısıyla para akışı hızlandı. Ancak bir problem de bu esnada su yüzüne çıktı. Erkek tenisçiler ve yöneticiler bu para ödüllerinden kadınlara pay vermek istemiyordu. Tenisçi Jack Kramer 1970’de yaptığı açıklamayla ağızlarındaki baklayı ortaya saçıverdi: “Kadınları önemsemiyoruz ve bunu değiştirmeyeceğiz. Onlar erkeklerin 10'da 1'i oranında kazanacak.” Kariyerinin zirvesindeki Billie Jean King ve 8 kadın tenisçi arkadaşı bu duruma sert tepki gösterdi. 9 kadın, kendi turnuvalarını yaratarak kadın tenisçilerin de ödüllerden eşit pay alması gerektiğini, kadın haklarını merkeze alan bir kampanya gerçekleştirdi. Medya tarafından kendilerine takılan isimle Orijinal 9, müthiş bir başarıya imza attı ve kadın sporcular geri dönüşü olmayan bir zafere imza attılar. Billie Jean King, 2017’de o günleri anlattığı bir yazısında şu satırlara yer verdi: “Biz bir hayalin peşinden gittik ve sporumuz için basit bir vizyonumuz vardı: Dünyanın herhangi bir yerinde doğmuş herhangi bir kız çocuğu, eğer yeterince iyiyse, rekabet etme, başarılarıyla tanınma ve geçimini oynayarak kazanma fırsatına sahip olmalıydı. Ve vizyonumuzun gerçeğe dönüştüğünü görmek için yaşadık.”

BATTLE OF THE SEXES
Orijinal 9’un kazandığı başarı muhteşemdi ama Billie Jean King ve kadın tenisçilerin sınavları halen bitmiş değildi. 50’li yaşlarını süren eski erkek tenisçi Bobby Riggs, Orijinal 9’un kazandığı başarıyı perdelemek, eşit ücret hakkını baltalamak için pespaye iddialarla ortaya çıktı. Erkeklerle kadınlar arasındaki farkı göstermek için Billie Jean King’e bir maç teklif etti. Billie Jean teklifi tereddütsüz reddetti. Ancak bir başka yıldız kadın tenisçi Margaret Court teklifi kabul edip maçtan yenik ayrılınca Billie Jean teklifi
kabul etti. 20 Eylül 1973’de oynanan maçı Billie Jean King tüm kadınlar için 3-0 kazandı. Bu tarihi maçın hikâyesi 2017 yılında aynı isimle sinemaya da aktarıldı. Kariyerinde 12 tekler ve 17 çiftler grand slam şampiyonluğu bulunan, beş yıl boyunca dünya bir
numarası olarak kalan Billie Jean King sadece spor efsanesi değil aynı zamanda aktivist bir kişilik olarak da her zaman saygıyla anılan ikonik bir figür. Bugün halen cinsiyet eşitliği ve özgürlükler konusunda aktif olarak çalışan Billie Jean King, kendisinden sonra gelen kadın tenisçilerin yolunu açan bir öncü oldu.


ARŞİV