Su sporlarının en yorucusu, en keyiflisi ve en özgürü olarak tarif ediliyor yelken sporu. Hem yelkenin içinde yalnız başınıza, hem de bütün bir takım adına karar alıyorsunuz. Sonsuz deniz, uçsuz bucaksız gökyüzü…. Marmar Yelken Kulübü’nden Ömer Kubalas, “Çocuklara kendi kararlarını vermelerini öğretiyoruz. Denizin ortasında bir rüzgar, bir de yelken var.” diyor.
63 yıllık geleneğe sahip olan Marmara Yelken Kulübü (MYK), on binlerce genci yetiştirip, binlerce müsabakaya katılarak Kadıköy’ün en değerli kulüpleri arasında yer almayı başarmış. “Ticarethane değil, spor kulübüyüz” diyerek özetliyor Kubalas, kulüp içerisindeki faaliyetlerini.
İlk olarak sorduğumuz soruların başında elbette pandemi döneminde neler yaptıkları geliyor. Herkes gibi eve kapandıklarını, bu dönemin hem çocuklar hem de kendileri açısından zorlu geçtiğini aktaran Kubalas, “Biz de birçok sektör gibi etkilendik. En nihayetinde kira var, çalışan ücretleri var, antrenörlerimizin maaşları var… Ama biz bunun üstesinden gelmeyi başardık. Devletin verdiği Kısa Çalışma Ödeneği’nin üzerini tamamlayarak kimseyi mağdur etmemeye çalıştık. Kapalı kaldık aylarca. Ondan önceki yaz gerçekten kayıtlarımız çok iyiydi, öğrencilerimiz çok mutluydu. Ancak pandemi, hemen ardından ortaya çıkan müsilaj, kayıtları elbette düşürdü. Bu yaz daha coşkulu geçmesini bekliyoruz” diyerek pandemi döneminde hem ekonomik hem de psikolojik zorlukları atlatabildiklerini söyledi.
BODRUM VE ÇEŞME’DE KAMP
Okulların tatile girmesini fırsata çevirerek Bodrum ve Çeşme’de sporcularla kamp yaptıklarını, burada hem dinlendiklerini hem de antrenmanlarını en sıkı şekilde yaptıklarını söyleyen Kubalas, “Sporcular, 7 yaşında gelmeye başlar. 14 yaşına kadar optimist dediğimiz bir sınıfta eğitim alıp, yarışlarını yaparlar. Ardından bu sporu yapmak isteyenler, hevesli olanlar hazırlık takımına yükselir. Burada da başarılı olan sporcular, C, B ve A basamaklarını çıkarak lisanslı sporcu olma yolunda ilerlerler. Biz bütün sporcularımızın bu aşamaları kat etmesini istiyoruz elbette. 14 yaşından sonraki sporcularımızı ise lazer sınıfı dediğimiz bir üst sınıfa alıyoruz, orada yaşıyorlar. Bu yaştan sonra bir yaş sınırı yok ama genelde 18 yaşına kadar yapıyorlar ve o yaşlarda bu spora devam edip etmeyeceğine karar veriyorlar.” dedi.
“KENDİNİ İYİ HİSSEDEN HERKES GELEBİLİR”
Marmara Yelken Kulübü’nün içerisinde yalnızca çocuklara ve gençlere eğitimlerin verilmediğini aktaran Kubalas, “Yetişkin eğitimi dediğimiz, 7’den 70’e kendini iyi hisseden herkesin katılabildiği bir eğitimimiz de var. Daha büyük, yat sınıfı dediğimiz teknelerle ders veriyoruz, denizi öğretiyoruz, yelkeni öğretiyoruz.” diyerek bu derslere herkesin katılabileceğini söyledi.
“BURASI BİR TİCARETHANE DEĞİL”
Kulüp kapılarının herkese açık olduğunu söyleyen Kubalas, “Burası bir ticarethane değil, amacımız herkese bu sporu yaptırmak hatta insanların bir spor yapmasını sağlamak. Çocuklara yelken öğretmek, temiz niyetle düşünmeyi öğretmek… Tek başlarına denize açılıyorlar, altlarında bir tekne ve bir rüzgar var. Kendileri karar alıyor ve uygulamak için mücadele ediyor, hedefe odaklanıyor. Buraya gelen çocuklar teknenin her işini kendisi yapar. Kıyafetini kendi giyer, yelkenini kendi açar, ipini kendi bağlar, teknesinin temizliğini kendi yapar, gücü yetmediği için arkadaşlarıyla birlikte teknesini denize indirir… Antrenörlerimiz sadece öğretir, onların yerine yapmazlar.” diyerek tüm ailelerin çocuklarını yelken sporuna göndermesini öneriyor.